English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ F ] / Fronde

Fronde translate French

88 parallel translation
Bu, modern zamanlarin en büyük kavgasi. Sapani bile olmayan Davut... Golyat'a, yani Taylor ve avenesine savas açti.
C'est la plus titanesque des batailles contemporaine, David sans sa fronde, se dresse contre le puissant Goliath, Taylor et son organisation!
Tam sapanlık.
Ce sera bien pour ma fronde.
Sapanla atıyorum. Taştan daha ağır.
Je m'en sers pour ma fronde.
Davut, sapanını çıkarıp bir taş fırlatmış... ve aslanı gözlerinin tam ortasından vurmuş.
David prit sa fronde, lança une pierre Et atteignit le lion entre les deux yeux.
O sapanın ne için olduğunu söylesene ona Saul.
Saül, dis-lui à quoi sert cette fronde.
Dövüşerek çıkabiliriz.
J'ai ma fronde dans les cheveux. On pourrait se battre.
- Bana sapanını ver.
Donne-moi ta fronde.
- Bu sapanı Moinet getirmiş olabilir.
- Enfin, cette fronde... C'est pas Moynet qui l'a apportée ici.
- Sana bu sapanı kim verdi?
Qui vous a rendu cette fronde?
George bana silahtan hiç bahsetmedi.
Avec quoi croyais-tu qu'il s'évaderait? Une fronde?
Babam Davud, Goliath'ı bir taş ve bir asâ ile yenmişti.
Mon père David a combattu Goliath avec une fronde.
Sapanla çok öldürdüm.
Avec ma fronde!
At o elindeki sapanı zındık seni!
Que fais-tu avec cette fronde?
Bir atışla olmasa da bir tutuşla.
Pas avec une fronde mais à mains nues.
Arka saflara alındım, Buchenwald'a tayin edildim.
Pas question de fronde, d'ailleurs, je suis muté à Buchenwald.
David elini çantasına koyup bir taş alarak attı ve Filistinlinin kafasına vurdu o ve yere düştü.
David prit une pierre qu'il tira à la fronde. Il atteignit le Philistin au front. Il tomba face contre terre.
Şu andan itibaren sapanının taşıyım!
A partir de maintenant... je suis une pierre dans ta fronde!
Asteroidin çekim gücünü bir sapan gibi kullandınız.
La force gravitationnelle de l'astéroïde nous a servi de fronde.
Evde senden bana bir tek sapanın kaldı.
A la maison, il ne reste plus que ta fronde.
Bu sapanda olmamak beni çok mutlu eder!
Sortir de cette fronde, cette pensée me réjouit!
"Afacan Beşler" gibiydi.
C'était Thierry la fronde.
Davut'un Goliath'ı öldürmek için kullandığı sapanın kopyası.
Une réplique de la fronde utilisée par David contre Goliath.
Senin yaşında, sapanı olan tek çocuksun.
Tu es le seul gamin de ton âge à avoir une fronde.
Onunla ilgili tanıdık birşeylerin olduğunu biliyordum, ama... sapanla, o...
Elle me rappelait quelqu'un, mais avec sa fronde...
Tek ihtiyacım olan şey sadık sapanım, iyisinden ve sertinden bir -
J'ai juste besoin de ma fidèle fronde et d'un bon...
Bu inanılmaz ve güçlü bir mancınığa benziyor.
C'est une fronde géante.
Öyle bir mancınık ki 2 blok ötedeki nesnelere bile zarar verebiliyor.
Une fronde géante qui envoie des projectiles à deux rues d'ici.
Bu şeyin bu kadar gücüne inanamıyorum. Yanlış ellere düşmemeli.
T'imagines le pouvoir de la fronde entre de mauvaises mains?
Çok pahalı.
Trop cher. Fronde géante?
Goliath, onun gözüne şişi sapladığında Davut'un kanatları sallanıyordu.
Quand Goliath lui cracha sur le front David braqua et ajusta sa fronde Tu l'as voulu
Hadi sapanla kuş vuralım.
Je vais tuer un oiseau avec ma fronde.
Düşüncemizin katlanması mı güzel, Zalim kaderin yumruklarına, oklarına,
Y a-t-il plus de noblesse à subir la fronde et les flèches de la fortune
Bir sapanla taş fırlatan bir genç adam için de ben ayni şeyi söyleyebilirdim.
Autant que lancer des cailloux avec une fronde.
Ben Chuck Mannis ve bu da İnsan Sapanı!
Je m'appelle Chuck Mannis et voici la fronde humaine!
Balon, onu bu ahıra almak için büyük vinç, halat ve küçük askı lâzım.
Salut, Balon. J'ai besoin de le treuil lourd, la remorque et facile fronde à la chercher dans ce décrochage.
Az önce beni bir dağa yapıştırdı. - İade kabul etmiyoruz. - Ben yıllardır müşteriyim.
J'ai acheté une fronde géante grandeur nature chez vous, et ça m'a juste explosé contre une montagne.
Arkanızdan tezgah kuran birini istemezsiniz.
Vous ne voudriez pas d'une fronde.
Tuzu uzatmak için mancınık gerekir..
Il vous faut une fronde rien que pour passer le sel.
Sapanı kim tutuyor bilin bakalım?
Et devinez qui tiendra la fronde?
Elinde sapanıyla vadiye inmiş.
Il descend dans la vallée, sa fronde à la main.
Davut sapanını çekmiş.
David lance une pierre avec sa fronde.
Bir sapan istiyor.
Il veut une fronde.
Arkadaşı onun son insan sapan olacağını sanıyormuş ama onun başka bir planı varmış.
Ses amis pensaient qu'il allait devenir la prochaine fronde humaine mais il avait d'autres plans.
Bu, genç Davud'un, dev Goliath'ı yere sermek için kullandığı sapan gibi.
C'est la fronde de David qui a abattu le géant Goliath.
Eğer zihnindeki ulu acıları çekip acımasız eleştiri oklarına göğüs gerersiniz ya da idrar yolunu kapatırsanız her şey bir son bulur mu?
Y a-t-il plus de noblesse d'âme à subir la fronde et les flèches de la sténose outrageante ou bien à s'armer contre un urètre fermé et à l'arrêter par l'amputation?
Düşüncemizin katlanması mı güzel zalim kaderin yumruklarına, oklarına.
Y a-t-il plus de noblesse d'âme à subir la fronde et les flèches de la fortune outrageante...
Düşüncemizin katlanması mı güzel, zalim kaderin yumruklarına, oklarına, yoksa diretip bela denizlerine karşı dur, yeter!
Y a-t-il plus de noblesse d'âme à subir la fronde et les flèches de la fortune outrageante, ou bien à s'armer contre une mer de douleurs et à l'arrêter par une révolte?
- Sapan iyidir.
- La fronde, c'est parfait.
- Camı nasıl kırdın?
- Tu as cassé le carreau? - Oui, avec ma fronde.
Sapan kullanmada iyi misin?
Vous êtes fort à la fronde?
Sapanlı, küçük kahverengi burunlu yer cüceleriyle.
Le petit gnome au nez marron et avec une fronde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]