Gelsinler translate French
490 parallel translation
- Bırak gelsinler, General.
Laissez-les entrer.
Şey, neden gelsinler ki?
Pourquoi le feraient-ils?
Bay Christian, 5'te tayfalar cezayı görmeye gelsinler.
M. Christian, punition en public à 5 heures!
Gelsinler mi? Görevlerini yaptılar.
Je rappelle les canots?
- Çarşamba günü gelsinler.
Proposez-leur mercredi.
Gitmelerini söyle Davis, daha sonra gelsinler.
Dites-leur de partir, Davis, qu'ils reviennent plus tard.
- Gelsinler!
- Arrivez vite!
Bırakalım gelsinler de hesaplaşalım.
Qu'ils nous rattrapent, on leur fera face.
Bana gelsinler. Ben veririm.
Je les rembourserai.
Hepsi burada. Hangi sırayla gelsinler?
Ils sont tous là.
- Birlikte gelsinler.
- Qu'ils entrent tous les deux.
Gelsinler.
Faites-les venir.
Bir saat içinde buraya gelsinler.
Dites-leur de venir me voir ici, dans une heure.
İçeri gelsinler. Losito'yu da çağır.
Préviens aussi Losito.
Bırak gelsinler. Gelsinler.
Laissez-les venir.
Gelsinler.
Faites-les entrer.
Geronimo ya da yandaşları bir daha bu bölgeye gelirse silahlarıyla gelsinler.
Si l'un de vous remet les pieds dans ce territoire, qu'il revienne armé.
Tanrı aşkına bırakın gelsinler.
Qu'ils viennent, mille sabords!
Ben gidince içeri gelsinler.
Fais-les entrer quand je serai sorti.
Şey- - Gönder gelsinler.
Eh bien... Faites-les monter.
Buraya neden gelsinler?
Pourquoi viendraient-ils?
- Önce onlar gelsinler.
- Qu'on les montre en premier.
Quatermass ve Briscoe'ye söyle oraya gelsinler.
Dites à Quatermass et Briscoe de me retrouver là-bas.
Gelirlerse gelsinler!
- Qu'ils viennent!
Onlara söyle Pueblo salonundaki bara gelsinler.
Que la somme m'attende au bar de Pueblo!
Gelsinler ve beni haklasınlar.
Faudra qu'on me tue!
Mayın tarama ekibini getir hemen! Dedektörleriyle gelsinler.
Qu'ils apportent les détecteurs.
Ama hakkımı da teslim edin, teker teker gelsinler.
En toute équité, il ne devrait y en avoir qu'un.
Yarın sabah gelsinler.
Demain matin.
Çağırın, hemen buraya gelsinler.
Faites-les venir immédiatement.
O zaman 7 gibi gelsinler.
On doit sortir un sept.
Söyle yarın gelsinler.
Qu'ils reviennent demain.
- Ambulans çağırın, acele gelsinler.
- Appelle une ambulance. - Du plateau?
Gelirse gelsinler!
Ca m'est égal.
Ah, lütfen gelsinler.
Je vous en prie, laissez-les venir.
Eğer savaşmak istiyorlarsa açık alana gelsinler.
S'ils veulent se battre, qu'ils viennent.
İçeri gelsinler.
Fais-les entrer.
Onlar bize gelsinler.
Je vais les faire venir à nous.
Bırakın gelsinler.
Faites-les entrer.
Ve içeri girmeye hak kazanmak istiyorlarsa Katanya köyünden uzak durup derhal gelsinler.
Que s'ils souhaitent être reçus qu'ils évitent le village de Catania. Mais qu'ils viennent immédiatement.
Söyle, hemen gelsinler.
Qu'ils viennent aussi vite que possible!
Bırak gelsinler. Bırak gelsinler. Evet.
Laissez-les venir.
Haydi gelsinler.
Qu'ils viennent.
Gelsinler. Camlar buğulu, kapılar kilitli.
Les vitres sont pleines de buée, les portières fermées.
Bu bir skandal değil, zafer olacak.Uzmanlar gelsinler bakalım!
Ce sera un triomphe, et non un scandale! J'attends les experts de pied ferme!
- Neden gelsinler ki?
Ils ne penseront pas qu'il flotte encore
- Gelsinler.
Faites-les rentrer.
Birlik komutanları da bir an önce karargaha gelsinler.
Les chefs de troupes au quartier général.
Söyle, hemen gelsinler.
Dis-leur qu'ils viennent immédiatement.
- Bırak gelsinler. Onları öldüreceğim!
Qu'ils viennent.
Bırakın gelsinler.
Laissez-le approcher.