English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ F ] / Froid

Froid translate French

15,853 parallel translation
Buz gibi bira.
Ice-froid de la bière.
- Anlıyorum. Aceleci davrandın ve masum biri yaralandı.
Tu as vite perdu ton sang froid, et un innocent a été touché.
- Tek odalı, yer yatağı vardı. - Kış o kadar soğuk geçmişti ki...
- Une chambre, un simple futon pour lit, et cet hiver où il a fait si froid, on a...
Sürekli hastanede kalırsanız hastalanırsanız. Arada çıkıp hava alın. Hava biraz soğuk ama olsun.
Vous allez tomber malade à rester toute la journée à l'intérieur de l'hôpital, il faut sortir un peu, même si le vent est un peu froid.
Çünkü siz soğuktan ölmeden önce pilotunuzun kabin basıncını dengelemesi gerekecek.
Ce n'est que de la pression au niveau de la cabine. avant que vous ne mouriez de froid.
Arkadaşlarını soğuk kanlılıkla öldürdü. Seni öldürmeye çalıştı.
Il a tué tes amis de sang froid, essayé de te tuer.
Küçük meleğin üşüyor olabilir.
Peut-être que ton petit ange a froid.
Gözünüzü bile kırpmadınız be.
Une tueuse de sang froid.
Zombiler soğuktan nefret eder.
Les zombies détestent le froid.
- Gerçekten soğuk.
- Il fait froid dehors?
Sana Noel hediyesi yaptım büyükanne.
- Vraiment froid... Je t'ai fait un cadeau de Noël, mamie.
Selam evlat.
Il fait très froid. Hé!
Çok soğuk.
Il fait froid.
Kardeşim, üşüdüğünü ve acıktığını biliyorum.
Frère, je... Je sais que tu a froid et faim.
Sıcak, soğuk. Sonra yorgunluk.
Chaud, froid, puis l'épuisement.
Donup ölürüz.
On mourra de froid.
Eğer orada kalsaydılar, donup ölürlerdi.
Ils restent dedans, ils meurent de froid.
O halde, oldukça basit birkaç soru sorduğumda müvekkilinizin kendini nasıl kolaylıkla kaybettiğini görmenizi istiyorum.
Je voulais vous montrer avec quelle facilité votre client perd son sang-froid avec moi quand je lui pose... des questions assez faciles.
Hiçbir şeyden korkmayışını ve hayatı ezip geçme huyuna baya bir tutulmuştum, fakat o arkadaşım Ethan'a sarmıştı.
J'étais attiré par son côté intrépide, elle n'avait pas froid aux yeux, et elle était attirée par mon ami Ethan.
Burada soğukkanlı bir cinayetten söz ediyoruz.
Tu parles de tuer quelqu'un de sang-froid.
Kendinize gelin!
Gardez votre sang froid!
Dmitry Petrovich, soğuk kanlı bir katildir.
Dmitri Petrovich est un tueur de sang-froid.
Soğuk kanlılıkla bir adamı öldürebilecek misin?
Tuer un homme de sang-froid?
Ben soğuğu iyice yemeden.
Avant que je n'attrape froid.
Aslında üşüyorum.
J'ai froid, en fait.
Soğuk kanlı bir katil mi?
Un tueur au sang froid?
- Üşüdüm sadece.
J'ai juste froid.
Ölümden kıl payı yırttım valla.
C'est pas passé loin. Il fait pas un peu froid par ici?
Polisin tekini soğukkanlılıkla öldürecek değilim.
Je ne tue pas d'hommes policiers de sang froid.
İçinde karanlık bir şeyler var ve bundan ödün kopuyor.
Il y a quelque chose de très froid en toi. Tu en es terrifié.
Üşümüyor musun?
Avez-vous pas froid?
Üşümüyorum Barry.
Je ne reçois pas froid, Barry.
Soğuk füzyon ve nihai teoriyi çözmek gibi bir şey.
C'est comme résoudre la fusion par le froid et l'ultime théorie.
Sonunda tekrardan terk edildiğini kabul etti. Sonra soğukta, yıldızların altında evine yürüdü.
Il a accepté le fait qu'il serait abandonné encore et toujours, et puis est rentré à la maison sous le froid et les étoiles lointaines.
Soğukkanlılıkla öldürdüm, öylesine.
Je l'ai tué de sang froid, juste comme ça.
Sonra da soğukkanlılıkla ailemden birini öldürmeye çalıştı sonra da hayatımın aşkını yakıp kül etmeye çalıştı.
Puis elle a essayé de tuer un membre de ma famille de sang-froid et a tenté de l'incinérer amour de ma vie.
Suratı soğudu.
Son visage est devenu froid.
Ağrıtıcı bir soğuk boğucu bir karanlık damarlarımı yakarcasına duyulan kan ihtiyacı ve uzun, ıstıraplı bir bekleyiş.
Le froid douloureux, l'obscurité étouffante, la brûlure de mes veines criant pour le sang, et la longue agonie de l'attente.
Çok kötü üşütmüş.
Mauvais coup de froid
Üşüttürüyor Lordum.
Froid, monseigneur.
Artık bir Danimarkalıyım.
Froid, monseigneur.
- Yarı çıplaksınız Lordum, üşütebilirsiniz.
Tu es pied nus. Tu pourrais attraper froid.
Depo çok soğuk ve pis kokan bir yer o yüzden umarım kıymetini bilirsin.
Il faisait froid et ça puait en bas, j'espère que tu apprécies ça.
Maymunun kulakları ve parmakları soğuktur.
Le froid est les oreilles et orteils du singe.
Kendime hakim olamadım, ve sana yumruk atmamalıydım.
J'ai perdu mon sang froid et je n'aurais pas dû te frapper. Tu ne m'as pas juste frappé.
İnsanların soğuk havaya rağmen bunca zaman sokakta kalabilmelerine şaşırmıştım.
Ça m'a bouleversée de voir les gens dans la rue tout ce temps, malgré le froid.
Bir ideal uğruna mı bu soğukta duruyorsunuz?
Vous êtes ici dans le froid pour une idée?
Benden bir adamı soğukkanlılıkla öldürmemi, suikast düzenlememi istiyorsunuz.
Tu me demandes de tuer un homme de sang-froid, de l'assassiner.
Ellerin çok soğuk.
Tu es froid.
Burada uyuma. Çok soğuk.
Ne dors pas ici, il fait très froid.
Ah, sanırım, Bayan Sinclair ile de bir tezgah düzenlemiş olurdum...
- Gardons notre sang froid.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]