Gabe translate French
1,453 parallel translation
Ve bu da insanım, Gabe.
Et voilà mon humain, Gabe.
- Gabe'den söylemesi.
Dit Gabe.
Gabe'in eniklerle arası bayağı iyidir.
Gabe adore les petits.
Yani sakın yaramazlık yapma, yoksa insan yakalayıcı seni peşinden kovalar Gabe.
Alors soit sage ou la fourrière viendra te chercher.
Benim adım Gabe değil.
Je ne m'appelle pas Gabe!
Willy'e merhaba de.
- Hé, Gabe. - Dis bonjour à Willie.
- Gabe, Isabella, Bex Chloe ve Tomas.
Si on veut. Gabe, Isabella, Bex, Chloé et Thomas.
Pekala, arabada bekliyorum Gabe'in salaklar gelirse diye.
Je resterai dans la voiture au cas un des hommes de Gabe soit là.
Gabe'in sıradaki kaçırmasını engelleyecek bir fikrin var mı?
As-tu idée de la façon de prévenir le prochain enlèvement de Gabe?
Gabe'e bodrumda üzerinde çalıştığım işi göstereceğim.
Je vais montrer à Gabe ce que je fabrique au sous-sol.
Gabe kardeşini öldürmez.
Gabe ne tuerait pas son frère.
Gabe, kardeşini severdi.
Gabe aimait son frère.
Gabe'in Neal'ı kaybolduğu gece ziyaret ettiğini biliyoruz.
On sait que Gabe est allé voir Neal la nuit où il a disparu.
Phillip adında başka bir hastanın Gabe'e, Neal'in bodrumdaki yerini söylediğine inanıyoruz.
On pense qu'il y avait un autre patient nommé Phillip... qui a révélé à Gabe la cachette de Neal au sous-sol.
Gabe, Neal'ı eroin çekerken buldu.
Gabe a trouvé Neal en train de se piquer à l'héroïne.
Gabe, Neal'a bir boruyla vurdu.
Gabe a frappé Neal avec un tuyau.
Beyler, Gabe kim?
Ensuite? Qui est Gabe?
Bu notta, kutuyu yarın gelecek olan Gabe Lewis'e saklamamız gerektiği yazıyor?
Cette note dit de garder la boîte pour Gabe Lewis qui arrivera demain. Écoutez, tout le monde.
Gabe uzun görünüyor.
{ \ pos ( 115,260 ) } Il a l'air grand.
Benim adım Gabe Lewis.
{ \ pos ( 115,260 ) } Je suis Gabe Lewis.
Merhaba, Gabe. Ben Michael Scott, eş-müdürüm.
{ \ pos ( 115,260 ) } Bonjour, je suis Michael Scott, codirecteur.
Gabe, tatlım, hoşuma gitti.
J'aime le son de ta voix, chéri.
Dinleyin. Bugünün sonuna kadar Gabe'e bu değişikliklere uyup uymayacağınız söyleseniz.
Dites-le à Gabe... si ce soir, c'est trop pour vous.
Şimdi herkes mataralarını buraya getirebilirse ben de onları Gabe'in memleketinden gelen güzel nektarla doldururum ve kadeh kaldıarbiliriz.
Si vous voulez bien sortir vos gourdes, afin que je les remplisse du doux nectar de la patrie de Gabe, et que je porte un toast.
Peki. Sonumun Gabe gibi olmasini istiyor muyum?
Est-ce que je veux devenir comme Gabe?
Üzgünüm, Gabe, ama o program çoğu kurabiyede çıkmıyor.
"Désolé, mais cette émission ne passe plus depuis des cookies."
Gabe, bir konuda seninle konuşmam gerekiyor.
Gabe, je dois te parler.
Tam Gabe'in arkasındayken bir şeyler duydum.
J'ai entendu Gabe dire des choses.
Gabe, yazıcılarla ilgili gelişmeleri sana anlattım.
Je t'avais prévenu.
Yani sen de olabilirsin, Gabe. İyi bir noktaya değindi.
- C'est peut-être toi, Gabe.
Bence hepimiz, Gabe veya Angela olduğunda hemfikiriz.
On est tous d'accord que c'est soit Gabe, soit Angela.
Gidelim, Gabriel. İçeri. Başaracağız, Gabe.
À l'intérieur.
Bak ne diyeceğim, birlikte değiliz, Gabe.
On n'est pas ensemble. On est simplement...
- Gabe, sorun yok. Gabriel, sorun yok.
- Faut pas toucher ça!
Evet, Gabe'i tanıyorum.
Oui, je connais Gabe.
Gabe McKinley, sersem Olivia Ainsley ile orada.
Gabe McKinley est là avec cette traînée, Olivia Ainsley.
Onu devre dışı bırakmak için zehirlemeye yetecek kadar kıskanmıştı.
Gabe était jaloux. Assez pour l'empoisonner et l'éliminer.
Lassie, bana sonra bir teşekkür notu gönderebilirsin.
Elle s'en est servi pour les boissons de Gabe et Lance. Remerciez-moi plus tard.
Gabe muhteşem.
Gabe est génial.
Yazın, Gabe kız arkadaşımı çaldığı için sinirli miyim?
Si je suis en colère que Gabe m'ait volé ma copine?
Kim ispiyonlayacak ki? Gabe mi?
Qui va balancer?
Gabe.
Gabe...
Senden de hiç bir şey kaçmıyor değil mi Gabe?
Rien ne vous échappe, Gabe?
Gabe, Eugenia ile ondan faydalanmak için çıkmış. İlişki yürümedi.
Gabe était avec Eugenia au gala.
Gabe McKinley, Eugenia ile çıkıyordu.
Gabe McKinley sortait avec Eugenia.
Gabe onu kıskandı.
Son pote avait le gros poisson.
Nerede o?
Où est Gabe McKinley?
Bu, Gabe'in saunada içtiği şey.
{ \ pos ( 192,230 ) } Gabe buvait ça dans le sauna.
Gabe'in Gillian'la bir ilişkisi vardı ve bu, ölümüne sebep oldu.
{ \ pos ( 192,230 ) } Gabe avait une liaison avec Gillian, c'est pour ça qu'il est mort.
Gabe'in enerji içeceğini ve Lance'in viskisini zehirlemek için kullandığı buydu.
L'antimite. Bien sûr.
Gabe'i yiyor.
Elle mange Gabe.