Gülüyorlar translate French
311 parallel translation
Kendine tokat attıran bir palyaçoya gülüyorlar.
Ils rient devant un clown qui se fait gifler. "
Tanrılar yukarıdan bizi gözetliyor ve gülüyorlar.
Les dieux regardent et rient.
Her yerde gülüyorlar.
Tout le monde rira... rira...
Uzun lafın kısası,... açlıktan ölmek üzereyim, halime köpekler bile gülüyorlar.
Enfin bref, je crève la faim et même les chiens m'évitent.
İçerde sana gülüyorlar.
Ils se moquent de toi.
Sana gülüyorlar.
Ils se moquent. Pars.
Gülüyorlar, çünkü ben bir cadıyım.
Lls rient parce que je suis une sorciére.
Ve onları uyarmaya çalışırken, gülüyorlar.
Et quand on veut les avertir, ils rient.
Diğerleri de sizi sadece küçümsüyor. Arkanızı döndüğünüzde de size gülüyorlar...
Les autres vous méprisent et se moquent derrière votre dos.
Bana ya gülüyorlar ya da kaçıyorlar.
Ils se moquent tous ou me fuient.
Ne şarkı söylüyorlar, ne gülüyorlar ne de artık şakalaşıyorlar.
Plus un chant, ni un rire ni aucune plaisanterie.
O arkamdan gülenlere de, derslerini vereceğim. Arkamdan gülüyorlar ama, yüzüme bakmaya cesaret edemezler.
Je leur montrerai à ces salauds qui rient derrière mon dos et font dans leurs frocs quand je me retourne.
- Ve bana gülüyorlar.
- Tout le monde se fiche de moi.
Şu anda çok parlaklar ve sanki gülüyorlar.
Ils s'illuminent, et deviennent rieurs.
Görüyor musun gülüyorlar?
Ils s'amusent...
Neden gülüyorlar?
Qu'est-ce qui les fait rire?
Neden bu kadar çok gülüyorlar?
Qu'est-ce qui les fait rire?
İnsanlar bana gülüyorlar.
Les gens rient de moi.
Sana gülüyorlar. Buraya bunun için mi geldin?
Ils se moquent de vous.
Anlatıyorum, kıkır kıkır gülüyorlar.
Et chaque fois, ils me riaient au nez!
Sanki bana gülüyorlar.
Je crois qu'on se moque de moi.
Ona gülüyorlar, çünkü o aptal bir çocuk.
Elles rient parce que Tuptim est bête.
Saçma sapan şeylere gülüyorlar.
Ils rigolent pour rien. Ils sont comme des bêtes. Ils sont fous.
Sadece bana gülüyorlar.
Ils se moquent de moi.
Evde bana sadece gülüyorlar.
A la maison, tout le monde rit de moi.
Öyle bir gülüyorlar ki, sanki daha önce belayı hiç duymamışlar.
S'il survit. Tu as déjà essayé de noyer un serpent?
İkisi de bana gülüyorlar, bana.
- Ils rient... de moi!
- Neden gülüyorlar?
- Pourquoi rient-ils?
Arkamdan gülüyorlar.
Ils rient dans mon dos.
Bana gülüyorlar mı?
Tous les mecs du magasin se moquent de moi.
- İnsanlar bana gülüyorlar.
- et qu'on se moque de moi.
Sokakta gülüyorlar sana...
Elles se moquent de toi dans la rue.
- Gülüyorlar, ben gördüm.
Je les vois se moquer de toi.
Bana mı gülüyorlar?
Ils m'ont ridiculisé?
Ve şimdi, kendi kollarında birbirlerine sarılarak tüm geceyi birlikte geçiriyorlar ve bana gülüyorlar.
Il est capable de tant d'infamie! Tous deux se moquent de moi.
- Gülüyorlar.
- Ils rient.
Karşılıklı olarak birbirlerinin söylediklerine gülüyorlar
Ils s'en vont le coeur content et devisent gaiement
Kıçlarıyla gülüyorlar. Sonra da diyorlar ki :
Ils en peuvent plus de rire et ils disent :
- Lanet olası kargalar gülüyor. - Gülüyorlar.
Ces sacrés corbeaux rigolent, hein?
Ama duğru. Kıçlarıyla gülüyorlar.
C'est vrai. lls en peuvent plus de rire.
Pis pis yüzüme gülüyorlar.
Ils ont tous un affreux rictus.
Yan tarafta size gülüyorlar.
Ils se payent votre tête à côté.
İnsanlar geçerken önünde durup tabloya gülüyorlar.
Chaque fois qu'on passe devant ce tableau, on y trouve des gens en train de s'en moquer.
# Hala, bunca yıl geçtikten sonra... #... hala üstüme gülüyorlar.
Toujours. Après toutes ces années. Ils se moquent toujours de moi.
Biz soğukta donarken, onlar Başkan'la şakalaşıp gülüyorlar.
Ils rient avec le président... alors qu'on est ici à se cailler.
İnsanlar güldüğümü düşünüp bana gülüyorlar, bu da onların iyi hissetmelerini sağlıyor. Böylece kutuya daha çok para koyuyorlar.
Les gens pensent que tu souris, ils te sourient, et ça les rend heureux.
Onları duymuyor musun? Gülüyorlar!
Tu ne les entends pas?
Gülüyorlar!
Ils rient. Ils rient parce que...
Gülüyorlar, mutlular.
Ils sont heureux.
- Bize mi gülüyorlar?
Le surintendant Tom Smith que est chargé de l'enquête... Y se foutent de nous hein?
Neden gülüyorlar?
Qu'ont-ils dit de si drôle?