Görebiliyor musun translate French
1,616 parallel translation
Beni görebiliyor musun?
Vous pouvez me voir?
Beni şimdi görebiliyor musun?
Maintenant vous pouvez me voir?
O kızın arkasından yetişmesini görebiliyor musun?
Tu la vois se rapprocher par derrière?
Görebiliyor musun?
Vous pouvez voir?
Cristina'nın, Burke'ü neden öpmüş olabileceğina dair en ufak bir neden görebiliyor musun?
D'accord. Saurais-tu par hasard pourquoi Cristina embrasserait Burke?
Beni görebiliyor musun?
Tu peux me voir?
- Onu sen de görebiliyor musun?
- Tu peux aussi la voir?
Birşey görebiliyor musun?
Tu vois quelque chose?
Kapıyı kapat, lütfen odaya gir, Bizim nerede olduğumuzu görebiliyor musun?
Fermez la porte s'il vous plait, et avancez dans la pièce de manière à ce que l'on puisse vous voir.
Kasetle oynandığına dair bir kanıt görebiliyor musun?
Quelque chose prouve que la cassette a été trafiquée?
Bir dakika. Yani katı maddelerin arkasını görebiliyor musun?
Attends une minute, tu es en train de me dire que tu peux voir à travers des objets solides?
- Herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Tu peux voir quelque chose? - Du sang.
Zaf, Fiona'yı görebiliyor musun?
Zaf, tu as repéré Fiona?
Bir şey görebiliyor musun? Hayır.
Vous voyez quelque chose?
Görebiliyor musun?
Vous les voyez là?
Burada gerçekten çalışan birisini görebiliyor musun?
Y'a personne qui travaille ici?
Bir şey görebiliyor musun?
Tu vois quelque chose?
Sen bir şey görebiliyor musun?
- Tu vois quelque chose?
Bunu görebiliyor musun?
Vous voyez ça?
Pekala, bir şeyler görebiliyor musun?
- Tu vois quelque chose?
Görebiliyor musun beni, Violet?
Tu me vois?
Christopher, bir şey görebiliyor musun?
Oh, mon Dieu. Christopher, tu vois quelque chose?
Manzarayı görebiliyor musun?
- Vous voyez l'idée?
Yeşil kadını görebiliyor musun, Bridget?
Tu vois la dame en vert?
- Elimi görebiliyor musun?
- On voit ma main?
O günkü katili burada görebiliyor musun?
Vous aviez vu le tireur, ce jour-là?
Haydi ama. Yol, ışık ya da onun gibi bir şey görebiliyor musun?
Tu vois de la lumière?
Net görebiliyor musun, Fergus?
Tu vois bien, Fergus? .
- Beni görebiliyor musun?
Tu me vois?
Oradan ayı görebiliyor musun?
Peux-tu voir la lune, là derrière?
Huh, görebiliyor musun?
Tu la vois?
Ne yaptığımı görebiliyor musun?
Tu vois ce que je fais?
Beni görebiliyor musun?
Pouvez-vous me voir Zooni?
Onları görebiliyor musun?
Eh bien...
Yıldızları görebiliyor musun?
Vous voyez les étoiles?
Hangisi onun arabası görebiliyor musun?
- T'as identifié son véhicule?
Bir şey görebiliyor musun?
Vous voyez quelque chose?
Televizyonun kaç ekran? Ekranı görebiliyor musun?
Dis-le-moi, pour savoir si tu es capable de suivre.
Gelecekte olacakları görebiliyor musun?
Vous prédisez l'avenir?
Beni görebiliyor musun?
Vous m'avez vue venir ici?
Beni görebiliyor musun?
Tu me vois?
Jimeno, .. hala ışığı görebiliyor musun?
Jimeno, tu vois toujours la lumière?
- Görebiliyor musun?
- Tu le vois?
Görebiliyor musun, Charlie?
Tu vois quelque chose?
- Onu pencereden görebiliyor musun?
- Vous le voyez par la fenêtre?
Görebiliyor musun?
Peux-tu voir?
Bizi görebiliyor musun?
Vous pouvez nous voir?
Onları görebiliyor musun?
Tu les vois?
Onu görebiliyor musun?
Tu le vois?
Görebiliyor musun?
Tu peux voir?
- Görebiliyor musun?
Tu y vois?