Haftaya translate French
4,353 parallel translation
Şey.. ... haftaya Sör Ernest Shackleton bizimle olmayacak.
La semaine prochaine, nous n'aurons pas Sir Ernest Shackleton.
Haftaya yemek yiyelim.
Déjeunons ensemble la semaine prochaine.
Ayakkabısından malı çıkart, onu tutukla ve bir haftaya geri salınsın.
Quoi... racler la dope sur ses chaussures pour un crime mineur que le procureur foutra à la poubelle?
Haftaya.
Oh, c'est la semaine prochaine.
Tahliyen iki haftaya çıkıyor.
L'audience de conditionnelle a lieu dans 15 jours.
- Haftaya sınavı var. - Ay...
Il a son concours la semaine prochaine.
- Bir haftaya açılıyoruz.
Nous ouvrons dans une semaine.
Üniformalarınız haftaya.
Les uniformes, c'est la semaine prochaine.
İki haftaya kalmaz annem korkutup kaçırır onu.
Je lui donne deux semaines avant que maman lui fasse peur.
oğlum haftaya 20'sine girecekti ve ona aşıktı.
Il en aura 20 la semaine prochaine et il est amoureux d'elle.
Önümüzdeki haftaya bitecek.
Et la route de Chen? Prête d'ici la semaine prochaine.
Yok, yok. Haftaya uygunsanız randevuyu...
Non... vous pouvez passer la semaine prochaine, ou...
Haftaya patronları gelecek. Seni pahalı bir tatile daha yeni gönderdiler.
Leurs patrons reviennent la semaine prochaine et vous revenez tout juste d'un voyage à leurs frais.
İyi hissetmediğini ve önümüzdeki haftaya kadar izin istedim.
Je lui ai dit que tu ne te sentais pas bien et demandé une suspension - d'audience jusqu'à la fin du week-end.
Haftaya Perşembe, aynı saatte? Gidelim, Madam Herrol.
Jeudi prochain, même heure?
Haftaya Cuma tekrar geliyorum, tamam mı?
Je reviens vendredi prochain?
Planladığımız gibi, haftaya Cuma geliyorum, tamam mı?
Je reviens vendredi comme prévu?
Haftaya bu saatlerde, ikiniz de iflas etmiş olacaksınız. Artık sizinle başkası uğraşsın.
D'ici la semaine prochaine, vous ferez faillite et un autre que moi se prendra la tête.
- Haftaya Rosalie'nin doğum günü.
C'est l'anniversaire de Rosalie la semaine prochaine.
Ben burda kıçınızı toplamaya gelmedim 2 haftaya herşey yerinde olacak kesinlikle bişey beklemiyorum ona göre 6 da kalkmış olackasınız ve herşey hazır olacak.. ne olursa olsun
Je ne suis pas là pour essuyer votre cul, Je suis ici pour surveiller votre cul et vous dire comment faire pour nettoyer ce putain de truc. Et d'ici deux semaines, Je ne veux même plus être obligé de vous surveiller, J'attends de vous que vous sachiez et vous l'ayez déjà fait vous-même.
Spor yapın, 1 haftaya görüşürüz
Continuez votre remise en forme. Je vous revois dans une semaine.
- Kalanını gel haftaya al diyeceğim.
Je lui dis qu'il aura le reste la semaine prochaine.
Kalanını haftaya verecek.
Il apportera le reste la semaine prochaine.
Bayan Tapper'in randevusunu gelecek haftaya almam gerekecek.
Je vais devoir programmer Mrs.
Oyunun ne bilmiyorum ama, çok da rahatlama. Çünkü bir haftaya kalmaz seni attırıp Panhandle'e geri göndereceğim.
Je ne sais pas à quoi tu joues, mais ne prends pas trop tes aises, car je vais te faire sortir d'ici et retourner dans le Panhandle en moins d'une semaine
Haftaya görüşürüz.
A la semaine prochaine.
Haftaya bizimle buraya gelir mi diye sorayım mı?
Donc, tu voudrais que je vois si elle peut venir avec nous la semaine prochaine?
Haftaya yaparız, tamam mı?
On le fera la semaine prochaine.
Haftaya 60'lar temalı bir doğum günü partisi vereceğim.
Le thème de mon anniversaire, ce sera les années 60.
Bugün öğrendiğim bilgiye göre, adamın Drew bir haftaya elimde olur.
Avec ce que j'ai trouvé aujourd'hui, J'espère avoir Drew dans la semaine.
Önümüzdeki haftaya kadar oldukça yoğunum.
Je suis prise toute la semaine.
Antikonvülsan veriyoruz ve tomografiyi de haftaya çekiyoruz.
Sous anticonvulsivants, et on contrôle dans une semaine.
Eli ve ben haftaya uçuyoruz.
Eli et moi prenons l'avion la semaine prochaine.
Yani bir karar vermek için iki haftan var. İki haftaya ihtiyacım yok.
Cela veut dire que vous avez deux semaines pour décider.
Haftaya cuma günkü çim kukası turnuvasını hatırlatmak istedim.
Juste rappeler que le tournoi de pétanque a lieu vendredi prochain.
- Birkaç haftaya sonuçlar açıklanır. - Güzel.
J'aurai mes résultats dans quelques semaines.
Şu aptal birleşme. Oyumun değerinin geçen haftaya göre 1 / 3 düşmesi bir yana şimdi de uni-ball kalemlerimiz bitti.
Avec la fusion, mon vote a perdu un tiers de sa valeur.
Pekâlâ, haftaya salı görüşmek üzere.
Ok, on se voit mardi prochain.
- Güzel. - Haftaya görüşürüz öyleyse. - Tamam.
Donc on se voit la semaine prochaine.
- Bir hafta önce, bir haftaya bulabileceğini söylemiştin.
Il y a une semaine, vous aviez dit que vous l'auriez dans la semaine.
Haftaya aynı saatte o zaman Norman?
Semaine prochaine, même heure, Norman?
Haçı bir haftaya kadar ele geçireceğime hiç şüphem yok.
Je suis sûr de pouvoir être en possession de la croix d'ici la fin de la semaine.
Chad, bir haftaya kalmadı olayı unuttu. Kavga bizim için geçmişte kaldı ama Cutwright için, kim bilir?
Chad a oublié en 1 semaine la bagarre était une ancienne histoire pour nous, mais pour Cutwright- - qui sait?
Haftaya pazar günü konuşuruz.
Je te parlerai dimanche prochain.
Rejoyla'nın 2 haftaya kadar bana varlığından bile bahsetmediği bir bebek.
Un bébé dont, jusqu'à il y a deux semaines, Rejoyla ne m'avait jamais parlé.
Haftaya başlayacağını zannediyordum.
Je pensais que tu commençais la semaine prochaine.
Haftaya görüşürüz.
Mm-hmm.
Haftaya görüşürüz.
À la semaine prochaine.
Evet, haftaya.
Ouais, ouais.
- Güzel. - Haftaya görüşürüz öyleyse.
Donc on se voit la semaine prochaine.
Tekrar almaya geldiysen, bir haftaya kalmaz ölürsün.
Je viens de te vendre des doses il y a deux jours, et tu es là pour d'autres?