English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ F ] / Fört

Fört translate French

35,279 parallel translation
Neden bağırıyorsun?
Pourquoi tu parles si fort?
Sanırım çok üstüme gitti.
Je pense que je l'ai poussée trop fort.
Bence sen cesur ve güçlüsün... ve.. şey demek istiyorum 6'3 ( 1.90 ), 6'4 ( 1.93 )
Je pense que tu es fort et courageux. et... je veux dire environ six-trois, six-quatre?
Güven bir kelime çok güçlü olabilir.
"Confiance" est peut-être un mot trop fort.
Tahribatın çok güçlü, sen mümkün olmayacaktır.
C'est trop fort, tu ne pourras pas..
Bazı insanları o kadar özleriz ki yanımızda olmadıkları halde öyle sanarız.
Les gens peuvent nous manquer si fort qu'on a l'impression qu'ils sont avec nous alors qu'ils ne le sont pas.
Örneğin, insanlar sağlıklı bir kalbi daha da güçlendirmek için egzersiz yapabilir.
Les gens musclent leur coeur pour le rendre plus fort.
Daha sert olabilir.
Ça pourrait être plus fort.
Pekala bu at daha sert bir şeyler istemiş.
Ce cheval voulait un truc plus fort.
San Antonio, Fort Worth ve Dallas'a geliyormuş.
Il vient à San Antonio, Fort Worth et Dallas.
Ondan sonra tabii lütfen kov bizi. Fena kov hem de.
Après ça, par tous les moyens, s'il te plait vire nous et vire nous fort.
"Sevmek" büyük bir kelime.
Le mot est un peu fort.
Öyle hızlı nefes alıyordum ki orada sadece uzanarak orgazm olacağımı sandım.
Je respirais tellement fort, j'ai cru que j'allais jouir juste en étant allongée là.
Fırçayı bırakıp ayağa kalktığını duydum. Kalbim küt küt atıyor. Sonra durdum, yani dondum.
Je me laisse aller un peu plus fort, et là je l'entends poser le pinceau, se lever, mon coeur accélère, je - - je - - je m'arrête, je me fige.
Bir tek güçlü olursak güvende olabiliriz.
La seule façon d'être en sécurité c'est d'être fort.
Ses çok mu yüksek?
C'est trop fort?
Yüksek sesle ağlayabilen biri olmam büyük şans.
Heureusement, je pleure fort.
- Evet. Sert. Biraz taneli.
- Oui, fort et un peu croquant.
- Biraz daha yüksek sesle söyleseydin.
- Dites-le encore plus fort.
O yüzden kasada "ceset nakliye parası" etiketli bir zarf var.
Dans le coffre-fort, il y a une enveloppe pour les frais de transport.
Sesin çıksın biraz Louise Pang!
Plus fort, Louise Pang!
- Biraz daha bağır istersen. - Pardon.
- Tu veux parler plus fort?
Oldukça cömert, koruyucu, kibar ve güçlüydün.
Que tu étais... généreux, protecteur, gentil et fort.
Alex, buradan gittiğim an iş arkadaşlarım sana haddini bildirmek için ellerinden geleni yapacaklar.
Alex, dès que je serai loin, mes collègues feront tout pour te botter le cul aussi fort que possible.
Kafanı gerçekten çok kötü çarpmışsın.
Tu t'es heurté la tête assez fort.
Sesini alçaltır mısın?
Voudriez-vous parler moins fort?
Şehrin hemen dışında soğuk savaş zamanlarından kalma bir sığınağa inşa edilmiş bir yer.
Bâti dans un ancien fort de la guerre froide dans un endroit secret en-dehors de la ville.
Giriş sistemleri güvenli bir kasa gibi çalışıyor.
L'entrée fonctionne comme un coffre-fort à deux clés.
- Kaleyi savunuyoruz.
Défendre le fort.
Seni sert biri yapmak istedim ama yapamadım.
Je voulais te rendre fort, mais je ne pouvais juste pas.
- Öldürecek misin? - Ne kadar istesem de öldüremem.
- Aussi fort que je le souhaite, je ne peux pas le tuer.
Görüyorsun ya sürülerimiz arasındaki bağ güçlü.
Tu vois... le lien qui unit ta meute est fort.
- Çünkü matematiğim iyi.
Il paraît que je suis fort en maths.
İşte en güzel kısmı.
Le moment fort arrive.
Sayın Başkan, hiç olmadığınız kadar.. güçlü olmalısınız.
Vous devez être plus fort que jamais.
Annem o benim ve benimle görüşmek istedi.
C'est plus fort que moi. Ma mère est venue.
Biliyorum çok çalışıyordur ama gerçek değişiklik zaman alır biraz daha onunla çalışsan eve geldiğinde çok daha güçlü olacaksın.
Et je sais que tu travailles dur. Mais le changement, ça prend du temps. Et si tu travailles encore un peu avec lui, tu seras tellement plus fort, en rentrant.
Babanı korkutmak istemedim.
Je ne voulais pas lui faire peur en y allant trop fort.
Koca daha güçlü, kadın daha çekingen?
L'homme est fort, la femme est plus réservée?
Bunun ceremesini annem çekti.
Maman en a payé le prix fort.
Gemideki kimse ekvatordaki güneşin bu kadar yakacağını söylemedi.
On ne savait pas que le soleil tapait fort sur l'Équateur.
Evet! Benimle konuşsana şey hakkında...
Plus fort.
Ben diyorum ki ; bunu New York'a gidip kendimiz söylesek daha iyi olur.
Frappons encore plus fort, allons à New York lui dire ça en personne.
Sesini biraz daha alçaltabilir misin, Bob?
Vous pouvez parler moins fort?
Bence "kakalamak" güçlü bir kelime.
"Jeter" est un terme un peu fort.
Bu 24 kilitli Diebold'la ilk uğraşmam sayılmaz.
Ce ne serait pas neuf que je force un coffre-fort 24 verrous.
Duyma sorunumuz olduğunu söylesek de yüksek sesle konuşmak zorunda kalsalar?
On leur dit qu'on est sourds et qu'ils doivent parler fort?
Fetal kalp atışları güçlü ve sağlıklı.
Bon rythme cardiaque fœtal, très fort.
O kadar da iyi gitmiyoruz.
Ça ne va pas fort.
Çok komik.
C'est trop fort.
Hayır, düşündüğümden daha güçlü çıktı.
Non, il est plus fort que je ne le pensais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]