Gelir misin translate French
2,547 parallel translation
Porter,... ceketimi arabada unuttum. Benimle gelir misin?
J'ai oublié ma veste dans la voiture.
- Buraya sık sık gelir misin?
Vous venez souvent?
Benimle gelir misin?
Tu peux venir avec moi, s'il te plaît?
- Tiyatroya çok sık gelir misin?
- Vous allez souvent au théâtre?
Hannah, Hannah, biraz gelir misin?
Hannah, Hannah, je peux te voir une minute?
Buraya sık gelir misin?
Tu viens souvent?
Bir saniye gelir misin?
Viens voir une seconde.
Baba! Lütfen buraya gelir misin?
Tu veux bien venir voir?
Sonra gelir misin?
Vous pouvez repasser?
Simon, bir saniye benimle gelir misin? .
Simon, viens avec moi, un petit moment.
Bir dakika gelir misin buraya?
Est-ce que vous pourriez venir ici juste un instant, s'il vous plaît?
Hemen buraya gelir misin Chiles?
Viens, Chiles.
Donny, sana zahmet pek sevgili üvey kızımın iPodunu alıp gelir misin?
Donny, veux-tu bien aller chercher l'iPod de ma charmante belle-fille?
Benimle gelir misin?
Vous pouvez venir avec moi?
- Cal, bir gelir misin?
Cal, je veux te parler.
Gelir misin?
Tu veux venir?
Bir dakika buraya gelir misin, lütfen?
- Viens ici une minute, s'il te plaît.
Benimle şehrin yukarısına gelir misin?
Tu viens avec moi?
Gelir misin?
- Oh là...
Gelir misin?
T'es partant?
Sen de gelir misin?
Tu veux pas te joindre à nous?
Kyle, bara gelir misin?
- Kyle, au bar, d'accord?
Yukarı gelir misin lütfen.
Monte ici, merci.
Bir saniye odanın şu tarafına gelir misin?
Elisha, venez par ici un instant.
Sen ziyaretime gelir misin?
Vous viendriez me voir?
Benimle bir yere kadar gelir misin?
Je peux vous emmener quelque part?
Hank, sadede gelir misin?
Va droit au but.
- Sen de gelir misin?
- Tu te joins à nous?
Balo kraliçesinin en yakın arkadaşı Suzie Hill'le konuşmaya gidiyorum. - Gelir misin?
Je vais interroger Suzie Hill, la meilleure amie de la reine du bal, tu veux venir?
İçeri gelir misin?
Entrez donc.
- Gelir misin diye sorardım ama- -
- Je vous aurais bien proposé...
Nine, gelir misin?
Abuela! Viens avec moi s'il te plait.
Lütfen asıl konuya gelir misin?
- Venez-en au fait.
Güzel. Herkesin önünde tekrar yapmak için tekrar gelir misin sence?
Tu penses que tu peux revenir et faire ça devant tout le monde?
- Tanrı aşkına, buraya gelir misin?
- Tu peux venir ici, bon sang?
- Buraya çok sık gelir misin?
- Tu viens souvent?
- Benimle polise gelir misin?
* - Vous venez avec moi à la police?
Lütfen böyle gelir misin?
Vous auriez dû voir son allocution.
Lütfen böyle gelir misin?
Vous pouvez vous approcher?
Madelaine, rica etsem kapıyı kilitleyip, buraya gelir misin?
Madeleine, tu peux... fermer et venir ici?
Benimle yürüyüşe gelir misin?
Viens avec moi.
- Kahvaltıya gelir misin?
- Petit-déjeuner?
Rachel, ofisime gelir misin?
Viens me voir.
Benimle gelir misin?
Tu peux venir avec moi?
Buraya, buraya sık gelir misin?
Vous venez souvent ici?
Muayene odasına gelir misin?
Suis-moi.
- Odama gelir misin?
- Tu peux venir dans mon bureau?
Benimle gelir misin?
Et si tu m'accompagnais?
Benimle gelir misin?
Tu veux bien venir?
Timmy, bir saniye gelir misin?
Je peux te voir?
Partime gelir misin?
Tu viendras â ma soirée?