François translate French
1,458 parallel translation
Kendimi hala şövalyenin yanında yaratığın son nefesini vermeyi beklediği, Jean-François de... Morangias'ın gizli yuvasına ilerlerken görürüm.
Je me revois encore, accompagnant le Chevalier au repaire secret de Jean-François de Morangias, où la Bête attendait sa dernière heure.
Jean-François Afrika'dan garip, bir çeşit yaratık getirmiş. Sonra hayvan doğurmuş.
Jean-François avait rapporté d'Afrique une bête étrange qui avait mis bas.
Benim, mesajını aldım.
Oui, c'est moi, François. J'ai eu ton message en rentrant.
- Perşembe onun doğum günü.
C'est la Saint-François, jeudi.
- Öyle mi?
La Saint-François?
Francois Pignon'a bir hediye vermek akıllıca olur!
Oui, et je pense qu'un petit cadeau à François Pignon ferait bien dans le tableau! C'est tout.
Francois?
François?
Mutlu yıllar, Francois.
Bonne fête, François!
Francois Pignon?
François Pignon?
Sevgili Francois, otursana!
Ah, entrez, mon p tit François, asseyez-vous!
Bileceğiniz gibi, önümüzdeki cumartesi Gay Resmi Geçit Günü.
Comme vous le savez, François, samedi prochain, c'est la Gay Pride.
Yani utanıyorsun :
Je comprends votre timidité, François.
Bir cevap istiyorum, hemen.
Je vais vous laisser, François, mais j'aimerais bien avoir une réponse rapidement.
Nedir bütün bunlar?
Qu'est-ce que c'est que cette histoire, François?
Buluşabilir miyiz?
Est-ce qu'on peut se voir, François?
Hangi gece olduğunu söylemek için yarın ararım.
Je t'appelle pour te dire quel soir. A demain, François!
Yapma Francois.
Oh, arrête, François.
Söz.
C'est promis, François.
Kötü hissediyorum.
Je me sens mal, François.
Francois Duguay dün gece öldürüldü.
François Duguay a été tué hier soir. On l'a assassiné.
- Francois Duguay dün gece öldürüldü. Ve sen de tehlikedesin.
François Duguay s'est fait tuer hier et vous, vous êtes en danger.
Arkadaşın Francois Duguay'ı kullanıyordu.
Il manipulait François Duguay.
Nasıl yani, kimse Francois'ı kullanamaz.
Mais personne n'a manipulé François.
Jean-Francois işle her şey yolunda mı?
- Et avec Jean-François, ça va?
Tüm dünyanın askeri müdahale beklediği bir anda Fransız lider Mitterand kuşatma altında olan Saraybosna'ya geldi.
Alors que le monde entier attendait une intervention militaire, le prèsident français François Mitterrand a atterri à Sarajevo, une ville déjà en état de siège.
St. Francis tarafından kurulan Franciscan tarikatındanım.
Je fais partie de l'ordre franciscain créé par saint François.
Bana St. Francis'den bahset.
Parlez-moi de ce saint François.
Bu, St. Francis ceketini fakirlere verirken.
C'est saint François donnant son manteau aux pauvres.
Kafam yerimde benim. Adım Jean - Francois.
Je suis clair comme de l'eau de roche, je m'appelle Jean-François.
- Ve en büyük kalp ağrın. - Ben kalp doktoruyum.
Et toi, François, t'as plus grande peine de cœur.
- Francis of Assisi. - Francis of Assisi.
- François d'Assise.
- François babanın yedek gözlüğünü arıyor.
François cherche ses lunettes de rechange.
- Üzgünüm. Üzgünüm. Ama sana ihtiyacımız var François.
Tes connaissances ne serviront pas.
François bu konuda kararını kendin vermek zorundasın.
C'est à toi seul de décider.
- François nerede?
- Où est François?
- François, ne yapıyorsun?
Mais il est mort! - Qu'est-ce que tu fais?
- François, bunu yapamazsın.
- C'est impossible.
- François, her şey yolunda, tamam mı?
Promis. Ça va aller...
François Lordum.
François, milord.
- Sus François.
- Ça signifie...
- Ötekilere dikkat edin. Adi herifler François'i öldürdüler.
- Ne perdons pas les autres.
- François'in kanı.
C'est celui de François.
Katherine, Christopher ve François'nın anne ve babası.
"... leurs enfants chéris Katerine, "Christophe, et François." Cher François...
- Bırak öyle kalsın, François.
C'est mieux comme ça, François.
Çok pembe.
François!
Sana İvaniç'in Paris'te olduğunu Francois söyledi değil mi?
Il vous a dit qu'lvanic était à Paris?
Sıkıntı yaratma. Jean-Francois'a beni buradan aramasını söyledim.
- Tu me fous vraiment dans la merde.
- Üzgünüm François o zamanlar gözlük yoktu.
Désolé, ça n'existait pas à l'époque.
François!
Où est François?
François.
François?
Sevgili François beni kurtaran dostlarıma.
" Aux amis qui m'ont survécu :