Gatorade translate French
118 parallel translation
Enerji içeceği, sudoku.
Oh, Gatorade? Sudoku?
Yardım ederdim ama oyun kurucunun Gatorade'den sarhoş olmasına izin veremeyiz.
Je vous aiderais bien, mais on ne peut être générale et cantinière!
Enerji içeceğini ister misin baba?
Tu veux du Gatorade, papa?
Kadın 560 kilometre yol geliyor,... ancak bir litre enerji içeceği içecek kadar dinleniyor. Ama benden isabetli atış yapıyor.
Cette femme roule 500 kms, prend juste le temps de boire un Gatorade et ensuite, elle rentre une cible encore plus propre que la mienne.
" Gatorade ( sporcu içeceği ) kutusunu neden Marty Benson'ın kafasına dökmüyorsun?
"Si tu versais le seau de Gatorade sur la tête de Marty Benson?"
Marty Benson'ı öldüren Gatorade kutusunu kafasına dökmesini söylediğim adam.
Le type qui a causé la mort de Marty Benson.
Gatorade'i, Marty Benson'ın kafasına dökmesini kim söyledi, sanıyorsun?
Qui, à votre avis, lui a dit de verser le Gatorade sur la tête de Marty Benson?
İnanmayacaksınız ama kadınlar, ellerinde havlularıyla, orada bekliyorlar.
Si vous voyiez toutes les femmes qui attendent avec des serviettes et du Gatorade.
- Bir Gatorade alırım.
J'vais prendre un Gatorade.
- Eğer bir Gatorade alırsan, o zaman herkes de alır.
Si t'en prends, tout le monde va en prendre.
- Doğru söylüyor. Gatorade'i kazanacakmış gibi oynayalım.
On va pas se jeter sur les Gatorade.
Hala beleş Gatorade alabilirim, değil mi?
J'ai quand même un Gatorade gratos?
Bir şey içmek ister misin?
- File-moi un Gatorade.
- Hey, tüm Gatoradelere ne oldu?
- Qu'est-il arrivé aux Gatorade?
Nike'larını bağla. Gatorade'ini al, yol üstünde bir Big Mac atarız ağzımıza.
Embarquez Hanes, Nikes, Wheaties et Gatorade.
Ben bir keresinde hiç nefes almadan 4 litrelik Gatorade'i içmiştim.
Un jour, j'ai bu 4 litres d'Isotar d'un trait.
Kola daha iyi.
Le Gatorade, c'est meilleur.
Kola hem susuzlugunu aliyor hemde daha guzel tadi var geri zekali Yanlis suyu iciyorsun o zaman.
Le Gatorade, ça désaltère plus et ça a aussi meilleur goût, crétin!
Bira, Gatorade meyve suyu, buzlu çay.
Biére, cocktail énergétique... jus de fruits, thé glacé.
- Sanki birbirlerine Gatorade fışkırtsalar olmuyor.
- S'asperger de champagne, ça suffit pas?
Filmler, televizyon dünyası veya medya olsun... Uzanabileceğim sadece Gatorade vardı.
Qu'il s'agisse de cinéma, de télévision, de médias, on ne peut pas se limiter à des promos pour Gatorade.
Gatorade harika bir içecek...
Boisson excellente, au demeurant.
Hemşire şey dedi, " İcecek ister misin?
L'infirmière disait... " Vous voulez du Gatorade?
Oh, Getorade'in yeni bir çeşidi var.
Gatorade a un nouveau parfum.
Bana yemekte sporcu içeceği bulabilir misin?
Eh, au dîner, et si je prenais encore de cette Gatorade?
Gatorade mi?
C'est du Gatorade?
Fıstık ezmeli tatlı ve Gatorade.
- Rocher au beurre de cacahuètes.
Futbol maçlarında enerji içeceği dağıtırdım.
Je servais du Gatorade pour les matches de football.
Bu çocuğun... on parmağında on hüner var.
Bon sang, le garçon remplira la glacière de Gatorade... emmènera le chien pour une marche, et peindra votre véranda.
- Burda içecek yok.
On a du Gatorade.
- Gatorade ve şekerler.
Gâteaux chimiques, boissons sucrées... et barres chocolatées.
Evet, bir tane daha Everclear ve Gatorade alırım.
Oui, encore un Seul et A Prendre
Zencefilli gazoz veya Gatorade ister misin?
Tu veux une limonade ou une Gatorade?
Biraz Gatorade * ve birkaç paket buza ihtiyacımız var.
On va avoir besoin de boisson énergisante et de glaçons.
" Oyuncular koçların kafasına enerji içeceği atmasın.
" Les joueurs devraient arrêter de jeter du Gatorade sur les entraîneurs.
Ayrıca koçun kafasına içecek atmalarına bayılıyorum.
Et moi j'aime quand ils jettent du Gatorade sur la tête de l'entraîneur. C'est drôle.
Şey ister misin? Gatorade?
Tu... veux... du Gatorade?
Acaba Gatorade'iniz var mı?
Dites, vous n'auriez pas de la Gatorade à tout hasard?
Bu şey herhalde Gatorade falan olmalı.
On dirait du Gatorade ou un truc du genre.
- Tadı Gatorade'ye benziyor.
- Ça goûte le Gatorade.
Hayır, gazoz, hanzo.
Non, c'est du Gatorade, tête de nœud.
Arabada bir Gatorade'm var.
J'ai du Gatorade dans la voiture.
- Koca bir dolap dolusu Gatorade'im olsa, kafandan aşağı boşaltırdım.
Si j'avais une bouteille de Gatorade, je t'arroserais avec.
İlacını da yeşil Gatorade'in içine koydum, tamam mı?
Et j'ai mis ton médicament dans la bouteille verte, OK?
Yeşil Gatorade, ama ben sadece bir sandviç istemiştim.
OK, mais je voulais un seul sandwich.
Gatorade düştü mü?
La Gatorade est passée?
Yoga yapan insanlar Ve epey enerji içeceğimiz var Ve kıçımızı silecek tuvalet kağıdımız
On a des amateurs de yoga qui chantent, plein de Gatorade et du papier toilettes pour nous essuyer le cul.
Trafiğe takıldığında Gatorade şişesine işemek gibiyim ben.
Je suis comme pisser dans une bouteille de Gatorade quand t'es coincé dans les bouchons.
Evet, dolapta Gatorade var.
Il y a du Gatorade dans le frigo.
- Kola.
Vous... buvez pas la bonne eau. Gatorade!
Gatorade şimdi de şarap mı yapıyor?
Réduis la dose!