English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Geneviéve

Geneviéve translate French

234 parallel translation
Merhaba Bayan Emery. Merhaba Bayan Geneviéve.
- Bonjour, Mme Emery, bonjour, Mlle Geneviève.
Geneviéve elinden geldiğince yardım ediyor ama ihtiyacımız çok fazla.
Geneviève est grande et m'aide de son mieux. Elle n'est pas en cause.
Uzun zamandır tereddüt ediyordum... derken sağduyu ve bilgelik yandaşım Geneviéve... beni ikna etti.
- J'ai hésité longtemps, et Geneviève, qui est la sagesse et la raison même, m'a décidée.
Görüyorsun Geneviéve, dükkan güzel işledikçe, dünyanın en mutlu kadını oluveriyorum.
Vois-tu, Geneviève, si le magasin marchait mieux, je serais la plus heureuse des femmes.
Geneviéve cevabını döndüğümde verebilir.
A mon retour, Geneviève me donnera elle-même sa réponse.
- Sen.. Sen ne düşünüyorsun Genevieve?
À quoi penses-tu, Geneviève?
- Gidiyor musun Genevieve?
- Vous partez, Geneviève?
Genevieve öleli 24 yıl oldu ancak tüm mutlu anılarımızı pek çok kez gözümde canlandırdım. Tecrübelerim, tamamen emrindedir Bertram
J'ai perdu Geneviève il y a 24 ans... mais tous nos moments de bonheur sont gravés dans ma mémoire... et vous pouvez bénéficier de mon expérience.
Genevieve suluboya ressamıydı.
Geneviève était peintre.
Genevieve ise oturma odamızın duvarlarına kırlangıçların uçuşunu resmetti.
Et Geneviève a peint des hirondelles... sur les murs de notre salon.
Genevieve sarışındı.
Geneviève était blonde.
Ah Genevieve, tatlı Genevieve...
Oh, Geneviève
Aziz Genevieve gibi Paris'i koruyorum. - Ne?
Comme sainte Geneviève, je défends Paris contre Attila.
Artık Genevieve Linden.
Genevieve Linden.
Sizi, Bayan Genevieve Linden ile tanıştırayım.
Je vous présente Mlle Genevieve Linden.
Tabii ki, her gün görmüyoruz Metropolitan'dan Genevieve Linden'i.
Ce n'est pas tous les jours, qu'on a Genevieve Linden du Metropolitan.
Genevieve Linden ve 30 sesli bir koro.
La vedette, Genevieve Linden et une chorale de 30 voix.
Bu Genevieve.
Voici Genevieve.
- Merhaba Genevieve.
- Bonjour, Genevieve.
Sorunun nedir, Geneviéve? bir şeyim yok, sadece yorgunum.
Qu'est-ce que tu as, Geneviève?
Genevieve'in bana kendimi güzel, arkadaşça küçük bir kart oyunundan alıkoymamı sorduğunu düşünsene.
Vous voyez Genevieve me demander de me priver d'une agréable petite partie de cartes?
Küçük Genevieve'e pek fazla kulak vermiyorsun değil mi?
Tu ne t'occupes pas tellement de ta petite Genevieve, hein?
Aslında, aklınıza geldi mi bilmiyorum ama küçük bir değişiklikle ikisi çok farklı hale gelebilir. Siz ne dersiniz Genevieve?
Je ne sais pas si vous y avez pensé, mais de simples retouches suffiraient à différencier nos robes, Geneviève.
Genevieve diyebilir miyim?
Je peux vous appeler ainsi?
Genevieve'e biraz bozuk para götürür müsünüz?
Tu peux rapporter de la monnaie à Genevieve?
Gel, Genevieve'e merhaba de.
Je disais juste bonjour à Genevieve.
Genevieve'de vardır. Midem hiç iyi değil.
Genevieve aura bien quelque chose.
Genevieve'e, kafeteryayı bırakmış.
Le café à Genevieve.
Üzgünüm Genevieve ama kitapla ilgili dört raporum var.
Je suis désolé, ma chère Geneviève... j'ai là quatre notes de lecture.
- Genevieve hasta!
Geneviève est malade.
Genevieve!
Oh, mon Dieu...
Peki ya Genevieve, onu ne yapıyorsun?
Geneviève, qu'est-ce que t'en fais?
Sevgili Genevive ile yakında evleniyoruz.
ma chère Genevieve et moi allons nous marier.
Bence bu süsenler çok güzel. Sevgili Genevive'ime.
Oui, les iris conviendront à nouveau pour ma Genevieve.
Genevieve benden boşanıyor.
Geneviève a demandé le divorce.
Genevieve.
Genevieve.
- Genevieve'i yaklaşık, bir aydır görmedim.
Je n'ai pas revu Geneviève depuis ma condamnation.
Genevieve mektup bırakmış mı?
- Genevieve a laissé un mot?
Genevieve'den.
C'est de Genevieve.
Genevieve'le benim her şeyimiz ortaktı ta ki...
Genevieve et moi, on avait tout en commun...
Genelde evin yöneticisi Genevieve Holt'dan bahsediliyor.
Ca parle surtout de la directrice du foyer, Genevieve Holt.
Ve Genevieve'nin ailesi de Harry'yi San Diego'ya beraberlerinde götürdüler.
Ses parents ont pris le cadet, Harry, avec eux à San Diego.
Genevieve'nin ailesi geçen haftadan beri bizimle beraber kalıyorlar.
Les parents de Genevieve ont passé la semaine chez nous.
Genevieve.
Geneviève.
Çin'de başka define avcıları da vardı, Genevieve.
Il y avait d'autres chercheurs du trésor en Chine, Geneviève.
Ayağını denk al Genevieve.
Fais très attention, Geneviève.
Genevieve Teague, kayıp element sende sanıyor.
Geneviève Teague pense que tu as l'élément manquant.
Genevieve Teague'le niye tehdit ediyorsun?
Pourquoi se servir de Geneviève?
Her ziyaretim kutlama vesilesi değil mi, Genevieve?
Toutes mes visites ne méritent-elles pas d'être fêtées?
Element, Genevieve nerede?
L'Élément, Geneviève, où est-il?
Genevieve Teague, güçlü bir kadındı. Güçlü bir avukatla evliydi.
Genevieve Teague était une femme puissante, mariée à un avocat extrêmement puissant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]