Gitmiş mi translate French
460 parallel translation
Gitmiş mi? Muayene edilecekti.
On devait l'examiner.
Gitmiş mi?
Parti?
İçeri bir baksana yönetici yemeğe gitmiş mi.
Jetez un coup d'oeil à l'intérieur pour voir si le directeur est allé souper.
Hiç gitmiş mi?
Il les a déjà visités?
Arkadaşın gitmiş mi?
Votre ami est parti?
Vay canına! Öylece gitmiş mi?
Sans rien dire?
Gitmiş mi?
- ll est parti.
Guipago gitmiş mi?
Guipago est parti?
- Gitmiş mi?
- Partie?
- Orada yok. - Gitmiş mi?
Elle a verrouillé.
Sevgilinden izin mi aldın, yoksa bir not bırakıp gitmiş mi?
Alors, ta petite amie ta laisser partir, ou elle t'a donné un mot d'excuse?
- At gitmiş mi?
- Le cheval a disparu?
Hiç diplomatik bir baloya gitmiş miydin? - Ben mi?
Êtes-vous déjà allée à un bal du Corps Diplomatique?
- Eve gitmiş mi? - Evet, senden iyi durumda yani.
- Elle est bien rentrée?
Öyleyse bir arkadaşı Tokyo'ya gitmiş mi gitmemiş mi onu öğrenin.
Alors voyez si un de ses amis de Londres est parti pour Tokyo.
Git bak bakalım oraya gitmiş mi.
Demande-leur s'ils l'ont vu.
Gitmiş mi? Nereye gitmişler?
Disparu où?
- Gitmiş mi?
- Ont-ils disparu?
Gitmiş mi?
Disparue?
Hiç Poughkeepsie'e gitmiş mi?
Demandez-lui s'il s'est déjà shooté à Poughkeepsie.
Gitmiş mi?
Disparu?
Tüm vadi akıp gitmiş mi? Sanki dev ateş böcekleriyle dolmuş.
La vallée est-elle peuplée de lucioles géantes?
- Gitmiş mi?
- Partie où ça?
- Nereye gitmiş, öğrenebildin mi?
- Où est-elle? - Elle?
- Kadın, onun dairesine mi gitmiş?
Elle est allée chez lui?
Gitmiş mi?
Il est sorti?
Her şeyi ayarladıktı. Avrupa'ya gitmiş olabilir mi?
S'il était parti pour l'étranger?
Bu Birnam denen adam, Cornell'e gitmiş değil mi?
Ce gars Birnam, il est allé a Cornell, n'est-ce pas?
Bütün gün hayvan sürüleriyle uğraşırdım ve öyle yorulurdum ki rahatlamak için bir şeyler yapma gereği duyardım. Son Şans denen o yere gitmiş olamazsın ama gittin mi yoksa?
Ouais, tu ne te serais pas arrêté par hasard... à "La Dernière chance"?
- Dediği, kadın bir ölüm busesine kurban gitmiş olabilir. - Böyle mi dedi? Böyle dedi.
Comme il a dit, elle aurait été victime d'un baiser de la mort.
Bay Kentley, David eve gitmiş olabilir mi?
Vous pensez que David a pu rentrer à la maison?
Çok acele gitmiş olmalı, değil mi?
II est parti en catastrophe, alors?
- Avlanmaya gitmiş olabilirler mi?
- Ils sont peut-être à la chasse.
Her yere gitmiş olmalı, değil mi asker?
Ça doit être un héros!
Yeteneklerimi sergilemem için bu kadar para ödeyeceğin... işin ne olduğunu sorsam ileri mi gitmiş olurum?
Ce serait déplacé de te demander... pourquoi tu es prêt à payer un tel prix pour me voir démontrer mes talents?
- Alışverişe gitmiş olabilir mi?
- Tu crois qu'elle fait du shopping?
Gitmiş mi?
Elle s'est sauvée?
Tyler bir kadının evine mi gitmiş?
Linus Tyler dans son appartement?
Tyler dans etmeye mi gitmiş?
Linus Tyler va danser?
Benim kulübüme gitmiş, değil mi?
Il est à mon Cercle?
- Rodriguez gitmiş - Şimdi mi gitmiş?
- Rodriguez a disparu.
Çünkü, bir gün sen gitmiş olacaksın, değil mi?
Vous partirez un jour, n'est-ce pas?
Bizim bilgimiz dışında bir mesaj gitmiş olabilir mi?
Un message aurait-il pu être envoyé à notre insu?
- Evinize gidin ve güzel bir uyku çekin. - Altta olabilir mi? - Hayır, gitmiş.
Rentrez chez vous faire un gros dodo.
İkimizin annesi de mi gitmiş?
Et toutes les deux sont sorties?
İkimizin annesi de mi gitmiş?
Et les deux mamans sont parties?
- Yine Jack mi? - Çekip gitmiş.
- Encore Jack?
Plakada Colorado yazıyordu. Oraya gitmiş olabilirler mi?
C'était des plaques du Colorado.
Ailen Crimea'ya gitmiş olmalı, değil mi?
Vous avez été en Crimée cet été?
Yarı yolu gitmiş olur.
C'est à mi-chemin.
Şu yerli, Çin mahallesindeki kızla barışmaya gitmiş olabilir mi?
Et si l'lndien allait à Chinatown se rabibocher avec sa copine?