English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ F ] / French

French translate French

906 parallel translation
[TURKISH]
[FRENCH]
[overseas]
[FRENCH]
Turkish
French
- İçki alır mısın? - Teşekkürler, cin ve French alayım.
- Vous buvez quelque chose?
[TURKlSH]
[FRENCH]
Turkish subtitles by SOFTITLER
French subtitles conformed by SOFTITLER
SDI Media Group [TURKISH]
[FRENCH]
Turkish subtitles by SOFTITLER
French subtitles by SOFTlTLER
Can Çelik
Delphine Chatenay [French]
[TURKISH]
SDl Media Group ( FRENCH )
Çeviri : radiostar
Sous-titrage : SDI Media Group [FRENCH]
Bu filmin yapımında, yardım ve işbirliğini esirgemeyen Amerikan Donanmasına teşekkürlerimizi sunarız.
SDI Media Group [FRENCH] Pour la Marine des Etats-Unis, pour son aide et sa coopération... qui ont rendu ce film possible, tous nos remerciements.
Türkçe
French
TURKISH
FRENCH
Park Crest Hotel, Fransız Caddesi 322 Numara. 3. kod.
Park Crest Hotel, 322 French Street. Code trois.
- French Line rıhtımını gördün mü? - Evet.
- Voyez-vous le quai de la French Line?
- FRENCH LlNE Ama benim için iyi olmuyor.
Le problème est que cela ne m'aide pas.
French Cancan.
"French cancan"
French Cancan dansını yapıyorum.
Je suis de la maison, je danse le french cancan.
Senin bildiğin çahut, Fransız kankanı değil.
Tu connaissais le vieux chahut, pas le french cancan!
Fransız kankanını beklerken sabırlı olmanızı rica ediyoruz.
Mesdames et messieurs, en attendant le french cancan, qui ne tardera pas, nous vous demandons, quelques minutes de patience.
Baylar, bayanlar, Fransız Kankanı!
Mesdames et messieurs... le French Cancan!
The Three Faces of Eve
FRENCH
Bu Bayan Emily French vakıası.
L'affaire Emily French.
Gazetede Bayan French'in başına aldığı bir darbe yüzünden öldüğü haberini okudum.
J'ai lu que Mme French avait été retrouvée la tête défoncée.
Tanıştıktan sonra Bayan French'in bana yardım edebileceğini düşünmüştüm.
J'espérais que Mme French pourrait m'aider à ce sujet.
- Peki Bayan French'le tam olarak nasıl tanıştın?
- Comment l'avez-vous connue?
Bütün bunlar olurken Bayan French'in varlıklı olduğundan haberin yok muydu?
Vous ne saviez pas qu'elle était fortunée.
- Oh, hiç zahmet etmeyin, Bayan French.
- Ne vous dérangez pas.
Bayan French'ten ne kadar para alabildin?
Combien d'argent lui avez-vous soutiré?
- Çünkü ne? Çünkü Bayan French, karımla aramın pek iyi olmadığı izlenimine kapılmıştı.
Mme French croyait que nous ne nous entendions pas.
Bayan French'in evinden saat 9'da çıktım.
- Si, je suis parti à 21 h.
- Emily French cinayeti.
Le meurtre d'Emily French.
Ama o zaman da Bay Vole Bayan French'ten para alıyorsa neden gelir kaynağını kessin?
Si M. Vole pressurait Mme French, pourquoi bloquer le filon?
- Bayan French'in size bıraktığı 80 bin sterlin.
- Le legs que Mme French vous a fait.
Bugün Bayan French'in kasasını açıp vasiyetini buldular.
Le coffre de Mme French a été ouvert, son testament s'y trouvait.
Şu anda elimde, Emily French'i öldürme suçlamasıyla ilgili bir tutuklama emri var.
J'ai un mandat d'arrêt contre vous pour le meurtre d'Emily French.
Evet, elbette Leonard'ın Bayan French'le sık görüştüğünü biliyordum.
Oui, je savais que Léonard voyait fréquemment Mme French.
Bayan French'in kocanıza para bıraktığından haberiniz var mı?
Vous savez que votre mari a hérité?
Bayan French, kocanızı bir oğul ya da sevdiği bir yeğen olarak görmeye başlamıştı.
Il est clair qu'elle voyait en lui une sorte de fils ou de neveu.
Demek sizce Bayan French onu böyle görüyordu?
Elle, voir un fils en Léonard? Ou un neveu?
Belki biri seni Bayan French'in evinden çıktıktan sonra görmüştür diye fotoğrafı gazetelere dağıtacağız.
Voyons si, d'après une photo, quelqu'un vous a vu rentrer.
"Bay Vole, Bayan French'in iş ilişkilerine yardımcı oluyordu. Özellikle de vergi iadesi konularında."
"M. Vole aidait Mme French dans ses comptes, surtout pour l'impôt sur le revenu."
Leonard Stephen Vole, mahkememizde açılan davada 14 Ekim günü Londra şehrinde Emily Jane French'i bilerek ve planlayarak öldürmekle suçlanıyorsun.
Léonard Stephen Vole, vous êtes accusé d'avoir, le 14 octobre à Londres, tué Emily Jane French.
Çeviri :
[FRENCH]
Turkish
[FRENCH]
çeviri : çağlayan sel @ caglayansel
[FRENCH]
Çeviri : scarface21 A.AZİZ KARAKAŞ
French
Postacı Kapıyı İki Kez Çalar
[FRENCH]
- Noir
[FRENCH]
Young Man With a Horn
[FRENCH]

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]