English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Gazeteciler

Gazeteciler translate French

525 parallel translation
Polisler ve gazeteciler beni hemen tanırlar.
Tout le monde connaissait...
Nick, gazeteciler geldi.
Nick, des journalistes.
Üzügünüm çocuklar ama bu gece gazeteciler için tiyatro yasak.
Désolé, les gars, pas de journalistes au théâtre ce soir.
Şu gazeteciler tetikte. Daha olay olmadan haberleri olmuş olmalı.
Les journalistes sont sur les dents!
- Bir daha dene, lütfen. - Ya gazeteciler?
Votre accent est bien pire!
- Yine gazeteciler. Onlarla konuşmak istemediğimi söyle.
S'il est absent, laisse un message.
Lanet olası Zola hala yazıyorken, herkesi kışkırtıyorken tüm dünya da gerçekler için haykırıyorken medya, gazeteciler herkes birbirinin boğazına sarılmış durumda.
Avec ce maudit Zola qui s'agite et le monde entier qui exige la vérité? Des duels! La presse!
Gazeteciler bunu öğrenirse neler olur biliyor musunuz? Kariyerimin en büyük anlaşmasını tehlikeye atar.
Si la presse l'apprend, ça fichera par terre l'affaire de ma vie!
O halde beraber gazeteciler masasında oturalım.
Alors asseyez-vous à la table de presse avec moi.
Ne şartla olursa olsun gazeteciler buraya girmeyecek, anladın mı?
Que personne n'entre dans le palais ce soir.
- Gazeteciler. - Hep yalan yazdılar.
- Ce sont des journalistes.
Gazeteciler oyaladı beni.
Les gars du journal m'ont accaparé.
Gazeteciler gelmeden düşünmeye çalışıyorum.
Il faut agir avant le retour des reporters.
- Onlar gerçek gazeteciler mi?
- lls sont reporters?
Lanet olası gazeteciler!
Fumier de journaliste!
Arada sırada onu görürdüm ama onların yanlarında hep gazeteciler olurdu.
Je le voyais parfois. Mais il y a toujours des reporters au bureau.
Etrafta gazeteciler olabilir.
Je les fuis. Veux-tu un magazine, des cigares?
- Gazeteciler için prova yapıyorum.
- Je m'entraîne pour les journalistes.
Gazeteciler olmalı.
La presse, je suppose.
Otel odam çok sıcaktı ve sonra bütün o insanlar, gazeteciler ve telefonlar vardı.
Il faisait très chaud à l'hôtel. Les journalistes, le téléphone...
Siz gazeteciler başkalarının hayatlarına burnunuzu sokma hakkına sahip olduğunuzu nereden çıkarıyorsunuz anlamıyorum.
Je sais pas pourquoi vous, les journalistes, croyez avoir le droit de scruter la vie des autres gens.
Siz gazeteciler çok beceriklisiniz.
Vous êtes des gens très intelligents, vous les journalistes.
Gazetesi küçüktü ama Avrupa'daki bütün gazeteciler tavize ve Münih ihanetine karşı verdiği mücadeleye hayran olmuştu.
Tous les journalistes avaient admiré son attitude antimunichoise.
Gazeteciler de benimle bu konuyu konuşmak istiyordu.
Je dois trouver 8 000 $. C'est ce dont les journalistes voulaient vous parler.
Henry, gazeteciler buradaydı.
Les journalistes sont passés.
Ukala gazeteciler, kimi kandırdıklarını sanıyor bunlar?
Ces journalistes! Quels faux-jetons!
O tarih kayda alınmış, ve kayıtlar gazeteciler tarafından tutulmuş, İşte bu gazeteciler Chicago gazetelerini yüceltmişler.
Cette histoire a été archivée... et ce par les journalistes... qui ont fait les grands journaux de Chicago.
- Teğmen, gazeteciler geldi.
Les journalistes sont là.
Gazeteciler geldiler.
Les journalistes venaient.
Sanki bu yetmezmiş gibi bir de dışarıdaki gazeteciler sorularıyla üzerime atladı.
Et en plus de ça, les reporters à l'affût du croustillant!
Siz kadın gazeteciler çok çalışıyorsunuz Bayan Gill.
On travaille dur pour son journal, Miss Gill!
Gördükleriniz cinayet masası ekipleri, dedektifler, gazeteciler.
C ; est la police criminelle qui passe, avec des journalistes.
Gidişata bakılırsa burnunu sokmak isteyen başka gazeteciler de olacak, hem de bir sürü.
De la façon dont je vois les choses, il y aura d'autres journalistes Beaucoup d'entre eux essaieront d'en profiter.
Burada pirinç topluluğu, bağrışan bir kalabalık topluluk ya da bir manşet için gürültü koparan gazeteciler yok.
Il n'y a pas de fanfare ici, pas de foules en liesse, pas de journalistes réclamant des scoop.
Ne keyfi mahkemeler ne de trajedi sever kancık gazeteciler olacak!
Et je n'y mettrai pas les formes.
Gazeteciler buraya toplanacak.
Vous allez avoir des reporters à la porte.
Tüm gazeteciler meydan dayağından geçirilmeli.
On devrait battre tous les journalistes et en faire du papier.
Gazeteciler töreni çevirmişler... ve bir sürü soru soruyorlar.
Les journalistes vont couvrir les obsèques et poser des questions.
Gazeteciler geldi bayım. Bazı gerçekleri öğrenmek istiyorlar.
Des journalistes de Londres.
Gazeteciler "Walter, tüm bu haberleri nereden alıyorsun?" diye sorduğunda onlara aynı şeyi söylüyorum :
Les reporters me demandent parfois : "D'où tirez-vous vos nouvelles?" Je réponds : "Généralement, d'une foule de gens qui avaient promis de les garder secrètes." Par exemple...
Gazeteciler hep öyle olmaz mı?
Comme tous les journalistes.
Bütün gazeteciler gördü.
Tous les journalistes les ont vus.
Yabancı Gazeteciler Birliği üyeleri... Batı cephesindeki İngiliz Hava Kuvvetleri istihkamını geziyor.
La presse internationale rend visite à la RAF sur le front ouest.
Biz çavuşa söylüyordum, Duyduk ki bazı en önemli generaller, ve gazeteciler buraya gelmek üzere yoldalarmış.
Comme je disais, on dit que vos plus grands généraux et des journalistes vont arriver.
Siz gazeteciler Bert'in başına zaten yeteri kadar sorun çıkardınız?
Vous, les journalistes, vous avez causé assez de problèmes à Bert.
Onbirinci bitti, bir tane kaldı- -... ve siz gazeteciler, telefon için bir dakikanız kaldı.
Et vous, les journalistes, plus qu'une minute à vos téléphones!
Belki Amerika'daki gazeteciler satılıktır ama Almanya'da- -
En Amérique vos journalistes sont peut-être à vendre... mais ici, en Allemagne...
Gazeteciler Strand'teki bu ufak kargaşa ile ilgili olarak beni aradıklarında onları çok güzel yatıştırabildim.
La presse m'a demandé les raisons de cette agitation.
- Snell burada. - Gazeteciler de öyle.
Snell est ici.
Gazeteciler.
Les journalistes.
- Gazeteciler, efendim.
Les journalistes interrogeant les célébrités du bateau.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]