Gemiler translate French
1,015 parallel translation
Ne sandınız? Gemiler için bizi asmaya geldiler.
Ils sont venus nous pendre pour les naufrages!
Boulogne'ya varacak gemiler.
" Navires attendus à Boulogne.
Gemiler çok kalabalık olacak.
Les bateaux seront pleins.
Ve gemiler Bağdat kadar büyük... yelkenleri bulutlar kadar. Ve rüzgar esince, antiloplar kadar hızlı giderler... ve seni Hint ve Çin adalarına götürürler.
Il y a des bateaux aussi grands que Bagdad, aux voiles grandes comme des nuages et qui filent aussi vite que des antilopes jusqu'aux îles des Indes et de Chine.
Batırdığımız gemiler, kadınlı ve çocuklu... vurduğumuz filikalar — bu işte iyiydik.
Ces bateaux qu'on coule avec des enfants... ces canots qu'on a mitraillés... Pour ça, on s'y entend.
Pusulasız küçük gemiler öndeki büyük teknelerin peşinden gelsin.
Les plus petits bateaux suivront... les plus gros bateaux qui seront en tête.
Gemiler için vergi ver. ... savaş gemileri, kruvazörler muhripler, her çeşit savaş gemilerini yapmak için.
Des impôts pour les navires, les cuirassés, les croiseurs, les destroyers, toutes sortes de bâtiments de guerre
- Gemiler hakkında ne bilirsin ki?
Qu'est-ce que vous connaissez aux bateaux?
Greenwich'te yaşadığım için galiba. Oradaki nehir ve gemiler olabilir.
Peut-être parce que je vivais à Greenwich, il y avait une rivière et des bateaux...
Gemiler ve kargolarla ilgili bilgi alma konusunda uzman Koramiral Witthoeft-Emden ve tatlì dilli yardìmcìsì Helmut Raeuber de aynì derecede önemliydiler.
Tout aussi importants, le pompeux vice-amiral Witthoeft-Emden, et son élégant assistant, Helmut Raeuber, experts en obtention d'information sur les navires et cargaisons.
Gemiler hakkïnda bilgiyi kimden alïyor biliyorsun.
Vous savez où il trouve sa came sur les navires, non?
Koskoca gemiler bile ürkmüş görünüyor.
Tout le monde semble inquiet.
Derine kazdım ki denizden geçen tüm gemiler görebilsin.
On pourra le voir de tous les bateaux qui passent.
Belki etrafta gemiler dolaşıyordur.
Il y a peut-être des navires dans le coin. Qui sait?
Allahaısmarladık. Hadi kardeşim, yeller yolunca esip gemiler kalktıkça, ihmal etme, haber yolla bana.
Profitez de chaque occasion pour m'écrire.
Adamlar, gemiler, silahlar.
Avec hommes, bateaux, constructions.
Bir daha hiç karşılaşmayabiliriz. Denizdeki gemiler gibi.
On se sera croisées, comme les bateaux...
Kağıttan gemiler yapıp küvette yüzdürebiliriz mesela.
Comment? Faisons des bateaux en papier et organisons une régate.
Ayakkabılar, gemiler ve mühür balmumundan,
Dindons farcis Poulets rôtis
Ayakkabılar, gemiler ve mühür balmumundan, lahanalar ile krallardan,
La mer est calme, le vent léger On va bientôt goûter
Artık onları hiçbir şey kurtaramaz. Şişedeki gemiler gibiler.
Ils ne pourront pas passer, comme des navires dans une bouteille.
Bunu takip eden dört yıl içinde, denizaltı gemilerimiz içlerinde Emperyal Donanmasının gurur kaynağı sayılan gemiler de olmak üzere, toplam 6 milyon ton ağırlığında Japon gemisi batırdı.
Durant les quatre ans qui suivirent nos sous-marins coulèrent... six millions de tonnes de navires japonais... dont certains des meilleurs bateaux de la Marine impériale. Cinquante-deux de nos sous-marins et trois mille cinq cents officiers... et soldats furent perdus.
Diğer ülkelerde de benzer gemiler yapılmaktadır.
D'autres pays construisent actuellement des fusées de ce modèle.
Geri kalanlara gelince... Belki bazı gemiler bizi zamanında kurtarabilir.
Quant à nous autres... espérons qu'un navire arrivera à temps.
Bu nedenle civardaki gemiler uyarılmış olmalıdır.
Tous les navires doivent être prévenus.
Donanma bombardımana başlamadan ve ana gemiler gelmeden biraz önce. Çıkartma saatinden önce.
On intervient donc avant le bombardement naval et le gros de la flotte alliée, avant l'heure H du jour J.
Burada yılın ayları var, bizi geçen gemiler, ne kadar zamanda geçtikleri, gördüğümüz balinalar, şekilleri, renkleri, sayıları, yönleri.
Là, il y a les mois de l'année, les navires qui sont passés, la durée de leur passage, les baleines qu'ils ont vues, leur taille, leur couleur, leur nombre, leur direction.
Dövmeye devam edin gemiler, dövmeye devam edin.
Continuez à bombarder, les gars!
Günaydın, Bay ve Bayan Amerika ve seyir halinde olan tüm gemiler.
Bonjour M. et Mme Amérique, et tous les navires en mer.
Merhaba Amerika ve seyir halindeki gemiler.
Bonjour M. et Mme Amérique, et tous les navires en mer.
Nihayet gemiler yükleniyor.
Finalement, les bateaux sont chargés,
Leylekler, gökyüzünde gemiler gibi süzülüyorlar...
Les cigognes bateaux petits volent haut dans la nue,
Leylekler, gökyüzünde gemiler gibi süzülüyorlar...
Les cigognes bateaux petits Volent haut dans la nue,
Leylekler, gökyüzünde gemiler gibi süzülüyorlar...
Les cigognes bateaux petits Volent haut dans la nue...
Gemiler için bir park yeri!
On aura tout vu! Un parking à bateaux!
Gemiler pahalı, helak edecek adamım da yok.
Les navires sont coûteux, et les vies, précieuses.
Kıyı sularında sefer eden ganimet yüklü gemiler var.
De riches butins naviguent le long des côtes.
Her hafta Boston'dan Golden Gate'e gemiler kalkıyor.
Des bateaux partent toutes Ies semaines de Boston.
Gemiler bu miktar kalabalıkları güç bela alabiliyor.
Ces bateaux les contiendront à peine.
Gemiler senindir.
Je vous les envoie.
Nerka'dan başka gemiler de var.
Il y a d'autres navires que le Nerka.
Gemiler kuzeyin neresine kadar gidecek?
Jusqu'où un navire pourrait-il remonter au nord?
Ve buharlı gemiler.
Il aimait les bateaux aussi :
- Gemiler ne zaman hazır olur?
- Quand les navires seront-ils prêts?
Gemiler ne zaman hazır olacak?
Quand les navires seront-ils prêts?
Bugünden itibaren yedi ay sonra gemiler toplanacak.
Dans sept mois, les navires seront réunis.
Gemiler hariç, hiçbir yerde göremezsin.
J'en avais jamais vu ailleurs que sur un bateau.
Giden gemiler gözaltında, gelen gemiler koruma altında olacak.
Ils ne sortiront plus.
Sudaki gemiler gibiler.
Comme des bateaux sur l'eau.
Tüm gemiler kontrol edildi efendim.
- L'appareil est inspecté.
- Yakınlarda başka hangi gemiler var Evans?
- Qui se trouve dans les parages?