English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Ghetto

Ghetto translate French

788 parallel translation
Polonya gettolarındaki kasvetli caddelerde umarsızca gezerler.
Ils n'ont pas non plus souffert du chaos de la guerre, comme les Polonais de souche. Ils restèrent indifférents, dans les rues lugubres du ghetto polonais
1914'ten farklı olarak artık garabetlere... ve bu komik, şüphe uyandıran getto tiplerine aynı gözle bakmıyoruz.
Contrairement à 1914, nous ne voyons plus seulement le côté grotesque ou comique de ces faciès douteux du ghetto.
Berlin Yahudileri ise bu işte uzmanlaşmıştır. Babaları ve dedeleri gettolarda yaşamıştır.
Bien sûr, ces juifs du ghetto ne se sentent pas encore très à l'aise dans leurs vêtements européens propres.
2. ve 3. nesilde özümseme zirveye ulaşmıştır.
leurs pères et grands-pères vivaient dans le ghetto, mais ça ne se remarque pas.
Asalak Irkın politikaları gizlilik içinde yürütülür.
L'individu du ghetto n'a pas nécessairement à savoir tous leurs plans.
Son günlerde gettolar çok sessiz.
Le ghetto est calme, ces derniers temps.
Yahudi işi biraz ilerledi. Evlerinin bazıları yakıldı. Fırtına Birliği gettoda saldırılar düzenliyor.
Nous pourrions brûler les maisons des Juifs, lancer une attaque spectaculaire sur le ghetto.
Tüm getto çok sessiz.
Tout est si calme dans le ghetto.
Gettoda küçük bir ortaçağ eğlencesi düzenleyeceğiz.
Nous montons une farce médiévale dans le ghetto.
Ne zamandan beri gettoları bu kadar çok düşünüyorsun.
Depuis quand vous souciez-vous du ghetto?
Çünkü Schultz o berberin dostu idi.
C'était un ami du ghetto, un ami de ce barbier!
Gazetelerin yazdığına göre kumandan Schultz gettoda saklanıyormuş.
D'après les journaux, Schultz se cache dans le ghetto.
Polis merkezindeki kumandanlar gettoda saklandığını düşünüyor.
" La police suppose qu'il se cache dans le ghetto.
SCHULTZ GETTO ÇATILARINDA YAKALANDI
SCHULTZ CAPTURE SUR UN TOIT DU GHETTO
GettoIaştırıImayı kabuI mu etmeIiyiz?
On devrait accepter d'être dans un ghetto?
Yahudi mahallesi bugün ayaklandı.
Aujourd'hui, une insurrection a éclaté au Ghetto.
Yahudilerle işleri bittiğinde, sıra bize gelecek
Une fois le Ghetto liquidé, ce sera à nous.
Yahudilere yardımcı olmalıyız.
On doit aider le Ghetto.
Yahudi mahallesinde bir başkaldırı var.
C'est l'insurrection au Ghetto.
Yanan Yahudi mahallesinden gelen dumanlar şehrin havasını zehirledi ve yoğun bir bulut gibi Yahudi mahallesinin duvarları dışında Almanlar tarafından yapılan karnaval alanında asılı kaldı.
La fumée du Ghetto en feu empoisonnait la ville au-dessus des manèges que les Allemands avaient installés près du quartier juif.
Birlikte çay içip karpuz tarlasından uzak durarak.
Bois ton thé avec eux et fuis ton ghetto de Noirs.
- Peki ondan sonra, mahalleyi kurduktan sonra yani?
- Et quand le ghetto a été détruit?
Dinamit deneyimini Varşova'da Nazilerle savaşırken edindiğini söyledin.
Tu as appris à te servir de la dynamite dans le ghetto de Varsovie, contre les nazis?
Yahudiler Varşova'daki mahallelerde dinamit kullanmadılar.
Les Juifs n'ont jamais utilisé de dynamite dans le ghetto de Varsovie.
Yani dinamit kullanmayı Varşova'da öğrenmen mümkün değil.
Tu n'as donc pas pu apprendre à utiliser la dynamite dans le ghetto de Varsovie.
- Gecekondudan geliyorsun.
De venir du ghetto.
Georges Cinq'teki Amerikan mahallesinde bir bara mı yoksa yapmacık arkadaşlarınızdan birini ziyaret ederek Les Deux Magots'da yaşam hakkında bilgi almaya mı?
Au ghetto américain, au bar du George V, ou à la terrasse des Deux Magots?
Sırtları geto duvarına dönük halde.
Le dos tourné vers le mur du ghetto.
- Hep, gettoda yaşadı ve çalıstı. -
Comme tous les pauvres, je vis et travaille dans le ghetto.
- Mamafi.! - - Getto dişindaki hiristiyanlar iyi para öderler-. - -
Cependant... payer en kopecks des marchandises chrétiennes hors du ghetto, c'est permis, pourquoi pas?
- Minsk e vardım. - - Getto daki kardeşimi ziyaret ettim. -
J'arrive de Minsk pour rendre visite à mon frère, dans le ghetto.
- Doğruca getto ya gider. -
Il va directement au ghetto.
Soylu âlicenaplıklarıyla bir gettoya dönüştü.
Pour créer un ghetto soumis au haut patronat.
Beni dinle, buraya sana benim devrimci kanıtlarımı göstermek için gelmedim ama sokaklarda kavga eden sürüyle beyaz öğrenci var, tıpkı senin varoşlarda yaptığın gibi, ve ayrıca yine sürüyle tatmin olmamış potansiyel devrimci beyaz var.
Ecoute-moi, je ne suis pas là pour te déballer mes compétences en révolution, mais il y a ici beaucoup d'étudiants blancs qui se battent dans la rue, exactement comme toi dans le ghetto, et il y a plein de blancs insatisfaits qui sont potentiellement pour la révolution.
İnsanların klonlarını yapabiliyoruz. Tıpkı havuç gibi. Ama varoşlarda yaşayan çocukların yarısı hala kızamıktan ölüyor!
On peut pratiquement cloner des gens comme des carottes, et la moitié des gamins de ce ghetto ront même pas été vaccinés contre la polio.
Bu bölgede ilk aşılması gereken sorun uyuşturucu bağımlılığı ve ticaretidir.
Le problème, c'est le contrôle de la dépendance à la drogue dans ce quartier et dans le ghetto.
O 14 kişinin hesabını kim verecek peki?
Qu'allez-vous faire de ces 14 personnes du ghetto?
Getto kurallarının, 7 nolu paragrafını biliyor musun?
Tu connais le paragraphe 7 de la loi du ghetto?
Yoksa gettoda mı aldın onu?
Ou l'as-tu achetée dans le ghetto?
Biz gettodayız Mischa!
Nous sommes dans un ghetto, Mischa.
Bugün sen bilirsin. Yarın komşular... Yakında bütün gettoda konuşulur.
Aujourd'hui, c'est toi qui l'apprends, demain les voisins, aprês-demain tout le ghetto ne parlera plus que de ça.
Ama lanet Gestapo, burada... radyo olduğunu anlar.
Cette maudite Gestapo apprendra qu'une radio est cachée dans le ghetto. Et que fera-t-elle?
Gündüz mü yapacağız bu işi?
Vous comptez transporter la radio dans le ghetto en plein jour?
Şimdi biliyor ve gettonun geri kalanı da öğrenecek.
Non seulement tout le ghetto en parle, mais elle sait aussi, maintenant.
Ben gettodanım.
Je suis du ghetto.
Ama sadece gettoda ki çocuklara yasak.
Mais c'est dans le ghetto que c'est interdit.
Ama gettoda her gün hiç tanımadığın insanlar ortadan yok oluyor.
Mais dans le ghetto, des gens qu'on connaît peu disparaissent chaque jour.
Haberler gettoda yayılmaya başladığından bu yana... intihar eden tek bir kişi... bile duymadım.
Depuis que les informations circulent dans le ghetto, je n'ai pas entendu parler d'un seul cas de suicide.
Gettoda başka radyo mu var?
Ou y a-t-il une autre radio dans le ghetto?
25 yıl önce biz Almanlar, Polonya gettolarını inceliyorduk.
Il y a 25 ans, nous, Allemands, voyions d'une certaine façon le ghetto polonais.
"Wenn diese Macht kommt denkt an das Ghetto."
Jacob va à Paris et devient Français.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]