Gardner translate French
1,233 parallel translation
Chris Gardner. Memnun oldum.
Enchanté.
- Evet, adım Chris Gardner.
Chris Gardner.
Adım Chris Gardner, Michael Anderson'ı arıyorum.
Chris Gardner, pour M. Michael Anderson.
Günaydın, efendim. Adım Chris Gardner. Dean Witter adına arıyorum.
Je m'appelle Chris Gardner, je travaille pour Dean Witter.
Merhaba. Ben Chris Gardner, Bay Walter Hobb'u arıyorum.
Chris Gardner pour M. Walter Hauge.
Dean Witter'dan arıyorum.
Chris Gardner, de Dean Witter.
Adım Chris Gardner.
Je m'appelle Chris Gardner.
Evet, merhaba, adım Chris Gardner.
Bonjour, Chris Gardner.
Adım Chris Gardner. Dean Witter'dan arıyorum.
Chris Gardner, de Dean Witter.
Chris Gardner.
Chris Gardner.
Chris Gardner, Dean Witter'dan.
Chris Gardner, Dean Witter.
Kariyerine Dean Witter'da başladıktan sonra Chris Gardner, 1987'de Gardner Rich yatırım şirketini kurana kadar yükseldi.
Chris Gardner débuta sa carrière chez Dean Witter puis fonda sa société, Gardner Rich, en 1 987.
2006'da, Chris Gardner brokerlik firmasındaki küçük bir hissesini milyonlarca dolara sattı.
En 2006, il a vendu une part minoritaire de sa société de courtage pour plusieurs millions de dollars.
Başkan Yardımcısı Gardner, kocanıza sinir gazının serbest bırakılmasına hazırlık olarak, Los Angeles'ta sıkıyönetim ilan edilmesini tavsiye ediyor.
Le vice-président conseille à votre mari de déclarer la loi martiale à Los Angeles en prévision de l'attaque au gaz neurotoxique.
Bayan Logan, tek bildiğim Başkan'ın, Hal Gardner'ı dinlediği. Ve ülkeye yalnızca, sizi dinlemesinin yardımı dokunacaktır.
Mme Logan, tout ce que je sais, c'est que le président écoute Hal Gardner, il serait dans l'intérêt du pays qu'il vous écoute aussi.
Gardner'ı, Başkan'ın demecini hazırlamasına yardımcı olmama ikna etmeye çalışıyordum.
J'essayais de convaincre Gardner de me laisser l'aider à rédiger le communiqué du Président.
Ama bu, Gardner'ın etkin olarak politika yapması demek oluyor.
Mais ça veut dire qu'en réalité, Gardner dicte les règles.
Ama yapmayacağım şey durup, Hal Gardner'ın kendi işlerini yükseltmesi için seni kullanmasını izlemektir.
Mais ce que je ne ferai pas c'est de rester et regarder Hal Gardner t'utiliser pour servir ses propres intérêts.
Ama yapmayacağım şey durup, Hal Gardner'ın kendi işlerini yükseltmesi için seni kullanmasını izlemektir.
Je vais sûrement pas rester là à regarder Hal Gardner t'utiliser pour servir ses propres intérêts.
Bu sabah Fatima Gardner adında birisi sizi görmek için geldi mi?
Dites, vous avez vu Fatima Gardner, ce matin?
Fatima Gardner'ın raporu olduğunda haberdar edilmeyi mi istemiştiniz?
On a du neuf sur Fatima Gardner.
Fatima Gardner olduğundan emin değil.
Il n'a pas identifié Fatima Gardner.
Bayan Gardner? Fatima?
Mlle Gardner!
Kleavon Gardner, dört ayrı cinayetten sorgulanıyor.
Kleavon Gardner, interrogé sur 4 homicides.
Fatima Gardner.
Fatima Gardner.
Fatima Gardner'ı bu sabah sizinle konuşmak için geldiğini gördünüz mü? - Evet.
Dites, vous avez vu Fatima Gardner, ce matin?
Terry Gardner yakalıyor Tennis Rice'a atıyor o da sahanın aşağısına, bitiş çizgisindeki Sam Boteck'e koşuyor.
Terry Gardner attrape, lance à Tennis Rice qÏ... i se dirige aÏ... fond toÏ... t prà ¨ s de Sam Boteck.
Gardner, Gardner!
Gardner! Bien.
Gardner topu yakalıyor!
Gardner attrape le ballon!
Karen, emirleri Başkan Yardımcısı Gardner'dan alıyor.
Karen reçoit ses ordres du Vice-Président Gardner. Il veut que ce soit fait.
Bizzat, Başkan Yardımcısı Gardner'dan emir aldığını biliyorum.
Je sais qu'elle suit les ordres du Vice-Président Gardner.
Onun ismini vermektense, karısının ölümünü tercih etti... şimdi de, aniden Başkan Yardımcısı Gardner...
Il était prêt à voir mourir sa femme plutôt que de le dénoncer.
Christopher Henderson'ı yakalayabilecek durumdayken, CTU'yu devre dışı bırakıyor.
Et soudain, le Vice-Président Gardner ferme la CAT alors qu'on est sur le point d'arrêter Henderson?
Gardner'ın işin içinde olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten?
Tu penses vraiment que Gardner est impliqué là-dedans?
Buraya, Beyaz Saray'ın talimatıyla gönderildik... ama iki saat öncesine kadar, yalnızca Başkan Yardımcısı Gardner'la muhatap olduk.
Nous avons été envoyés ici sur une directive de la Maison Blanche, mais nous traitions exclusivement avec le Vice Président Gardner jusqu'à il y a deux heures.
Uykusuzluk rekoru, San Diego'dan Randy Gardner'a ait.
Le record de l'insomnie volontaire est détenu par Randy Gardner.
Evelyn, Gardner'ın ismini vermedi.
Evelyn n'a pas impliqué Gardner.
Olayların arkasındaki kişi Gardner değil.
Ce n'est pas Gardner qui est à l'origine de tout ça.
Başkan Yardımcısı Gardner'ı çağır.
Appelez le Vice-Président Gardner.
Her halükarda... yakın zamanda Hal Gordon'ın başkanlık yemini etmesini bekleyebiliriz.
Quoi qu'il en soit, Hal Gardner ne devrait pas tarder à prêter serment.
Gardner de ki evi satın aldılar.
Ils viennent juste d'acheter la maison sur Gardner.
Arkadaşlarım senin Garden'da ki eski evine taşındılar
Des amis ont emmenagé dans votre ancienne maison sur Gardner.
Kızkardeşinin ruhunun hala Gardner'de evde olduğunu düşünüyor.
Il pense que l'esprit de sa soeur est toujours dans la maison sur Gardner.
Gardner köşesinde.
Un bar sur Sunset.
O zaman, halledin.
Au coin de Gardner.
Lütfen adınızı söyleyin.
Epelez votre nom s'il vous plait. Alan Gardner.
Saldırganları öldüren galeri sahibi Alan Gardner'ı iadeyi ziyarete.
Rendre une petite visite à Alan Gardner. Ce galeriste qui a tué les 3 agresseurs.
İyi günler, benim adım Chris Gardner.
Bonjour.
Ben Chris Gardner.
Chris Gardner.
Alan Gardner.
G-A-R-D-N-E-R.
Bay Gardner?
Mr Gardner?