Gına translate French
78,490 parallel translation
- Bu durumda aptallık konusundaki uzmanlığına boyun eğiyorum.
Dans ce cas, je devrais m'en référer à ton expertise dans le domaine de la folie.
Thawne'ın seni en başta neden yanına aldığını bile bilmiyorum.
Je ne sais même pas pourquoi Thawne t'a recruté.
- Bilmiyorum ama bu neden varlığına dair hiç delilimiz olmadığını açıklar.
Je ne sais pas, mais ça expliquerait pourquoi nous n'avons pas de preuve de son existence.
Sanırım neden yenilmez gibi görünen bir hızcının yanına ortak aldığını buldum.
Les gars, je crois que j'ai trouvé. Pourquoi un bolide supposément invincible aurait besoin de partenaires.
Aslında adını falan bilmiyorum ama baktığım sohbet odalarına göre bir anda ortaya çıkan ve şehrin suç kurbanlarını kurtaran sağlam bir kadın.
Et bien, à vrai dire, je n'ai aucune idée de qui elle peut être, mais selon les chatrooms que j'ai visités, c'est une dure à cuire qui sort de nulle part et sauve les victimes des rues.
Neredeyse hayal kırıklığına uğradım.
Cela en est presque décevant.
Şimdiyse zar zor tanıdığın bir adam adına zar zor tanıdığın bir adam için ödeşme amacıyla kullanıyorsunuz.
Et maintenant tu t'en sers comme revanche pour un gars que tu connais à peine contre un gars que tu connais à peine.
Vay canına. Bu akşam kararlılığın üstünde.
T'es entreprenante, ce soir!
Şaka yapmadığına inanamıyorum.
C'est une blague?
En sevdiğin insanı tamamen hayal kırıklığına uğratmışsındır.
Celui de la personne que vous aimez, quand vous l'avez déçue?
Seni hayal kırıklığına uğratanın annen olduğunu düşündün mü?
Et si c'était votre mère qui vous décevait?
Çünkü seni asistanına kaptırırsam beni bir klişenin parçası yaptığın için sana kızarım.
Si tu partais avec ta secrétaire, je le prendrais mal tellement c'est cliché.
O birim belediye başkanlığına bağlı, SCPD'ye değil.
Cette division est gérée par la mairie, pas par le commissariat.
Rehabilitasyondan yeni çıktığını, politikacı olmadığını medyanın karşısına çıkmak üzere olduğunu saymazsak biraz yardım almanın neresi kötü? İyidir, değil mi?
C'est cool, hein?
O da karşılığında iyilik isteyince kafasına silah mı dayadın?
Il a demandé une faveur en retour, et tu pointes un pistolet dessus?
Markov teröristlerine nükleer bomba satmaya çalıştığına inanmak için sebeplerimiz var.
Nous avons des raisons de penser qu'il essaie de vendre une bombe aux terroristes Markovians.
Çünkü Starling City'i hayal kırıklığına uğrattın.
Parce que vous avez trahi Starling City.
Bir hacker grubu tarafından bana verilen istihbarat belleğinin bir kısmıydı. O bellekte ayrıca Detralink elemanına baskı yapmak için kullandığım bilgi de yer alıyordu.
Il faisait partie d'un cache d'information qu'un groupe de hacker m'a donné, et ce cache inclu des informations que j'ai utilisées pour faire pression au salarié de Detralink.
- Bu veri belleği özellikle bu adam için gereken şeyi tam olarak barındırdığına göre çok büyük olmalı.
- Pour que le cache de données ait exactement ce dont tu avais besoin pour cet homme en particulier, il doit être énorme.
Baban, annen maça gelemeyeceği için hayal kırıklığına uğradı sadece.
Papa est juste déçu que maman ne vienne pas avec nous au match.
Ortalığı yıkıp dökerek belediye binasına girdi.
Tout fait exploser dans la mairie sur son chemin.
SCST'yi kanunlaştıramadığımız için belediye binasına saldırdığı konusunda oldukça eminler.
mais ils sont sûrs qu'il a visé la mairie à cause de notre incapacité à promulguer la RASC.
Bu şehri hayal kırıklığına uğrattınız!
Vous avez trahi cette ville!
Başkomiser Pike, bu konuda Green Arrow'un sorumlu olmadığına dair güvenilir bir yerden bilgi aldım.
Commissaire Pike, je sais de source sûre que Green arrow n'était pas responsable.
Warner, Cutter ve Chien Na Wei'ya saldırmaya hazırlandığını düşünüyoruz.
Nous pensons qu'il est en route pour engager Warner, Cutter, et Chien Na Wei.
Kaynaklarımız, belediye başkanlığının, Dedektif Malone'un katilinin kimliğini korumak adına otopsi raporlarını değiştirme emri verdiğini söylüyor.
Nos sources nous ont indiqué que le bureau du Maire a ordonné la falsification du rapport d'autopsie, pour protéger l'identité du tueur de l'inspecteur Malone.
Kaynaklarımız, belediye başkanlığının, Dedektif Malone'un katilinin kimliğini korumak adına otopsi raporlarını değiştirme emri verdiğini söylüyor.
Le bureau du Maire a ordonné la falsification du rapport d'autopsie pour protéger l'identité du tueur de l'inspecteur Malone.
Nasıl kullandığına göre.
De comment tu t'en sers.
Ailesi adına Malone'un saygınlığını korumak meselesine dönüşür.
Il s'agit de protéger la réputation de Malone pour le bien de sa famille.
Eğer başkan sağlığına kavuşursa belediye meclisi yarın oylama yapacak.
Si le Maire est médicalement déclaré hors de danger, le conseil procédera au vote demain.
Tek yapmamız gereken, Gregor'un Kovar'la yaptığı anlaşmanın Bratva'ya hiçbir faydası olmadığına, tek faydasının ona olduğuna dair kanıt bulmak.
Écoute. Tout ce qu'on a à faire est de trouver des preuves que l'accord de Gregor avec Kovar est dans son intérêt, et pas dans l'intérêt de Bratva.
Bunu, halkı Green Arrow'un polis katili olduğuna dair çıkacak trajik haberden korumak adına yanlış bir karar alarak yaptım. Güvendiğimiz adamın bu şehri hayal kırıklığına uğratmasından korumak adına.
Je l'ai fait dans une tentative maladroite de protéger tout le monde de cette nouvelle tragique que Green Arrow était devenu un tueur de policiers, qu'un homme à qui nous faisions confiance avait trahi cette ville, et je ne pensais pas
Oldukça hayal kırıklığına uğradım.
C'est regrettable.
Oldukça hayal kırıklığına uğradım.
C'est extrêmement décevant.
İtiraf edeyim, biraz hayal kırıklığına uğradım.
Et bien, c'est un peu décevant, je dois avouer.
Green Arrow'un, son suçlarından bahsedildiği için belediye başkanlığına misilleme yaptığını düşünüyoruz.
Nous pensons que Green Arrow se vengeait contre ce bureau pour avoir dénoncé ses derniers crimes.
Tanrıların kadiri mutlaklığına meydan okumuş çünkü.
Il a défié l'omnipotence des dieux.
- Evet. Ok ve yaylı bir adamın hem Bratva hem diğerlerinin işlerini zorlaştırdığına dair şeyler duyuyorum.
Des rapports d'un homme avec un arc et des flèches perturbent les affaires de Bratva et d'autres.
Bu ne demek oluyor? Kovar'ın büyük ve berbat bir şey planladığı anlamına geliyor.
Ça veut dire que Kovar prépare quelque chose d'énorme et de terrible.
Asansörün hareket kayıtlarına göre asansörün hızlanma değeri... Aman Tanrım, 9 G kuvveti kadar. Sonra da 40 kat direkt düşüyor.
Selon le journal des activités de l'ascenseur, la cage a accéléré de 9G vers le haut et est tombée ensuite en chute libre sur 132 mètres.
Lyla, Arrow ekibini gizli, süper güçlü bir hükümet teşkilatıyla kıyasladığına inanamıyorum!
Lyla, je n'arrive pas à croire que tu compares la team Arrow à cette super-agence gouvernementale clandestine!
- Argus'un lideri olarak altına imzamı attığım tüm gizli operasyonların kayıt listesi.
C'est un audit sur chaque mission secrète à laquelle j'ai participé en tant que directrice d'ARGUS.
Tanıdığım en güçlü insanlardan birisin ama senin başına gelenleri yaşayan herkes dansçı bir flamingo olduğunu bile itiraf edecek hale gelebilirdi.
Tu es la personne la plus forte que je connaisse, car quiconque aurait avoué être un flamant rose qui fait des claquettes après ce qu'il t'a fait subir.
Şehrimizi kurtarmadım, hayal kırıklığına uğrattım.
Je n'ai pas sauvé notre ville.
O kadar vurulduktan sonra çoğu gemi hurda yığınına dönerdi.
La plupart des vaisseaux auraient dévissé après ce genre de tirs.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
Navré de vous décevoir.
Errinwright'la işbirliği yaptığına gerçekten inanıyor musun?
Vous pensez vraiment qu'il est de mèche avec Errinwright?
İşin tamamlandığına emin olup sonra da buradan çekip gidin.
Assure-toi que le job est fait, puis partez.
Ancak Nauvoo'nun hızı ve yörüngesi göz önüne alındığında Eros'la çarpışma rotasında olduğu belli, ki bu da yalan söylediği anlamına gelir.
Mais vu la vitesse et la trajectoire du Nauvoo, il allait vers une collision avec Éros. Donc, il nous ment.
Ancak Eros'un değişen hızına ve ivmesine bakıldığında kayanın nereye çarpacağını gerçekten bilemiyoruz.
Mais vu la vitesse et l'accélération d'Éros, ion ne sait pas vraiment où il viendra frapper.
Çalıştığın seneler içinde böyle bir anı göreceğin aklına gelir miydi?
Avec ton vécu, tu aurais imaginé vivre un tel moment?