Göstereyim mi translate French
311 parallel translation
En çok övündüğümüz taraflarını göstereyim mi?
Ferai-je le guide, même rasant?
İşin nedeniyle meraklısın demek ki. - Yol göstereyim mi?
Toi qui aimes bien t'instruire, je t'assure, tu seras content.
Karargahınızı göstereyim mi, yoksa kalacak mısınız?
Vous montrerai-je votre résidence?
Sana babamın saatini göstereyim mi?
Oh, puis-je vous montrer sa montre à lui?
- Hatalı olduğunu göstereyim mi? - Seni tanıyorum.
Dois-je te démontrer combien tu te trompes?
Suyun nereden geldiğini göstereyim mi?
Je vais vous montrer comment arrive l'eau.
Nasıl yapacağını göstereyim mi?
Je vais te montrer.
- Nerede? - Sana göstereyim mi?
Allons le visiter.
Joe'ya serayı göstereyim mi?
Je vais montrer la serre à Joe.
Kendini koruman için. Göstereyim mi?
C'est une prise, puis-je?
- Birkaç. numara göstereyim mi?
Tu veux apprendre? Je pense bien.
Bir şey göstereyim mi?
Vous voulez voir un truc?
Sana göstereyim mi?
Tu veux que je te montre?
- Sana hayatımı nasıl kazandığımı göstereyim mi?
Tu veux voir comment je gagne ma vie?
- Nasıl olduğunu göstereyim mi?
- Ça vous dérange si je vous montre comment?
Göstereyim mi sana?
Vous voulez la voir de l'intérieur?
Sana makyaj malzemelerini nasıl kullanacağını göstereyim mi?
Tu veux que je t'apprenne à te farder?
Fotoğraf göstereyim mi?
Vous voulez voir leur photo?
Nerede olduğunu size göstereyim mi?
Je vous montre où c'est?
Hey, sana birşey göstereyim mi?
Tu veux voir un truc?
Dur, ben de, "Sana birşey göstereyim mi?" yazdım.
Attends, j'ai tapé : "Tu veux voir un truc?"
Bayan Balboa, mutfağı göstereyim mi?
Madame Balboa, puis-je vous montrer la cuisine?
Bunun bedeninize uygun olanını göstereyim mi?
Je l'ai dans votre taille, je vous la montre? Pardon?
- Kabuğunu nasıl soyacağınızı göstereyim mi?
- vous voulez que je vous montre comment faut faire? - je voudrais bien merci.
- Annecim, göstereyim mi?
- Tu crois? - Je veux.
Odanızı göstereyim mi yoksa yolu biliyor musunuz?
Je vous montre la chambre ou vous connaissez?
Sana bir şey göstereyim mi?
Tu veux voir un truc d'enfer? - Quoi?
- Göstereyim mi sana?
Puis-je vous la montrer?
Yukarı gelip göstereyim mi?
Dois-je aller avec vous?
Müziği sana göstereyim mi?
Que je te montre la musique?
Başka bir şey göstereyim mi?
Attends. Voyons autre chose.
- Sana bir şey göstereyim mi?
- Tu veux voir quelque chose?
- Göstereyim mi?
- Je vais te montrer.
- Sana para koleksiyonumu göstereyim mi?
- Vous voulez voir ma collec de pièces?
Bir adam nasıl ağlatılır göstereyim mi?
Vous voulez voir un homme sangloter?
Nasıl ayı yaptığımı sana göstereyim mi?
Veux-tu que je te montre les nounours?
- Sana yeni aletleri mi göstereyim mi? - Hayır.
- Je t'ai montré mes nouveaux outils?
Belgeleri nerede sakladığımı sana göstereyim mi?
Tu veux que je te montre où les papiers sont cachés?
Sana keşfettiğim önemli şeyleri göstereyim mi?
Oh, je t'ai montré mes importantes découvertes?
Göstereyim mi?
Je vous le sors?
Size ilginç bir şey göstereyim mi?
Il y a quelque chose qui vous intéresse?
- Göstereyim mi?
Vous montrer?
- İzin belgesinide göstereyim mi?
- Je dois montrer le permis?
Yanımda fotoğrafı var göstereyim mi?
J'ai une photo. T'es en retard!
Özür mü dileyeyim yoksa sahit mi göstereyim
Tu veux des excuses ou un alibi?
Size içki mi ikram edeyim yoksa odalarınızı mı göstereyim.
Dois-je servir à boire ou voulez-vous voir vos chambres?
Göstereyim mi?
Tu veux voir?
Göstereyim mi?
Vous voulez voir?
- Sana bir şey göstereyim mi?
Tu veux voir un truc?
Dükkânıma gelin bütün cihazları, tek tek göstereyim, üstelik bunu siz gıcıkların bitli 50 doları için yapayım? Öyle mi? En başından haber verseydiniz.
Vous venez me voir, je vous montre ça et puis ça et vous avez que 50 $...
Öyle mi, sana bir kazanan göstereyim o zaman, sadece seyret.
Vous êtes collés au poste!