Greek translate French
172 parallel translation
İşte şimdi Yunan kültürünün havasına girmiş oldun.
- Finally, you get the feel of Greek culture.
Ben Yunan Adaları'na gidiyorum.
Je vais au Greek Islands.
O akşam Greek'te olan çocuk.
Celui qui était chez le Grec ce soir-là.
- The Greek mi?
- À côté du Grec?
Greek'e gittiler, Wallace'ta adamı gösterdi, değil mi?
Et chez le Grec, ils ont demandé à Wallace de leur montrer qui.
Greek's oradan Omar'ın oğlanı Brandon'u aldıklarını söyledi.
Ils étaient tous chez le Grec Ie soir du meurtre du copain d'Omar.
Fakat Greek'in orada Omar'ın oğlanı gördüğünde...
Mais c'est lui que t'as appelé le soir où t'as vu
Belki, ama Greek'in orada olmadığına göre öldürüleceğini bilmiyordum diyebilir.
Peut-être, mais comme il est pas allé chez le Grec, il dira au jury qu'il avait pas vu le meurtre venir.
Benim elemanlar Greek'te Omar'ın oğlanı görmüşler.
Mes gars sont sur un des mecs de Omar, chez le Grec.
Mindamin'e gidecekti... ondan sonra da Greek'e uğrayacaktı.
Il allait en ville et chez le Grec après.
Baltimore caddesindeki Greek'te mi?
Le Grec sur la rue Baltimore?
D'Angelo'ya gönderilen ilk numara....sanırım Greek'in ordaki telefon kulübesinin numarası.
Ce premier numéro, envoyé à D'Angelo, je pense qu'il provient d'une cabine près du Grec.
Ahbap hadi Greek Sinemasına gidelim, bu insanlar kafayı yemiş.
On va au Greek Theater. Ils se foutent de nous.
Ben buraya bakarım, sen Greek sinemasına git, neleri varsa al.
Je m'occupe du stand. Cours au Greek Theater. Achète tout ce qu'ils ont.
Şu Greek piçine hiç bir şekilde güvenmiyorum.
J'ai aucune confiance en ces tarés de Grecs.
Bunun dışında senin malların bulunduğu deponun önünde, tekrar mal almak içinde Newkirk Caddesinde şu Greek'in deposuna gittiğini gösteren fotoğrafların var.
Nous avons aussi des photos de vous devant votre planque et devant l'entrepôt du Grec où vous vous approvisionnez.
Size The Greek'i ve diğer bütün or.spu çocuklarını bu iş bitsin diye vereceğim.
Je vous donnerai le Grec et tous les fils de pute.
- Greek'in iki tane var bugün değil mi?
- Le Grec en a deux aujourd'hui.
Bu Greek. Şu yaşlı herif.
C'est lui, le Grec?
Numara almak için Greek'i görmen lazım.
Va voir le Grec, il a un nouveau boulot.
Greek'i görmeye gidiyorsun değil mi?
Tu vas voir le Grec, hein?
Sen de Greek olmalısın.
Vous devez être le Grec.
Şey, Ben de Greek sayılırım.
Je suis grec, en tout cas.
Greek'le her hangi bir mesajlaşma da yok.
Et plus de textos en grec non plus.
Belki Sobotka geldiğinde Greek'le ilgili her şeyi anlatır.
Quand il viendra aujourd'hui, il nous tuyautera peut-être sur tous les Grecs.
Sen adın onlar için sadece "The Greek."
Pour eux, tu es simplement "Le Grec".
Greek'ten aldığın uyuşturucuyu satıyorsun değil mi?
Ça et la vente de la drogue que te refilait le Grec, t'es d'accord?
Evet, The Greek.
Oui, le Grec.
Şu takım elbiseli herif... fotoğrafta Vondopoulos'la birlikte olan. The Greek değil mi?
Le type en costard qui est avec Vondopoulos sur la photo, c'est pas le Grec?
The Greek işte burada.
Le Grec, c'est lui, là.
The Greek kesinlikle uçtu artık.
Les Grecs sont dans la nature.
The Greek.
Le Grec.
Ama Vondopoulos ve The Greek için geç kaldık.
On a raté Vondopoulos et le Grec.
The Greek'in adını bile bilmiyoruz değil mi?
On n'a même pas le nom du Grec!
Vondopoulos ya da The Greek onların adamıydı.
J'imagine que Vondopoulos ou le Grec leur étaient utiles.
- Şu Greek'ler mi yine?
- Encore les Grecs?
Greek çok kızacak.
Le Grec ne sera pas content.
İşimiz bu, Eton. Greek?
C'est le business, Eton.
Greek'in adamlarından alıyordum.
Je l'achetais aux gars du Grec. Quatre chacun.
Greek'le görüşeceğini söyledi.
Lui, il dit qu'il veut voir le Grec.
Greek'e söyleyeceği her şeyi bana söyleyebilir.
Tout ce qu'il pourrait dire au Grec, qu'il me le dise à moi.
Sadece Greek ile görüşeceğini söyledi.
Il dit qu'il veut le Grec.
- Greek nerede?
- Où est le Grec?
89 yılı, Yunan tiyatrosundayız.
1989, le Greek Theatre.
Greek ve Hollywood Bowl'da.. ... gösteriler vardı.
il y avait des concerts au Greek et au Hollywood bowl.
Greek Pancyprian Club.
Le Gréco-Chypriote.
Greek miydin?
Vous étiez Grec?
Yönetim Kurulu Greek Kulüplerini kapatma kararı aldı ama tecavüzcü hâlâ ortalıkta.
Ok, le comité de direction a voté la suppression du système grec, mais un violeur court toujours. Ca n'a pas changé.
Bir dahaki sömestr, Greek kulüp binalarının ne olacağını konuşacağız.
On réfléchit déjà à ce qu'ils vont faire du Quartier Grec au prochain semestre.
Tekrar karşınızdayız ve Greek kulüp binalarından bahsediyoruz.
Nous revoilà pour parler du Quartier Grec. Jennifer?
Teğmen McGee, Greek binalarının ne olması gerektiği konusunda radikal bir projeniz var.
Lieutenant McGee, vous avez un tout autre plan pour l'avenir du quartier Grec.