Frappuccino translate French
50 parallel translation
Moka frappuccino grande.
Un grand frappuccino moka.
Hanson, eğer merkeze gelip seni frappuccino içerken görürsem...
Hanson, si je vous surprends au poste à siroter un frappuccino...
Portakal mocha frappucino!
Orange Moka Frappuccino!
Siz hiç Frappuccino denediniz mi? Hayır mı?
Vous avez déjà goûté un cappuccino frappé?
İki kapiçino ve bir fındıklı frappuccino.
Deux Cappuccinos et un Frappuccino aux noisettes.
Büyük bir fincan frappuccino alabilir miyim, lütfen?
Je pourrais avoir un grand demi-café frappuccino, s'il vous plait?
- Frapuçino.
Frappuccino.
- Frapuçino?
Frappuccino?
Kapuçino servis eden garsonu özleyeceğiz. Shenkin'in ibneleri gibi olmayı.
Il ne manque qu'une serveuse pour nous servir un frappuccino, et nous serons comme ces pédés de Tel Aviv.
Peynirli sandviç ve şu Frappuccino'lardan bir tane.
Un sandwich jambon-fromage et un frappuccino.
Frappuccino?
Un frappuccino?
Buz gibi soguk kremali kahveye ne dersin?
Ça te dit, un bon Frappuccino glacé?
İki Slim Jims ve frappuccino.
- Du chorizo et un frappuccino.
Frappuccino'nun hepsi değil tabi.
Pas un frappuccino en entier.
Kyle kasıtlı olarak Frappuccino'sunu üstüme döktü.
Kyle a délibérement renversé son frapuccino sur moi.
- Affedersin, buyur! - Frappuccino, lütfen.
Un café frappé, s'il vous plaît.
Mariana, bana ve bayana frapuccino verebilir misin?
Mariana, mon chéri, apporte-moi un frappuccino. - Et un autre pour la dame.
Selam, şu tatlılı fındıklı karamelli soya frappuccino içeceğini deneyeceğim.
Je vais prendre un noix caramel soja frapp...
Beni birkaç tane daha frappuccino içmem için kandırmaya mı çalışıyorsun?
Tu veux que je prépare plus de frappuccinos?
Ara sıra frappuccino içmeye Starbucks'a gidebiliriz.
Ouais, on pourrait aller au Starbucks un jour... prendre un frappuccino.
- Frappuccino.
- Frappuccino.
Baba dünyada vente frappuccino'dan daha kötü şeyler de vardır.
Papa, il y a bien pire que "vente frappuccinos". Parle anglais.
Kırıntı pastası, bir frappuccino ve bir dürüm.
Un gâteau, un capuccino et un burrito bien garni.
20'lik fincanda, organik çikolatalı karamelli Frappuccino, çok sıcak ve 2cm köpüklü. ... yağsız.
Un double venti frappuccino saveur brownie caramel bio extra chaud, 2 cm de mousse, allégé.
Frappuccino'ya ne dersin?
Un frappuccino?
- özür dilerim - ama ben iyiliksever diktatörüm, neden yağsız ve şekersiz ahududulu kahvelerimizi içerken konuşmuyoruz
- Mais je suis dictatrice bienveillante, alors parlons-en en dégustant un Frappuccino framboise écrémé sans sucre
Bana göre bu yine de iyi bir kahvaltı. Karamel, kapuçino ve çörekten iyidir hiç değilse.
C'est bien meilleur qu'un Frappuccino et un donut.
Bu kahve lekesinin yanında, sizi çok iyi tanıyorum.
A part la légère odeur de frappuccino, je vous connais.
Frappuccino
# Frappuccino.
Önümdeki adam mocha frappucino beklerken böbrek naklini kaçırdı.
Le mec devant moi a manqué sa greffe de rein en attendant son moca frappuccino.
Frappuccino, Frappe ve Cappuccino'nun birleşmesinden yapılır.
"Frapuccino" c'est une combinaison de "frappé" et de "cappuccino"
Tamam, yani, Phil içecekteki fare zehrini hızlıca içti.
Donc, Phil boit le poison anti-rat dans son frappuccino.
Naneli donmuş kapuçinoda 1500 kalori mi var?
1500 calories dans un frappuccino à la menthe?
Hangisi donmuş kapuçinoyu sattı?
Lequel lui a vendu son frappuccino?
Donmuş kapuçinoyla başlayalım.
Commençons avec son frappuccino.
Hatırlayamadığı karısıyla o kadar çalıştıktan sonra bir donmuş kapuçinoya ihtiyacı vardır.
Il a besoin d'un frappuccino à la menthe après avoir travaillé autant avec cette épouse dont il ne se souvenait pas.
Duble uzunun, beş pompa nanenin içeceğine döktüğü şeyin şeker olduğunu sanmıyorum.
[soupirs] Je suppose que ce n'est pas du sucre que "double tail" versait dans le frappuccino du "5 pressions à la menthe".
Bana eski sevgilimi hatırlatıyor. Hırslı, seks düşkünü 22 yaşındaki Beyaz Saray personeli. Ülkeyi frappuccino, porno ve umuttan güç alarak yönetiyordu.
Il me fait penser à mon ex-copain un homme passionné, trop sexué de 22 ans bossant à la Maison Blanche qui dirigeait en fait le pays drogué aux frappucinos, au porno et à l'espoir.
- Bill için karıştırılmamış frappuccino. - Teşekkür ederim.
- Un double frappé sans crème pour Bill.
- Frappucino'nu getirdim Holly.
J'ai ton frappuccino, Holly.
Mocha Frappuccino'lu?
- Oui. - Au mocha Frappuccino?
Büyük boy, moka frappuccino içtim.
J'ai pris un grand Mocha Frappuccino.
Canım, Starbucks'ta frappuccino paylaşacağız
On partage un Frappuccino de Starbucks
İçtiğim soyalı Frappuccino'dur.
Ce café au lait de soja que j'ai bu.
En sevdiğinden aldım. Mocha frappe light, değil mi?
Un frappuccino mocha allégé.
Elimde Mocha Frappuccino'yla gelip sana sürpriz yapacaktım.
j'allais te rapporter un bon petit moka glacé.
Orada meyveli gevrek tadında Frappuccino olduğunu biliyor muydun?
J'ai pu boire un Frappuccino au goût de céréales.
Beni 2017'ye sırf latte ve frappucino içmeye getirmediğini biliyorum dostum.
Je sais qu'on n'est pas venu en 2017 juste pour prendre du frappuccino.
Frappuccino var mı buralarda?
Vous avez des capuccino ici?
Kafeinsiz frappuccino istiyorum.
Je veux un déca frappuccino.