Frederic translate French
384 parallel translation
" Prusya Kralı Yüce Frederick'den aldığımız talimatlara istinaden bir takım görüşmeler neticesinde kızınız Sophia Frederica'nın bir an önce Rusya'ya yola çıkarak Muhteşem Peter'in torunu ve tahtın en olası varisi olan Haşmetmaapları Peter Feodorovich'in gelini olmak üzere seçilmiş olduğunu bildirerek ailenizi onurlandırmaya karar vermiş bulunmaktayız.
" Nous, Frédéric roi de Prusse, avons décidé par la grâce de Dieu d'honorer votre famille en choisissant votre fille, Sophie Frédérique, pour la couronne de Russie en tant qu'épouse de Son Altesse Pierre Féodorovitch, petit-fils de Pierre le Grand, neveu de Sa Majesté Impériale et héritier présomptif du trône.
Frederic Chopin... Sevdiği bir kadın için. İsmi George Sand imiş.
C'est de Chopin, pour la femme qu'il aimait, George Sand.
Harika ve tanınmış Richard Wagner daha da harika ve ünlü olan Frederic Chopin onun önünde diz çöktüler.
Le grand et célèbre Richard Wagner, le célèbre Frédéric Chopin, tombent à ses genoux.
- Prusya'lı Büyük Frederick gibi.
D'après Frédéric le grand, roi de Prusse.
Majesteleri Prens Frederick Hapnick!
Son Altesse Royale, le prince Frédéric Hapnick.
Büyük Frederick'in sözünü hatırla :
Frédéric le Grand disait :
Yazık ki, Kral Charles'la olan gizli anlaşması tam ben büyük bir Leydi olmak üzereyken bizi Palermo'dan kovan Kral Frederick tarafından öğrenildi.
Mais son entente avec le roi Charles fut découverte par le roi Frédéric qui nous chassa de Palerme juste au moment où j'allais devenir une des grandes dames de l'île.
İsmim Frederick.
Frédéric.
Detektif Çavuş Frederic Wilson.
Inspecteur Frederic Wilson.
Fredric, bu laboratuara gidecek.
Frederic, celle-ci va au labo, s'il te plaît.
Frederic kamerayı yerleştir, şimdi renkli çekim yapıyoruz.
Frederic? Installe l'appareil, on va photographier en couleurs.
Frederick!
Frédéric!
Beş yıllık savaş süresince... şanlı Frederick, krallığındaki erkekleri o derecede tüketmişti ki... er toplayan adamlar tutmak zorunda kalmıştı. Bunlar, çocuk kaçırmak dahil her tür suçu işleyebilecek kişilerdi. Bu sayede o müthiş birliklerinde, okkanın altına gidecek erler eksik olmuyordu.
Au cours de cinq années de guerre... l'illustre Frédéric avait tué tant de mâles de son royaume... qu'il dut employer des recruteurs... prêts à n'importe quel forfait, y compris le rapt... pour alimenter ces régiments d'élite en chair à canon.
Generalin yaptığı konuşmanın mahiyeti şuydu : Kral, birliğin Audorf çarpışmasında gösterdiği başarıdan... ve Onbaşı Barry'nin Yüzbaşı Potzdorf'u kurtarırken sergilediği cesaretten etkilenmişti. Bu cesaret iki Frederick altınıyla ödüllendirilecekti.
Le Colonel déclara que le roi était satisfait de la conduite... du Régiment à la bataille d'Audorf... et de la bravoure du Caporal Barry, sauvant le Capitaine Potzdorf... ce qui lui vaudrait pour récompense deux Frédéric d'or.
Büyük Frederick'e yakın olan... Tübingen Prensi... kumara çok düşkündü, tıpkı bütün Avrupa saraylarının... centilmenleri gibi.
Le Prince de Tübingen... qui était des intimes du Grand Frédéric... aimait passionnément le jeu, comme les gentilshommes... de presque toutes les cours d'Europe.
15.500 Frederick altını borcunuz var.
Vous devez 15 500 Frédéric d'or.
Hazretlerinin bana 15.500 Frederick altını borcu var. Bunu namusumla kazandım.
Votre Grâce me doit 15 500 Frédéric d'or... que j'ai gagnés honorablement.
İsteğinizle gelirseniz... size Tübingen Prensi adına bu keseyi vereceğim. İçinde 2.000 Frederick altını var.
Venant de bon gré, vous aurez cette bourse du Prince de Tübingen... contenant 2 000 Frédéric d'or.
'Frederick, hortumu getir.'"
'Frédéric, va chercher mon arrosoir.'"
Büyük Frederick de bizimle birlikte tüm Avrupa'yı gezdi.
Frédéric le Grand nous a suivis dans toute l'Europe.
Büyük Frederick en zor günlerindeyken, neredeyse her şey bitmiş, tamamen yenilmişken talihi birden bire dönmüştür.
Frédéric le Grand, dans ses pires moments. Presque rompu, presque vaincu. Et le vent a tourné.
" Cesur Kral Frederick biraz daha sabrederseniz, sıkıntılarınız sona erecek.
"Brave Roi Frédéric, " soyez patient, ces jours de souffrance vont cesser.
Resmi raporlara göre ona Frederick Kasırgası diyorlar.
Ils l'ont baptisé Ouragan Frédéric.
Frederic Forrest, Chef'i, ve 14 yaşındaki Larry Fishburne, Mr. Clean'ı oynayacak.
Frederic Forrest, Chef. Et Larry Fishburne, âgé de 14 ans, incarnerait M. Clean.
- Evet, dostun, Frederic Clawson.
- Oui, votre pote. Frederick Clawson.
Bilirsin. Öküz Frederic Chopin.
Tu sais... ce salaud de Frédéric Chopin.
Merhaba, kontes.Ben Frederick.
Bonjour, Mme la Comtesse. C'est Frédéric.
Saygılarımla, Frederick J. Çakmaktaş.
Sincèrement vôtre. Frédéric J. Pierrafeu.
Yani zavallı Frederic herşeye başka birisiyle yeniden başlamak zorunda.
Le pauvre Frederick devra repartir à zéro avec quelqu'un d'autre.
Ben de oyuncu ve yazar arkadaşım Frederic Kimball'dan ve meslektaşlarımız Michael Hadge'den ve James Bulleit'ten bana katılmalarını istedim. " III.
J'ai demandé à mon ami Frederic Kimball, acteur et auteur, et à nos collègues, Michael Hadge et James Bullet, de se joindre à moi, de prendre la pièce Richard III,
Merhaba, nasılsın? Frederic'le Cloisters Müzesi'ne gitmeye karar verdik. Burada ortaçağ havası var.
On est allés aux Cloisters, un musée avec un décor médiéval, qui convient parce que c'est l'époque de Richard III.
Önce kapıyı çal Frederic.
Frappe d'abord!
Bu fikri beğenmediniz. Bu sahneyle ilgili Frederic'ten daha iyi bir fikri olan var mı?
Quelqu'un a mieux à suggérer que Frederic?
- Frederic, hiç manası yok.
Ça rime à rien!
- Freddy "kralı gömelim" falan dedi de.
Frederic a parlé d'enterrer le roi.
Kral olmak istiyorum Frederic. Kral yap beni.
Je veux être roi, fais-moi roi.
Frederic'le "III. Richard" ın 300 yıl önce sahnelendiği tiyatroya gitmeye karar verdik. Bu hayaletler sahnesi de Londra'daki bu mekanda canlandırılmıştı.
Frederic et moi avons décidé d'aller dans le théâtre où Richard III a été joué il y a 300 ans et la scène du fantôme a été jouée sur cette scène à Londres.
- Seni seviyorum Frederic.
- Je t'aime, Frederic.
Peki ya, Frederic?
- Et "Frederick"?
Kızlardan biri Frederic Remington büstüyle ilgilendi.
Une était intéressée par un buste de Frederic Remington.
O, Frederick Douglass'a karşı olan savaşın kazanılması için onlara yardım etti ve Napolyon'un elinden İbranileri kurtardı ve Fransa'yı keşfetti.
Il les aida lors de leur guerre contre Frederic Douglas. Puis il libéra les Hébreux du joug de Napoléon et découvrit la France.
Ben Frederic Martie'yi istemiyorum.
Au lieu de te prendre la tête.
Robespierre ve Federico Barbarossa'yla ne yaptın?
Qu'as-tu fait de Robespierre et de Frédéric Barberousse?
Kernik Von Groisent, ayrıca Vandenberg, Prens Van Polen oldukça iddialı.
König von Preußen, Kurfürst von Brandenburg, Prinz von Polen. Frédéric le Grand.
Alman ordusu, bu yılın başından beri saldırı fırsatı bulamadı.
Ils n'ont pas attaqué en hiver depuis Frédéric le Grand.
Frédéric le Grand'ın gözlerine her baktığımda ve çektiği zorlukları düşündüğümde, mistik bir heyecan duyarım.
QUAND JE REGARDE FRÉDÉRIC LE GRAND ET QUE JE PENSE À CE QU'IL A ENDURÉ, C'EST UNE EXPÉRIENCE RELIGIEUSE.
- Fred.
Frédéric.
Seni şövalye ilan ediyorum Frederic.
Je te fais chevalier...
- Vazgeç bu sevdadan. Çok saçma. - Ama işin özü de bu ya Frederic.
Mon point de vue, c'est que... chacun a une opinion.
Frederic.
- "Frederick".
Coşanadam
Frédéric HAINEAUX