Genre translate French
57,693 parallel translation
- Hayır aklımı falan kaçırmadım. Ben aklımı kaçırmam Madeline.
La folie, c'est pas mon genre, Madeline.
Annesiyle arası açık olabilir ama asla böyle bir şey yapmaz.
Bill et sa mère sont en froid, mais c'est pas son genre.
Peki, kim yapmış olabilir?
C'est le genre de qui?
Ancak senin gibi dinsiz bir karı duayı önlemek için dava açar.
Seule une impie dans votre genre irait au tribunal pour la prière.
Ne çeşit bir yobaz zıvanadan çıkıp çalıntı araba satar?
Quel genre de fanatique vendrait une voiture volée?
Öldüğün zaman nirvana'ya veya adına ne diyorsan oraya gitmeyecek olmak seni korkutmuyor mu?
Ça ne vous inquiète pas qu'après la mort, il n'y ait pas de nirvana, ou un truc du genre?
Belki müşterilerimiz konusunda çok da seçici olmamalıyız.
Et peut-être arrêté d'être si sélectifs sur le genre de clients qu'on voudrait.
Dolandıracak, soygunlar yapacaksın ama beni de dahil edeceksin. Böylece kanıt toplayıp milleti tutuklayabileceğim.
Encore des arnaques et ce genre de boulots, mais vous m'aurez à l'oeil pour que je vous rapporte des évidences, et que vous puissiez les arrêter.
- Natüralist biri. Öylelerini bilirsin.
C'est une naturaliste, tu vois le genre.
Seni vurmam için bir neden versin diye
Je priais Dieu, genre,
Milyon kere falan.
Genre, un milliard de fois.
Nasıl bir adam "duygudaşlık" der?
Quel genre de mec dit "tourner la page"?
Lastik inik diye birilerine ceza yazmadan önce bunların nasıl motorlar olduğunu söyle.
Avant que tu mettes une autre amende pour un pneu dégonflé, dis-moi quel genre de motos c'est.
Sağlık sorunun var, ya Crohn hastalığı ya da kolit.
Tu as un problème, genre la maladie de Crohn ou une colite.
ERTELEYECEK TİPTE BİRİ DEĞİLSİN.
JE PENSAIS PAS QUE TU ÉTAIS DU GENRE A REPORTER.
Kıç yemek gibi?
Genre, armement'?
Paran bitti.
Genre, l'argent n'est plus là.
On üzerinden iki veririm.
Genre deux sur dix.
Ed kavga etmez.
C'est pas son genre.
Ne biçim bir proje bu böyle Nathan?
C'est quel genre de projet?
Her şey iyi değil ama. Daha seni görebilmeme koca bir hafta var.
Y a des trucs pas cool, genre, il reste une semaine avant qu'on se voie.
Yani, kasvetli bir insansın.
T'es du genre sinistre.
Batıl inançlarım yoktur.
Je suis pas du genre superstitieux.
Sapık seks meraklısı ailelerden olmadıklarına emin sayılırım.
Je ne crois pas que ce soit leur genre, vieux.
Gidiyor olduğumuz bu eyaletlerle ilgili en iyi şey Minnesota, Wisconsin benim gençken sevdiğim türde kadınlara sahip olmaları.
La meilleure chose à propos de ces états que nous nous dirigeons vers towards- - Minnesota, Wisconsin- - est qu'ils ont le genre de femmes que j'aimais quand j'étais plus jeune.
Bomboş sinemada gidip bir yabancının yanına oturan manyaklardan mısın?
Vous êtes le genre de taré qui s'assoit près d'une inconnue dans un cinéma vide?
Yani "Will" çok... sıradan bir isim.
Will c'est juste un nom... du genre "Will".
Dua eden bir tipe benzemiyorsun.
Vous n'êtes pas du genre à faire des prières.
Nasıl bir ateist Tanrı'yla konuşur?
Quel genre d'athée parle à Dieu?
Anca öğrendikten sonra bariz gelen bariz cevaplar gibiydi.
C'est le genre de réponses évidentes qui ne semblent évidentes qu'après les avoir entendues.
" Gordon çok güzel daire çiziyor.
Du genre : " Gordon est très doué pour les cercles.
Rüya gördüğünden emin olduğun ama konusunu hatırlamadığın durumlardandı.
Le genre de fois où on sait qu'on rêve... mais on sait pas de quoi.
Bence derimizin rengine göre seçilmemeliyiz çünkü cinsel kabiliyetlerimizi sergiliyor olmalıyız ve etnik çiftler varsa etnik porno da izlemek isteyebilirler.
On ne devrait pas choisir en fonction de la couleur de peau, car on devrait montrer les expériences sexuelles que l'on vit, et si des couples sont interraciaux, ils veulent sûrement regarder ce genre de porno.
Çok sevdiği bir sektörü bırakmak onun için kolay olmadı. Ama başka bir fantezi onu çağırıyordu.
Le choix de quitter ce milieu qu'elle adore n'était pas facile mais un autre genre de rêve l'appelait.
Oyunculuk deneyimin var mı? " dedi.
As-tu ce genre d'expérience? "
"Bana söylendiğine göre, yönetim kurulu üyelerinden bazıları yaptığın o filmlerden haberdarmış." dedi.
Il m'a dit : "On m'a informé que certains directeurs savent que tu fais ce genre de films."
Buna düşünmeden verilen tepkileri tahmin edebilirsiniz çünkü ben de pek çok HIV araştırmacısıyla çalışıyorum.
Cependant, imaginez la réaction instinctive à ce genre de réponse. Je travaille avec beaucoup de chercheurs dans le domaine du VIH.
Bu kişileri kullanmamaları yönünde cesaretlendirmek istemeyiz.
On détesterait décourager ce genre de personnes à les utiliser.
Sevgiliye gelince, manevi, duygusal, cinsel şeyler yaşadığınız ilişkiler. Samimisindir, değerlisindir. Öyle eğlenceli şeyler işte.
Les copains sont ceux avec qui tu as une relation spirituelle, sexuelle, émotionnelle, on est intimes, vulnérables, tout ce genre de choses.
Sonra gonzo porno olayı başladı, dijital kameralarla falan.
Tout le genre Gonzo est alors arrivé avec les appareils photos numériques.
Bununla ilgili bir sürü fetiş filmleri bile var. "
C'est un genre de fétichisme dans ces films. "
Porno sektörüyle ya da film çektiğin zamanlarla ilgili neden içim bu kadar rahat hiç merak ettin mi?
GARY ORONA MARI DE TABITHA... pourquoi je suis si à l'aise avec le monde du porno, quand tu faisais des films, et autres trucs dans le même genre?
Darth Vader'ın erkek kulübü şubesi gibidir.
C'est genre le Dark Vador du lycée.
Peki, biraz zevzek ama tatlı bir zevzek, en güzeli de budur zaten.
Bon, d'accord, il est un peu niais, mais c'est un gentil niais, le meilleur du genre.
Yeri doldurulamayacak bir arkadaştı, geride bıraktığı çocuğa âşık olsam bile.
C'était le genre de copine qui était irremplaçable, même en tombant amoureuse du mec qu'elle laissait derrière.
Bir süre herkesin hayal ettiği gibi bir dostluğumuz vardı.
On a été le genre d'amies dont tout le monde rêve.
Birlikte iğrenç şeyler yapıyorduk, alışveriş gibi.
On faisait des trucs débiles, genre, les magasins ensemble.
Geri zekâlı gibi yani.
Genre attardée.
Sen erkeklerin hoşlanmayı sevdiği kızlardansın, hakkında dedikodu yapmayı değil.
Tu es le genre de fille sur laquelle les mecs ne répandent pas de rumeur.
Nasıl, dünyada mı?
Genre, dans le monde?
Bu edebiyat türünün, diğerlerinden farklı olduğunu söylemek istiyorum.
Je dis que ce genre de littérature est différent des autres.