Geçerken uğradım translate French
79 parallel translation
Geçerken uğradım.
Je ne fais que passer.
Geçerken uğradım, duydum ki küçük kız fırtınaya yakalanmış...
♪ Ai entendu dire que la petite avait été blessée dans le cyc...
Geçerken uğradım. Seninle birşey konuşmak istiyorum.
Je veux juste vous parler, Frank.
Geçerken uğradım diyebilirim.
Je pourrais dire que je passais.
Sadece geçerken uğradım.
Je suis de passage.
- Ben New York'ta hiç kalmadım. Yalnızca geçerken uğradım o kadar.
La seule fois où je suis allée à New York, j'y suis descendue.
Hayır. Eski bir dostumdur. Geçerken uğradım.
Non, je suis un vieil ami, c'est une surprise.
Saat geç, ama geçerken uğradım.
Je m'excuse de venir si tard, mais je passais, alors...
Geçerken uğradım. Sadece birkaç düğme. Puro almak için biraz bozukluk.
Alors, je me suis dit que ces boutons pouvaient aussi me payer un cigare.
Karımı görmek için geçerken uğradım.
Je suis venu pour voir ma femme.
Hayır, kalamam, geçerken uğradım.
Non, je peux pas rester, je passais juste.
Ben buraya geçerken uğradım. Hayatım böyle benim.
- Moi, je suis ici en transit, ma vie est ailleurs.
Dediğim gibi, geçerken uğradım.
Comme je disais, je ne faisais que passer.
- Hayır, sadece geçerken uğradım.
- Non. Je suis de passage.
Geçerken uğradım.
- Je ne vous dérange pas?
Geçerken uğradım.
Je passe juste.
Aslında geçerken uğradım.
Je fais que passer.
Yok ya, ben sadece geçerken uğradım.
Non! ... Je fais que passer, c'est pas mes affaires.
Geçerken uğradım. - O zaman sorun ne?
Je ne fais que passer.
- Geçerken uğradım, Junuh. Ama aslına bakarsan Savannah'dan daha önemli bir şey yok.
Une violation, mais d'importance vitale pour Savannah!
- Geçerken uğradım.
- Je ne fais que passer.
Geçerken uğradım. Babam burada.
Mon père est hospitalisé ici au 3e étage.
Hayır. Eski bir dostumdur. Geçerken uğradım.
Non, je suis un vieil ami, je passais dans le coin, c'est une surprise.
Sadece bir dost. Geçerken uğradım.
Juste un ami de passage.
Geçerken uğradım.
- Que fais-tu ici, Chip?
- Geçerken uğradım.
- Je n'ai pas de réservation.
- Geçerken uğradım.
Je suis passé, comme ça.
- Geçerken uğradım diyelim
Je suis une grande tournée, j'ai payé à apparaître.
Az önce geçerken uğradım dedim ya!
Tu sais, j'avais dit que j'étais dans le quartier?
Sadece geçerken uğradım Bu adil değil.
Je passais et j'ai décidé d'entrer. Ce n'est pas juste.
Geçerken uğradım.
Je suis venue manger.
Buraya sadece geçerken biraz rahatlamak ve traş olmak için uğradım.
Je voudrais seulement me faire raser.
- Geçerken bir uğradım.
On s'en tire.
Geçerken bir uğradım.
Je ne fais que rôder.
Buralardan geçerken ona sadece bir uğradım.
Je me suis arrêté ici pendant mon voyage.
Neden merak ettiniz! Geçerken uğradığımı farz edin!
J'ai peur de ne pas être le bienvenu.
Geçerken uğradım.
Je passais juste.
Buralardan geçerken birkaç kere uğradım ama evde hiç yoktun.
Je suis passée avant mais tu n'étais jamais là.
Susadınız mı, acıktınız mı, yoksa sadece geçerken uğradınız mı?
Vous avez soif... faim?
Öylesine geçerken bir uğradım hal hatır sormak için.
Je passais par là pour voir ce que vous faisiez.
- Hiçbir şey. Sadece geçerken uğradık. Eski günlerin hatrına uğrayalım dedik.
On s'est baladés dans le coin, comme au bon vieux temps.
Geçerken şöyle bir uğradım, benimle kulüp lokaline gelmek ister misin?
Je passais pour voir si tu voulais aller au foyer.
- Geçerken babama da uğradım Rasim Bey beş dakikalığına.
- Je suis passé chez mon père aussi, en passant. Pour cinq minutes.
O da geçerken uğradı mı?
Elle traîne par ici? Jill Foster?
Geçerken uğradı, tamam mı?
Elle est venue, d'accord?
Biliyorum. Geçerken Jake'i görmek için Tinsel'e uğradım.
Je suis passée voir Jake au Tinsel.
Bu nasıl olacak ki? "Merhaba Toprak Kralı, geçerken uğradık." mı diyeceğiz?
Tu comptes faire comment? "On ne passe pas voir le roi comme ça"!
Geçerken mi uğradın, yoksa masanı geri almaya mı?
Tu passais simplement dans le quartier... ou tu viens récupérer ton bureau?
Geçerken markete uğradım.
Je suis à l'épicerie.
Ben de garajı temizliyordum, sonra arkadaş geçerken uğradı beni zorla konuşturdu. - Evet.
Je rangeais le garage et il passait... et il m'a obligé à lui parler!
Şöyle geçerken bir uğradım ve bilmeni isterim ki Mustang'i senin için tamir ettirdim.
Je suis passé vous dire que j'ai fait réparer la Mustang!