Hacking translate French
38 parallel translation
Bence hacking bir halk hizmeti : )
Le piratage, c'est un service public.
- Hacking.
- "Hacking".
Resmen hackledi!
Il faisait du hacking, c'est bien ça?
Bu konuda söyleyebileceğim tek şey yaklaşım açısından cadı avına benzediğidir. Yüzyüze korsanlık, bilirsiniz.
Mais la seule chose pertinente que je peux dire... c'est qu'il y a un climat d'hystérie comme une chasse à la sorcière... par rapport au hacking, vous savez.
Kevin kaçakken Kevin'in suçlandığı olayın perde arkasındaki kişi olduğuna inanılan ve JSZ olarak bilinen bir israilli sanal korsan ile görüştü.
Quand Kevin courait toujours... il a communiqué avec un hacker lsraelien connu sous le nom de jsz... que l'on croit être le génie derrière le hacking pour lequel Kevin fut blâmé.
Bilirsiniz, savaş oyunlarını seviyorum, hackleme falan.
Vous savez, comme WarGames, le hacking. Ce mec là!
Sanal korsanların yaptığı gibi en başından başladık.
Mais c'était là l'esprit du hacking depuis le commencement.
Gerçek bilgisayar korsanlığı yapalım.
On va faire du vrai hacking.
Benim tasarladığım bir korsan Yapay Zeka.
C'est une IA de hacking que j'ai conçue.
Go Ki Joon, hackleme alanında uzman değil misin?
* Hacking = Piratage Go Ki-Joon, n'êtes-vous pas un spécialiste du hacking *?
Hacklemek çok kolay, öyle mi?
Les bases du Hacking, tu dis?
İşte hack bu şekilde doğdu. sonra mühendisliğe bilgisayar topluluğuna dönüştü.
Et c'est de là qu'est né le "hacking", avant qu'il ne se répande parmi les communautés d'ingénieurs et d'informaticiens.
Ben hacklemeyi her zaman, dolaylı politika olarak görmüşümdür.
J'ai toujours considéré le "hacking" comme politique par essence.
Onu hacklemekle sucladilar.
Ils l'accusent de hacking.
- Bu sırada, Batgirld ve Ben hack işini hallettik.
- Batgirl et moi nous occupions du hacking.
Eski Silikon Vadisi'nin en büyük 7 şirketi tarafından geliştirilmiş çoklu alanlar için sızma cihazı idi.
C'est un champ de hacking de masse, développé conjointement par sept entreprises de pointe dans l'ancienne Silicon Valley.
Gecenin geri kalanında Saturnware Bilgisayar'daki elemanı o bölgede kimin hacking yapabilecek nitelikte malzeme aldığını söylemesi için kandırmaya çalıştım.
J'ai passé le reste de la nuit à amadouer un employé de Saturnware Computers pour qu'il me dise qui dans ce quartier a récemment acheté un équipement haut-de-gamme capable de piratage.
Kara kuşak Kung-fu gibi, Suikast savaşçısı Ninja gibi bir hacklemeden bahsediyorum.
Je parle de sac à dos, de kung fu, de ninja assassin avec un haut niveau de hacking.
Yani, bu seviyedeki siber savaş ustasının kim olduğunu biliyor muyuz?
Donc, qui connait-on avec ce niveau de cyber hacking?
MIT, Aaron'ı savunmadı. MIT içerisindeki toplulukları öfkeye boğmuştu bu durum. Çünkü MIT bu tarz hacker aktivitelerini teşvik eden bir yerdi.
Le MIT n'a pas défendu Aaron ce qui, pour les gens à l'intérieur de la communauté du MIT, semble scandaleux parce que le MIT est un endroit qui encourage le hacking au sens noble du terme.
Hacker ustası eski kız arkadaş.
Ton ex petite amies, virtuose du hacking.
Halkın dile getirdiği en büyük korku hacklenme tehlikesi.
La population craignait surtout les risques de hacking.
- Porno hacklemek. - Ne?
- Hacking pornographique.
Silah bulundurma, hackerlık, saldırı.
Possession d'armes, hacking, assaut.
- Ta ki bu hack girişimine kadar.
jusqu'à cette tentative de hacking.
Bruce'un beynini hackleme işi ne alemde?
Vous en êtes où dans le hacking du cerveau de Bruce?
Catco'nun hacklenmesi konusunda Cat Grant'ın sessizliği bozulmak üzere.
Il semblerait que le silence de Cat Grant au sujet du hacking soit sur le point de se briser.
Oyun gecesi, suçlara engel olup uzaylıları yakalayıp DEO'yu hacklediğimiz hayatta geriye kalan son normallik.
La soirée jeu est tout ce qu'il reste de normal dans notre vie de chasse à l'alien et de hacking du DOE.
Bir YouTube kanalı bile var. Hacking Magic's Hacks.
Fait une série entière YouTube, Les Hacks Hacking magiques.
Hacklemeden bahsediyorlar.
On parle de hacking.
Önceden hayatımı ortaya atmıyordum.
Ouais, je ne Hacking mon chemin à travers la vie.
Hadi akıllı telefonunu sadece ayna niyetine kullanan bir kadından bilgisayar korsanlığı tavsiyeleri alalım.
Écoutons tous les conseils de hacking d'une femme qui ne se sert de son smartphone seulement comme d'un miroir.
Oliver, baksana. Biraz hack için keyfin mi yok?
Un petit hacking, ça te dit?
California'ya taşındığımızda seni hackerlıktan rehabilitasyona yatıracağım.
Quand on déménagera en Californie, je t'enverrai en désintox pour hacking.
NZT olmadan Rus Botanik Derneği'nin davetli listesine girebilmek için hacklemeyi yeterince hatırlayabilmek adına kafa kafaya verdik.
Sans NZT, nous avons eu besoin d'être à deux pour avoir assez de connaissances en hacking afin de nous ajouter à la liste d'invités de la Société Botanique Russe.
Konu hackleme olduğunda, bizim için potansiyel diye bir şey yoktur.
Quand on parle de hacking, il n'y a pas de "potentiellement" avec nous.
Siyah kuşak bir ninjaya ihtiyacımız var.
Il nous faut un ninja du hacking.
HACKER RS'in hayatın sadece 2 şey vardı. 1-Hackerlık ve 2-Hackerlık. 1-Hackerlık ve 2-Hackerlık.
1, le hacking... et 2, le hacking.