Glace translate French
12,793 parallel translation
Arkandaki sokakta yerdeki cam parçalarına bakılırsa, muhtemelen bir SUV ile kaçmış.
Sûrement un SUV, à en juger par la quantité de bris de glace dans la rue derrière vous.
Bugünkü sevgilisi bir kutu dondurma ve tüylü sabahlık olan biri için cüretkâr sözler.
Sacrée remarque pour un type dont le rencard est un peignoir et un pot de glace.
Dur canım, biraz buz getireyim de koyalım.
Laisse moi mettre de la glace sur ça.
Buzdan daha soğuktu bu ;
C'était plus froid que la glace ;
Buz kesmiş.
Froid comme de la glace.
Berta sana da merhaba! En sevdiğin dondurma ne?
Quel est votre parfum favori de glace?
Hadi ama, sadece... Berta, dondurma ne durumda?
Berta, ça arrive cette glace?
Onlara kalsa kahvaltıda dondurma isterler.
S'ils devaient décider, ils mangeraient de la glace au petit-déjeuner.
Dondurma psikolojisini kullanmak gibi olmasın...
Sans parler de la psychologie de la glace à l'eau...
- "Dondurma psikolojisi" mi?
"La psychologie de la glace à l'eau?"
Çünkü bilirsin, dondurmayı yersin ve çok seversin, sonra çubuğu boğazına sıkışır?
Parce que, tu sais, tu manges la glace à l'eau et tu l'aimes tellement qu'ensuite tu restes à tenir le bâton?
Bu buz felaketine rağmen gitti mi sahi?
Il s'est tiré de cet enfer de glace?
Adam akıllı bir şekilde sinagogu temizleyip, şansın yaver gitti ve dondurma satma arzusuyla peşinden mi gittin?
Ils ont nettoyé la synagogue, vous êtes retombé sur vos pieds et avez réalisé votre rêve de devenir marchand de glace?
Şimdiyse dondurma kamyonunda yaşayan malın biriyim.
À présent je suis juste un autre idiot qui vit dans un camion à glace.
Hiç duş almadan dondurma kamyonunda yaşamak?
Vivre dans un camion de glace? Ne jamais se doucher?
Bize attığın o rahatsız edici özçekimlere baktık üçünün arka plânı dondurma kamyonuydu.
On a regardé ces horribles selfies que tu nous as envoyé, et dans l'arrière plan de trois d'entre eux y avait ce camion de glace.
- Buzun var mı biraz? - Buz mu?
Vous auriez de la glace?
Tabii, tabii var.
De la glace? Ouais, ouais.
- İşte buzun. - Teşekkürler.
- Voilà ta glace.
ve dondurma?
Et de la glace?
- Evet, dondurma!
- Oui, de la glace aussi!
Sen bize bir dondurma da mı almazsın?
Tu ne peux même pas nous acheter de la glace!
Siz Martin'den dondurma alabilirsiniz!
Tu peux acheter de la glace chez Martin!
"15 bin az eğitilmiş Kübalı sürgün gönderir misiniz?"
Pourriez-vous nous envoyer 1 500 exilés Cubains mal entraînés? Ouuh, et de la glace!
" Evet, doğru.
Oui, c'est ça, et un sceau de glace.
- Kendine uzun ve geniş bir ayna alsan iyi olur.
Tu ferais mieux de te regarder longuement dans la glace. Je sais.
Fazla ikonik. - Bekle, bu gerçek dondurma.
Attends, c'est vraiment de la glace.
... sportif hareketler veya şehvetli bir kur için yaratılmadım...
"Moi qui ne suis point formé pour ces jeux, " ni tourné de façon à caresser de l'œil une glace amoureuse... "
Ve nane parçalı dondurma.
Et de la glace menthe-chocolat.
- Dondurma, temiz! - Hey!
- Glace à l'eau confisquée!
Axl'ın doğum günü dondurmasından yiyoruz.
On mange de la glace pour l'anniversaire d'Axl.
Buz lütfen.
Glace, s'il vous plait?
Solucanı öldürmenin öteki yolu buz banyosu yapıp vücut ısısını düşürmektir çünkü.
La seule autre solution est de geler le ver jusqu'à sa mort en baissant la température du corps avec un bain de glace.
Yarayı sarmak için buza ihtiyacım olacak.
J'ai besoin de glace pour envelopper la plaie.
Buzun üstünde tutup iyi sonuçlanmasını mı umuyorsunuz?
Vous les mettez sur un pain de glace en espérant que ça ira?
Dondurma berbat.
La glace c'est nul.
Eğer dondurma yiyelim derse barışırım.
S'il m'offre de la glace, je vais craquer.
- Dondurma ister misin?
Tu veux de la glace?
- Dondurma.
Glace.
-... ben de yiyeceğim.
... Je vais prendre la glace aussi.
Dondurma minibüsü!
Le camion de glace!
Biraz daha buz ister misin?
Vous voulez encore de la glace?
Buzlu viski alayım. Yanında da maden suyu lütfen.
Un bourbon sur glace, et un soda pour rincer ça?
Bir Eskimo'ya dondurma satabilecek birine.
Une personne qui pourrait vendre de la glace à un esquimau.
Kardeşime dondurma alıyorum.
Je récupère juste un peu de glace pour mon frère.
Dondurma aldığına göre, Hamid bayağı iyi olmalı.
Hamid doit se sentir plutôt bien, si tu lui amènes une glace.
Cam bize Arastoo'nun Jasmine Rose adlı dondurmacıdan kaçırıldığını söyledi.
Cam nous a dit que Arastoo a été kidnappé à ce marchand de glace, - Jasmin et Rose.
İranlıların çok güzel fıstıklı dondurması var.
- Je veux juste ajouter, les Perses font une excellente glace à la pistache.
Kadının damarlarında buzlu su akıyor.
Elle a du sang glacé qui coule dans ses veines.
- Çikolata jöleli mi o?
- Attends. - Est-ce au chocolat glacé?
Yine de daha fazla sıkılamazdın.
Et ça vous laisse de glace.