Great benefit translate French
44 parallel translation
Great Benefit. Onları duymuşsundur.
"Great Benefit", vous connaissez?
Yapmanı istediğim, Great Benefit aleyhine bir dava dosyası hazırlayıp, üstüne ismimi yazman olacak.
Tu vas engager des poursuites contre Great Benefit signées par moi.
Hatırladınız mı? Great Benefit aleyhine olan davanıza bakıyorum.
Je vous représente contre Great Benefit.
Great Benefit ilk olarak geçen Ağustos ayında Donny Ray'e teşhis konulduğunda sigorta ödemesini reddetti.
Great Benefit a refusé la prise en charge en août dernier, au moment du diagnostic.
Great Benefit'in teklifini reddetmek amacıyla kapışacağız.
On va débouter Great Benefit de sa fin de non-recevoir.
Black-Great Benefit duruşması için buradayım.
Je viens pour l'audience. Black contre Great Benefit.
Great Benefit'in avukatıyım, ve diyorum ki eğer bu genç adam baro sınavını geçtiyse, Sayın Yargıç, davaya müdahil olmasına izin verelim.
Si ce jeune homme a été reçu au Barreau, laissez-le plaider.
Dart tahtasının merkezine çok yakın atış yapabilirim, ve müvekkillerim olan Great Benefit'e dedim ki, bu davadaki masraflar tek başına büyük bir miktar tutacaktır.
Je mets toujours dans le mille, et j'ai dit à mon client, Great Benefit, que cette fois, les frais seraient colossaux.
Great Benefit davasında kendi yerine kimi atadı. Bunu nasıl bilebilirim ki?
Je ne peux pas le savoir!
Great Benefit'i, temsil ediyorum ve gerçekten de çok üzgünüm... bu koşullar altında, burada olmaktan dolayı çok üzgünüm.
Je représente. Great Benefit, et je suis navré, vraiment, d'être ici dans ces circonstances.
Tebrikler... Bay Lufkin Great Benefit'te son zamanlardaki kıyımdan, mucizevi kurtuluşunuzdan dolayı.
Bravo, M. Lufkin, d'avoir... par miracle, survécu au carnage perpétré par Great Benefit.
Bakın, Great Benefit Sigorta Şirketi'nin ameliyat için gerekli parayı ödememesi nedeniyle oğlu lösemiden ölen, bayanın avukatlığını yapıyorum.
Je représente la mère du leucémique, mort parce que la Cie d'assurances a refusé de payer son opération.
Bayan Black, siz Donny Ray Black'in annesisiniz, oğlunuz geçenlerde lösemiden vefat etmişti çünkü davalı taraf, Great Benefit...
Mme Black, vous êtes la mère de Donny Ray Black, mort de leucémie myélogène parce que Great Benefit...
Great Benefit. 7 Temmuz 1996.
" Great Benefit, 7 juillet 1996.
Bayan Black, neden Great Benefit'i 10 Milyon Dolar'lık istemle dava ettiniz?
Pourquoi exiger de Great Benefit 10 millions de $?
Great Benefit'te Başkan Yardımcısı konumundasınız, değil mi? Evet.
Vous êtes vice-président des prises en charge.
Ne zaman Great Benefit'te çalışmayı bıraktı?
Quand a-t-elle quitté Great Benefit?
Bayan Lemancyzk, Great Benefit için ne kadar çalıştınız?
Combien de temps avez-vous travaillé pour Great Benefit?
Evet. Great Benefit Şirketi'nin Hakedişler Kılavuzu.
C'est le manuel des prises en charge.
Great Benefit'teki grup poliçem ile masrafların karşılanması gerekirdi, ama tabii ki onlar bunu reddediyorlar.
J'aurais dû être couverte par Great Benefit, qui, bien sûr, récuse ma prise en charge.
Great Benefit'e karşı kızgın olmanız mı? Bayan Lemancyzk?
À cause de griefs envers eux?
Great Benefit'ten nefret ediyorum ve de orada çalışan bir sürü aşağılık kişiden.
Je hais Great Benefit, et toute la vermine qui y travaille.
Great Benefit'teki bazı yöneticilerle bir ilişki yaşadığım sürece maaşım artırıldı, ve terfi ettirildim.
Tant que j'ai couché avec certains dirigeants de Great Benefit, j'ai été augmentée et j'ai eu de l'avancement.
Great Benefit'in bir çalışanı olarak, gizli kişisel sigorta bilgilerini ifşa etmeyeceğinize dair bir vaatte bulunmuştunuz.
En tant qu'employée, vous avez promis de ne dévoiler aucun dossier confidentiel.
Gerçekte, Great Benefit ve Bay Lufkin'e karşı çok kızgındınız, değil mi?
En fait, vous en vouliez à la Cie et à M. Lufkin.
Bay Keeley, bu Great Benefit broşüründeki, siz misiniz?
Cette brochure Great Benefit... C'est vous?
Great Benefit'in Sigorta Ödentileri Kılavuzu hakkında konuşmak üzereydik.
Nous parlions du manuel des prises en charge.
Great Benefit'in tam ve eksiksiz kılavuzu mu, efendim?
Est-ce un manuel Great Benefit complet?
Evet. Pekala, Bay Keeley, 1995 yılında Great Benefit'te kaç poliçe vardı?
Great Benefit comptait-elle en 1995?
Bu, Great Benefit'in sağlık komitesine ait bir rapordur.
Un rapport de la commission médicale de Great Benefit.
Bay Keeley, bu başkanlığını yürüttüğünüz Great Benefit
C'est un rapport de la commission médicale de Great Benefit.
Great Benefit, kemik iliği kliniklerine yatırım yapmak üzere finansal olarak hazırlanmalıdır. "
"Great Benefit aurait financièrement intérêt " à investir dans ce type de cliniques. "
Great Benefit'le ilgili olanların hepsi bu, değil mi?
Le maître-mot de la Cie, non?
Great Benefit Sigorta talebimizi geri çevirmişti. Haydi. Tamam.
Great Benefit ne m'a pas pris en charge.
Eğer Great Benefit'i cezalandırmazsanız... sonraki kurbanları siz olabilirsiniz.
Si vous ne punissez pas Great Benefit, vous serez peut-être sa prochaine victime.
" Bay Wilfred Keeley, Great Benefit CEO'su, dün öğleden sonra JFK'den, Heatrow'a kalkan bir uçağa bindikten hemen sonra gözaltına alındı.
"M. Keeley, PDG de la Cie Great Benefit, " a été arrêté à Kennedy Airport, " alors qu'il embarquait pour Londres.
Bugün Saat 17 : 00'de, Cleveland Federal Mahkemesi'nde sigorta şirketi Great Benefit'e iflas istemiyle dava açıldı.
À 1 7 h, Great Benefit a déposé son bilan devant le tribunal de Cleveland.
Pekçok eyalet şu an Great Benefit'i inceliyor, ve birçok dava dosyası mahkemelerde açıldı.
De nombreux États enquêtent sur la Cie, et des procès s'ensuivront.
Great Benefit aynen, hiç ödeme yapmayan bir kumar makinesiydi.
Great Benefit est une machine à sous qui ne paie jamais.
Great Benefit iflas etti.
Great Benefit a le ventre en l'air.
Tinley-Brit Hukuk Bürosu
Tinley Britt, et conseil de Great Benefit.
Great Benefit'in ana merkezi orada.
C'est le siège de Great Benefit.
Yarın Great Benefit'in CEO'su ile görüşmen var.
Tas le PDG de Benefit, demain.