Free translate French
559 parallel translation
Fancy Free'yi seviyorum.
J'aime Fancy Free.
Fancy Free.
Sur Fancy Free?
Fancy Free'yi alalım :
Voyez Fancy Free.
Özgür olmadigim için mi mutsuz olup olmadigimi bilmiyorum, yoksa mutsuz oldugum için mi özgür olup olmadigim bilmiyorum.
- I don t know if l'm unhappy because l'm not free or if l'm not free because l'm unhappy.
Bağımsız çalışırım.
Je suis free-lance.
- Free Press?
- Free Press?
Bir Free Press alır mısınız?
Le nouveau Free Press?
Duty-free arabası orada.
Le chariot hors taxes est là.
- Serbest fotografçıyım.
Je suis photographe free-lance.
Bazı çekimler için başka fotoğrafçılar tutuyorum ayrıca modeller de sürekli değişiyor.
Il y a des photographes free lance. Et les photomodèles changent très souvent.
Phos Free'nin yapımcılarından, yepyeni, etkili bir seri, "Sewing with Susie."
Le fabricant de Sans Phos, le nouveau détergent vous présente... - La couture de Susie.
Pek çok serbest iş alıyorum.
Je travaille beaucoup en free-lance.
Gümrüksüz ürünlerin satışı az sonra bitmiş olacak.
Le duty-free va bientôt fermer.
Rush Caddesi'ne git, Free N Easy Klübe.
Va â Rush Street, au Free N Easy.
Free N Easy'deki kadınlar... onlar bunu bilmiyor.
Les nanas au Free N Easy ne le savent pas.
Yedincide Free Spirit kazandı.
"Liberté" dans la 7ème.
Özgür Avrupa Radyosu'ndan kayıt etmiştim.
Enregistré grâce a Radio Free Europe.
Saat 23 : 59, burası Özgür Amerika Radyosu, müzik ve gerçeklerle şafağa kadar sizinleyiz.
Il est 11h59 sur Radio Free America, musique et vérité jusqu'au l'aube.
Yetkililer onu Freeport'ta, gümrüksüz satış mağazasında yakalamış.
à l'arrivée ici et on l'a arrêté à la boutique duty-free de Free Port.
Sen de gümrüksüz alışveriş mi yapacaksın?
On va au duty-free?
Evet. Detroit Free Press listende mi?
Tu as lu le Detroit Free Press du 12 avril?
Başına buyruk davranıp serbest bir bio-şeytan kovucu oldu. Canlılardan kurtulabileceğini iddia etti. Ama daha çok belaya battı.
Il s'est mis à son compte... comme bio-exorciste free-lance... prétendant qu'il pouvait chasser les vivants...
- Evet. Free fall sırasında.
Si, en chute libre.
Tanıklar, Basco'nun cansiperane bir şekilde sudan çıkmaya çalışırken kumsalda durup, Ben Öldüm şarkısını söyleyen bu manyak tarafından tekrar geri atıldı!
Des témoins ont vu Bosco essayer de sortir du lac et être rejetée à l'eau par ce chômeur dérangé qui se tenait sur la berge en chantant "Born Free".
Sana free miles yok.
Tu ne prends jamais l'avion?
Free'deki adam da öyle ölmüştü değil mi?
- Le mec de Free aussi, non?
# Kaç git ve kimse #
# Run free and sure #
Gümrük vergisiz mallar mağazasına da uğrarım hem.
Je m'arrêterai au duty-free.
- Gümrük vergisiz mallar mağazası mı? - Evet.
Le duty-free?
Yine de gümrük vergisiz mallar mağazasına uğramak istiyorum.
N'empêche que je veux m'arrêter au duty-free.
# Gümrük vergisiz mallar mağazasına Uğramak istiyorum #
" Je veux m'arrêter au duty-free
# Gümrük vergisiz mallar mağazasına Uğramak istiyorum #
"Je veux m'arrêter au duty-free..."
Toprağı üzerinde özgür insanların,
O'er the land of the free
"Don't ever set me free..."
Ne me laisse plus libre...
If Odo's free, you're not getting off this station.
Si Odo est libre, vous n'avez aucune chance de quitter la station.
Birazcık serbest "dj" işleri yapıyorum ama biliyorsun şu anda sadece taksi kullanıyorum.
Je fais de la sono en free-lance. Mais là, je fais le taxi.
Serbest terörizm, sözleşmeli olarak.
Terroriste free-lance. Au contrat.
Sigortalı olarak mı işe alıyorsun, yoksa serbest olarak mı?
Il y a des avantages ou c'est en free-lance?
Tabii, haklısın. Ama maalesef serbest esaslara bağlı kalacağız.
Je regrette, mais ce sera entièrement en free-lance.
Free Willy.
Sauvez Willy.
Evet, Free James Brown rallisindeki polis memurları.
Les flics qui m'ontarrêté à une manif.
Santraliniz, serbest çalışan bir terörist grubu tarafından ele geçirilmiştir.
Votre usine est aux mains d'une super équipe de terroristes free-lance.
Serbest çalışıyorum.
En free-lance.
Bir tür bağımsız iş kendi çapımda, kendi işlerim var. - Çünkü ben...
Je suis free-lance et je me débrouille pour...
Elimde birer Free Bird ve Moon Unit var. Sigara içtiklerinden beri konuşmadılar.
Pas pu leur faire dire quoi que ce soit, ni savoir ce qu'ils ont fumé.
Sesli düşünüyordum.
Je suis un free rainer.
- Freelance.
- Elle bosse avec toi? - Free-lance.
Özgür Willy'yi biliyor musun?
Et tu connais Free Willy?
Bana gümrük vergisiz Kahlùa * likörü alsana.
Achète-moi de l'alcool en duty-free.
Turkish
Sous-titres : giboo @ free.fr
# # [ "Free Ride" By Edgar Winter ]
- Merde!