Geçiyordum translate French
1,254 parallel translation
Geçiyordum da.
Je passais.
Selam. Geçiyordum burada çaldığını gördüm.
J'ai vu que tu jouais ce soir.
Bilmiyorum. Katılmayacaktım bile. Sadece dalga geçiyordum.
J'en sais rien, je voulais pas les rejoindre, je les faisais juste marcher un peu.
Boşver, buradan geçiyordum. Canım bir parça kek çekti, bilirsin?
Je marchais par ici et j'ai eu envie d'un gâteau.
Şey, buradan geçiyordum da gelip...
- J'étais de passage. Je suis venu...
Sonra bir gün, bir şantiyeden geçiyordum.
Un jour, je passais...
- Buradan öylesine geçiyordum.
- Je suis uniquement de passage.
Sadece buradan geçiyordum dostum. İçeride sıkıldığını düşündüm. Gelip nasıl olduğuna bakayım dedim.
Je passais dans le coin et j'ai pensé que tu devais t'ennuyer.
Sadece taşak geçiyordum. Unut gitsin.
C'était juste pour vous faire chier.
Gerçekten de işemek için durdum. Çalılıklara yürüdüm. O adamın yanından geçiyordum ve birden polisler...
Je voulais pisser dans les buissons, j'ai trébuché sur ce type et les flics m'ont encerclé.
Ted, dalga geçiyordum...
Je déconne.
Buralardan geçiyordum. Burada yaşayan eski bir arkadaşım aklıma geldi.
Non, j'étais dans le coin, je visitais la région et... j'en profitais pour aller voir un vieil ami.
- Sadece dalga geçiyordum.
- C'était pour rigoler.
Nerdeyse 3. bölüme geçiyordum Bir daha dene.
J'étais presque dans le troisième monde.
Dalga geçiyordum.
Ca ne sert à rien de parler. Alors autant essayer la violence.
Bir aşamadan geçiyordum.
Je traversais juste une phase.
Sadece geçiyordum.
Je ne faisais que passer.
- Geçiyordum.
- De passage.
Oradan geçiyordum. Ona sürpriz yaptım.
Une fois.J'étais de passage etj'ai voulu lui faire une surprise.
Buradan geçiyordum.
Je suis de passage.
Odanın önünden geçiyordum ve...
Je passais devant ta chambre, alors...
Sadece dalga geçiyordum, adamım.
Je te fais marcher.
Dalga geçiyordum.
Je plaisantais.
Arkama bakmadan koşuyordum. Önüme çıkan her şeyi çiğneyip geçiyordum.
J'ai filé comme sur un nuage, inconscient de ce que je faisais et de ce qui m'entourait.
Dalga geçiyordum.
Je plaisantais. Non.
Buradan geçiyordum da...
Je passais dans le coin.
Buradan geçiyordum ve ben... Rygel'ı gördüm.
Je... je passais par là et, j'ai vu Rygel.
Sadece geçiyordum.
Je passe c'est tout.
Biliyorum. Sadece dalga geçiyordum.
Ouais je sais, je vous faisais juste marcher!
Evet, geçiyordum.
Si, c'est vrai
dalga geçiyordum.
Je blague.
- Geçiyordum uğradım.
J'étais dans le quartier.
Buradan geçiyordum. Durup, annemi bir göreyim dedim.
J'étais dans le coin, je suis passé voir ma mère.
Herneyse, daha yeni bir kulüpten çıktım, senin evi geçiyordum ki aklıma geldi. Bana 20 sterlin borcun var.
De toute facon, Je rentre de boite, et en passant par ici, je me suis rappelé - que tu me dois 20 livres.
Ben sadece, burdan geçiyordum.
Je ne faisais que passer.
Buralardan geçiyordum.
- Je suis de passage.
- Senin bölgede olduğunu bilmiyordum. - Sadece geçiyordum.
- J'ignorais que tu étais ici.
Tünelden geçiyordum ve cep telefonum çekmiyordu.
Mon portable ne marchait pas.
Sadece geçiyordum.
Je passais.
Bak, ben onunla dalga geçiyordum. Ama o şakayı kaldıramadı. Onun kafasını yardın.
Je me moquais de lui, mais il i'a mal pris.
Ricardiler'in önünden geçiyordum, köpeği aldım.
Je suis passé chez Ricardi, comme d'habitude. J'ai emmené le chien.
Sadece geçiyordum ve nasıl olduğunuzu merak ettim.
Je venais prendre de tes nouvelles, c'est tout.
Korkuttuysam üzgünüm. Geçiyordum. Seni gördüm ve gözlerimi alamadım.
Désolé pour la frayeur, mais je t'ai vue et je me suis dit "Ouah!"
Buradan geçiyordum, erken çıktım yemeğe gitmek istersin dedim.
J'étais dans le coin, j'ai terminé plus tôt. Tu veux manger?
Dalga geçiyordum.
Je plaisante.
Sadece dalga geçiyordum.
Je te fais marcher.
Dalga geçiyordum. O dalda doktor değilmiş.
Je plaisante, c'est pas sa spécialité, mais il a beaucoup d'humour et on aime rigoler.
- Dalga geçiyordum.
- Je plaisantais.
Odasının önünden geçiyordum ve sesini duydum.
Juste là.
Sadece geçiyordum ve...
Comme je passais dans le coin...
Bu Bonnard'ın bir suluboya resmi, her zaman önünden geçiyordum ve niçin bilmiyorum ama yeni dikkatimi çekti.
J'ai dû passer devant à chaque fois.