Gönderdim translate French
3,189 parallel translation
Her şeyi araştırmaları için ArGe'ye gönderdim.
J'ai tout envoyé chez RD pour étude.
Defteri çoktan gönderdim.
J'ai déjà envoyé le registre.
Başvuruyu gönderdim.
J'ai envoyé ma candidature.
Adamları benzin için gönderdim.
J'ai envoyé des hommes chercher du diesel.
Karınızı dinlenmesi için eve gönderdim.
J'ai envoyé votre femme se reposer.
Beş binden fazla "botnet" bilgisayara "rootkit" gönderdim.
J'ai envoyé un rootkit à 5000 ordis.
Tam laboratuar sonuçlarını şimdi telefonunuza gönderdim.
Je vous envoie le rapport du labo tout de suite, sur vos téléphones.
Kocaman bir şey. Sana e-postayla gönderdim.
C'est énorme, je te l'ai envoyé par mail!
Epey kötü haldeydi ona bir taksi çağırdım ve Bronx'daki evine gönderdim.
Il avait l'air plutôt flippé, Je l'ai fait monter dans un taxi et renvoyer chez lui dans le Bronx.
Ayrıca bir cep telefonu buldum ve incelenmesi için laboratuvara gönderdim.
J'ai aussi trouvé un portable, et je l'ai envoyé... au labo de la crime pour analyse.
Çocuklarımı harika okullara gönderdim. Karımı hiç aldatmadım.
On voyageait, mes enfants étaient instruits.
Kızı oraya gönderdim diyor.
Le ravisseur dit que c'est là qu'il a envoyé Émilie Zeuthen il y a 4 jours.
Bugün erken saatlerde Profesör Stephen Hawking'e popüler oyun Arkadaşlarla Kelime oynamak için bir davet gönderdim.
J'ai invité professeur Stephen Hawking à me rejoindre sur le jeu en ligne "Words With Friends".
Cadılar Bayramı partim için e-posta gönderdim.
J'ai envoyé l'e-mail pour ma fête d'Halloween.
Hadi ama Connor, seni neden Mystic Falls'a gönderdim sanıyorsun?
Allez Connor, pourquoi penses-tu que je t'ai envoyé à Mystic Falls?
Kalıntıları daha şimdi Abby'ye incelemesi için gönderdim.
Oui, je viens juste d'envoyer la balle à Abby pour expertise.
Hayır. Dorota'yı bir deri uzmanına gönderdim ki gençleştirici bir şeyler bulup gelsin.
Non, Je vais dire à Dorota de trouver un dermatologue avec un peu de Juvederm, stat.
Babamın telefonundan ona davetli olmadığını söyledim, annemin bana gönderdiği yüzüğün boyunu ayarlatması için onu gönderdim.
J'ai utilisé le téléphone de mon père pour la désinviter, et je lui ai donné la bague à réajuster que ma mère m'avait envoyée.
Temizlikçilerle yürüyüşe gönderdim.
J'ai envoyé Ivan le promener.
Gönderdim.
Ils sont tous les deux vrai, et je ne te les montrerai pas. Oui je l'ai fait.
Sayfaları gönderdim. Teşekkürler.
oui, les papiers viennent d'être envoyés.
Ben bu sabah, uzlaşma belgelerini karakola gönderdim zaten.
L'accord, je l'ai déjà donné à la police.
Sana bir resim gönderdim.
Je t'ai envoyé une photo.
Ben bugün sabah 9'da gönderdim boşanma belgelerini.
Je vais envoyer les papiers du divorce aujourd'hui vers 9h00.
Senin gibi de beş tane poşet gönderdim.
J'ai vu passer cinq idiots à court terme comme toi.
Ducky, Westcott gibi bir sürü denizciyi evine geri gönderdim ve akıl sağlıklarının iyi olmadığını biliyorum.
Ducky, j'ai renvoyé à la maison beaucoup de marines comme Westcott, et, et je savais que leurs têtes n'allaient pas bien.
Markov'un sunucularına bir solucan gönderdim.
J'ai introduit un virus dans les serveurs de Markov.
Mesaj attım, e-posta gönderdim, ama cevap gelmedi.
J'ai laissé des messages, je lui ai envoyé des mails, et il n'a pas répondu.
Ama yine de tek günlük alarak nasıl bir mesaj gönderdim acaba?
Mais quand même, quel genre de message j'envoyais avec le coussin une journée.
Bu arada kayınbiraderimle eşine de bize katılmaları için mesaj gönderdim.
Au fait, j'ai laissé un message à mon beau-frère et son partenaire pour se joindre à nous, aussi.
İşte gönderdim.
Voilà, envoyé.
- Onlara demomu gönderdim.
Bien, je leur ai envoyé la démo.
Jimmy'yi burası ve Alexandria arasındaki her marketten uzun kanat orkinos alması için gönderdim ve kalıtsal uyum buldum.
J'ai envoyé Jimmy récupérer le Thonc blanc de chaque supermarché entre ici et Alexandria Et j'ai une correspondance.
Kayıp raporunu gönderdim.
Elle est portée disparue.
Ocaktan kamyon ve birkaç adamla geldim ve hepsini geri gönderdim.
J'ai plusieurs gars et un camion de la carrière et j'ai tout ramené.
Onu ben gönderdim.
Je l'ai envoyée ici.
Ben de referans olması açısından Bayan Crossley'nin son kalp ritimlerini e-postanıza gönderdim.
Je vous ai envoyé les derniers tracés de Mme Crossley pour mémoire.
Angie, sana seramik kırıntılarında elde ettiğim, dolgu örneğinin sonuçlarını gönderdim.
HODGINS : Angie, je t'ai envoyé les résultats de la carotte que j'ai trouvé sur le tesson de céramique.
Geçen gün, iyileşmiyorsun diye endişelendiğim için sen uyurken yanağından kültür alıp teste gönderdim.
L'autre jour, je m'inquiétais parce que tu n'allais pas mieux, alors, pendant que tu dormais, j'ai pris un échantillon de ta salive et je l'ai fait analyser au labo.
Büyükannesinin evine birkaç adam gönderdim.
J'ai envoyé deux gars chez la grand-mère du gamin.
Telefonlarımı da açmamaya başlayınca ben de ona, özenle yazdığım şu mesajı gönderdim :
Il ignorait mes appels, alors je lui ai envoyé un texto aux termes bien choisis.
200 kişiyi kaleyi koruması için gönderdim.
J'ai envoyé 200 hommes, pour conserver l'avantage.
Personele zaten notu gönderdim.
J'en ai déjà pris note.
Bu fırsatı geri tepmenin de yazık olacağını düşündüğümden, onu tek başına gönderdim.
Ce serait du gâchis de laisser passer cette chance, donc je l'ai laissée y aller seule.
Sana, kendime ve Allison'un e-maillerine 3DPS verisi gönderdim.
Euh... j'ai envoyé un courriel de données 3 DPS à toi, Alison et moi.
Hepinize bu sabah 3DPS ile kodlanmış e-mail ile bir nevi sizi tanımlayan veriler gönderdim.
Vous avez tous reçu ce matin un courriel encodé des données 3 DPS pour identifier votre téléphone.
Bir kişi dışında, bu odadaki herkese e-mail gönderdim.
Tous les destinataires de ce courriel sont à cette table. Tous sauf un.
Hepinize bu sabah 3DPS ile kodlanmış e-mail ile bir nevi sizi tanımlayan veriler gönderdim.
Vous avez tous reçu ce matin un courriel encodé de données 3 DPS pour identifier votre téléphone.
Acil müdahale edilmesi gereken en az 4 yaralı gönderdim.
On a au moins quatre rouges se dirigeant vers le triage.
Ben agac mi gonderdim
Je vous ai envoyé un arbre?
Ve gönderdim.
Et "envoyer".