English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Haddock

Haddock translate French

90 parallel translation
Bırak Haddock.
Lâche-le, Eric.
- Mezgit mi, haşlanmış yumurta mı?
Haddock ou oeufs brouillés?
- Mezgit balığı?
Du haddock?
Umarım balık yiyorsunuzdur.
J'espère que vous mangez du haddock.
" Bayan Haddock, ben öldüğümde...
" Mme Haddock, quand je serai partie,
Yüzbaşı Haddock.
Capitaine Haddock.
Shattuck, Haddock.
Shattuck, Haddock. Haddock.
Haddock. Yüzbaşı Haddock.
Capitaine Haddock.
Komiser Haddock'a ya da adı her neyse bunu söyledim.
J'ai dit à cet inspecteur, Haddock je crois...
Neyse, o adama, Haddock'a ailemden hiç kimse o kadını daha önce görmedi dedim.
J'ai dit à ce type, Haddock, qu'aucun de nous ne connaissait cette femme.
Mezgit yiyeceğiz.
Nous mangerons du haddock.
Bay Haddock elektrik varken bile ellerine hâkim olamaz.
M. Haddock tripote déjà quand les lumières sont allumées.
Alan Bullock'un Norman adlı iki turnabalığı merhum Marcel Proust'un da mezit balığı vardı.
Alan Bullock a deux brochets, tous deux prénommés Norman, et le grand Marcel Proust avait un haddock.
Londra'nın en taze mezgiti 2. katta. 3. kat Ribena, karıncalar televizyon ve alev makineleri orada, yemek vagonu sergimiz...
Le haddock le plus frais de Londres, au deuxième étage, fourmis, télévisions et lance-flammes par ici, notre exposition de...
Böyle konuşuyordu : "Ben müdürüm, bu mağaza harika Londra'daki en taze mezgit..."
Il parlait ainsi : "Je suis le directeur de ce beau magasin, - le haddock le plus frais..."
- Mezgit!
- Du haddock!
Bugün mezgit yemeyi denedim ama kokusu burnumun direğini sızlattı.
J'ai voulu manger du haddock, mais il a sauté de mon assiette.
- Evet, ve şimdi de pardon, ismini unutmuştum, geri döndün, saray balık kokmaya başladı, ben de öğleden sonra yola çıkmaya karar verdim.
pardon, j'oublie votre nom... est revenu et que la Cour pue le haddock, je pars cet après-midi.
Baştan ayağa balık kokuyorsun.
Vous puez le haddock!
Ne o, azizim, pantolonundaki devasa pisi balığı mı?
Qui est ce grand haddock en pantalon?
Sanırım balık çorbasıyla başlayıp ardından mezgit yiyeceğim.
Une soupe de poisson et du haddock.
Mezgit balığından olmalı.
Ce doit être le haddock.
Amerika'nın küçük kasabalarından biri.
C'est "la bourriche à haddock de l'Amérique".
Yani kimim ben, Kaptan Chesapeake?
Je suis pas le capitaine Haddock.
Onun başını döndürmeliyim, ve çiftlik mezgitinde iddialı değilim.
Je dois l'épater, et je ne miserai pas tout sur le haddock.
Juliette ve "Kaptan Haddock" hâlâ bir mevzu mu?
Juliette vient avec le capitaine Haddock?
Hiçbir zaman da olmadılar :
Il y a rien eu avec Haddock.
Kaptan Haddock'ın.
Celui du capitaine Haddock.
İki parça tütsülenmiş mezgit balığı, lütfen.
Deux tranches de haddock.
Mezgit olağanüstü bir balıktır, Nigel.
Le haddock est un poisson très fin.
Çalışmak yerine fantezi futboluyla ve bazı porno siteleriyle uğraştığın açık.
C'est comme mon nom, Wreaking Haddock mais avec "wreak" comme dans "wreaking havoc". C'est ton premier problème. Mot de passe?
Aynı ismim gibi... Wreaking Haddock. "wreak" olacak..
- C'est la machine à cappuccino classée numéro un mondial.
Zaman doldu, maçlar başladı. Pekala, Haddock.
J'ai une voiture avec un petit écran qui me dit ce qu'il y a derrière moi.
Haddock?
- Bill, comment va?
Bill'e de fazla yüklenmememiz lazım aslında.
- Tu ne peux pas être sérieux. - Je suis très sérieux. - Haddock?
Arabanın arkası, 90 kg mezgit balığıyla dolu.
Dans mon coffre, il y a du haddock. Une centaine de kilos.
Hazmet, Samwise.
Suce, Haddock!
Kirk, Crunch ve Kanguru'ya yetiyorsa bana da yetecektir.
Si cela est suffisant pour Kirk, Haddock et Flam, c'est suffisant pour moi.
Kirk, Crunch ve Kanguru'nun adımlarını izliyorum.
Je suis les traces de Kirk, Haddock et Flam.
" Mulensar Şatosu'ndan Şövalye François Haddock, lanetli Tekboynuz gemisinin son kaptanı.
"Chevalier François de Hadoque, Moulinsart." Capitaine de l'infortunée Licorne.
'Tekboynuz'un esrarını ancak gerçek bir Haddock çözebilir.'oldu. "
"Seul un vrai Hadoque percera le secret de la Licorne."
Haddock'ların arması.
C'est un haddock.
Mulensar Şatosu Haddock'ların mülküydü.
Moulinsart est l'ancien domaine des Hadoque.
François Haddock bir sarhoş ve iflah olmaz bir günahkardı.
Hadoque était un ivrogne, un dépravé.
Haddock kanı lanetlenmiş.
La lignée des Hadoque est maudite.
Haddock.
Haddock.
- Evet, lütfen.
- Vous aimez le haddock?
Haddock.
Hadock.
Yüzbaşı Haddock'u tanırdım.
J'ai connu un capitaine Haddock.
Tuffy Griffith-James J. Haddock Maçı Madison Square Garden 30 Kasım 1928
GRIFFITH contre BRADDOCK 30 novembre 1928
Merhaba.
Alors, Haddock, où est-ce qu'on en était rendu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]