Fotoğrafları translate French
8,469 parallel translation
Oradaki ayna, o gece burada gerçekleşen olaylara ait fotoğrafları saklıyor olabilir.
Le miroir pourrait contenir des photos de ce qui s'est passé cette nuit là.
Hem aile fotoğraflarından kısa saçlı Cisco'nun nasıl göründüğüne bakabilirim.
Puis je regarderai les photos de famille et voir à quoi ressemble le petit Cisco sans cheveux longs.
Birisi yazıcımı kullanmış ve sanırım o kişi Caroline. Çünkü iş hayatıyla ilgili ve Earl'ün Angela Bassett * fotoğraflarından da yok.
Quelqu'un a utilisé mon imprimante, et je pense que c'est Caroline, car ça concerne le boulot et non pas un autre collage d'Angela Basset de Earl.
Neden Joe Miller'ın yaralarının fotoğrafları bende yok?
Elle va témoigner, alors? Pourquoi n'ai-je pas toutes les photos des blessures de Joe Miller?
Lavaboda bir kül birikintisi buldum. Muhtemelen bu kolyeyi taktığı fotoğrafları yakmış.
J'ai trouvé des cendres dans l'évier, sans doute celles de la photo d'elle-même avec le pendentif.
Fotoğrafları en kısa zamanda ulaştıracağız.
Nous allons vous en remettre des copies immédiatement.
- Şurada bazı hoş fotoğrafları da var.
Elle a aussi de jolies photos là-dessus.
Karımın ve oğlumun fotoğraflarını getirmeden sana hiçbir şey söylemem.
Je ne vous dirai rien tant que j'ai pas des photos de mon gamin et de ma femme.
Aile fotoğraflarımı getir ve onun ne yaptığını öğreneceksin.
Apportez-moi ma famille et vous saurez pourquoi il l'a fait.
Fotoğrafları aldın mı?
T'as mes photos?
Fotoğrafları getireyim.
Je vais chercher les photos.
- Fotoğraflarım.
Oui.
Kimlik fotoğrafları olsa gerek içinde.
Ils devraient inclure leur photos d'identité.
Umarım kimlik fotoğrafları arkadan, sağ kulaklarının olduğu taraftan çekilmiştir.
Espérons que leurs photos soient prise de leur oreille droite.
Fotoğrafları gördüm.
J'ai vu les photos.
- Senin fotoğrafların vardı onda.
Il avait des photos de vous.
O fotoğrafları istiyorum.
Je veux que vous preniez ces photos.
Fotoğraflarımı çekiyormuş.
Il prend des photos.
Fotoğraflarınız çekildi ve güvenlik güçlerine iletildi.
Votre photo a été prise et transmise aux autorités.
Fotoğraflarınız çekildi ve güvenlik güçlerine...
Votre photo a été prise et transmise aux...
Fotoğraflarınız çekildi ve...
Votre photo a été prise...
- Fotoğraflarınız çekildi ve güvenlik güçlerine iletildi.
Votre photo a été prise et transmise aux autorités.
Her şeyin yazılı kopyasını tutardı. Mali kayıtlar, tanık görüşmeleri, gözetim fotoğrafları.
Il a gardé des copies partout - - archives financières, témoignages, photos de surveillance.
Son 3 sene içerisinde Peterson'ın DEA ekibinin çekilen tüm fotoğraflarını bulman gerekiyor.
Tu dois trouver toutes les photos d'identité de l'équipe de Peterson. des trois dernières années.
Fotoğrafları aldım. Teşekkür ederim.
J'ai les photos d'identité.
Son zamanlardaki kimlik fotoğraflarına baktım.
J'ai regardé vos photos d'identité de ces dernières années.
Bana Arcielo suç mahallinden elimizde olan bütün fotoğrafları getirin.
Donne moi toutes les photos que tu as de la scène de crime Arcielo.
Olay yeri fotoğraflarını gösterince gerçekten şaşırdı.
Il était très surpris en voyant les photos des scènes du crime.
Peki, belki sizin saklayacağınız bir şey olmayabilir ama, benim gurur duymadığım bazı fotoğraflarım ve internet geçmişim var ve tercihen bunların tüm dünyaya sızmasını istemiyorum.
Vous n'avez peut-être rien à cacher, mais moi j'ai des photos et des recherches dont je ne suis pas fier. J'ai pas très envie qu'on révèle mes secrets.
Pekâlâ. İşte morluğun fotoğrafları.
On a les photos des contusions.
Yani, benimde manyakça fotoğraflarım var eski günlerde sallarken.
Moi aussi, j'ai de vieilles photos déjantées où je me déchaine.
Hep onun fotoğrafları var. Sanki fotoğrafları çeken ona aşıkmış gibi.
Elles sont toutes d'elle, comme si le photographe était amoureux.
Telefonunda fotoğraflarını gördüm.
J'ai vu leurs photos sur votre téléphone.
Evernow oyununu Renautas yayınlıyor. Onlar da tesisin farklı yerlerinde fotoğraflarını çekiyorlar.
Renautas est l'éditeur du jeu "Evernow", ils se font prendre en photo un peu partout sur le campus.
Babam fotoğraflarını gösterdi.
Papa m'a montré des images.
Kayıpların fotoğrafları.
Les photos des disparus.
Şimdi uslu ol ve bana yardım et,... fotoğrafları kutula, tamam mı?
Sois gentille et aide-moi à emballer ces photographies.
Sen sadece fotoğrafları çek, Tanrı aşkına.
Prends juste des photos, pour l'amour de Dieu.
Bir dakika, şu sonsuza kadar kalacak olan fotoğrafları yani?
Attends, toutes les photos qui seront sur la cheminée pour toujours?
Üzerinde saat ve tarih olan fotoğraflar ver. Selfieler.
Eh bien, j'ai des photos qui contiennent la date et l'heure.
Bu fotoğraflar hep National Geographic'ten gibi.
Toutes ces photos de profils ressemblent au National Geographic.
Duvarım için fotoğraflar istiyorum.
Des images pour mon mur... de vieilles photos.
Bu fotoğraflar da bu sayfadaydı.
Ces photos se trouvaient à cette page.
Yıllıkta kayıp olan fotoğraflar.
La photo qui manque dans le livre de l'année.
Ona bazı fotoğraflar gösterdim ve Kieran'ı işaret etti.
Je lui ai montré des clichés venant du vigile, et elle a pointé Kieran.
Mevcut tek fotoğrafları 20 yaş üzerindeyken çekilmiş.
Les seules photos ont plus de 20 ans.
Fotoğraflar kimseyi öldürdüğünü kanıtlamaz.
Les photos ne prouvent pas qu'il a tué quelqu'un.
Lakin anılar, fotoğraflar gibi, zamanla solarlar.
Mais les souvenirs, comme les photos, s'effacent avec le temps.
O sana gizli fotoğraflar veriyor.
Elle te passe des photos classifiées.
Evet, bütün fotoğraflar.
Oui, toutes les photos.
Bütün fotoğraflar.
Toutes les photos.