English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hakem

Hakem translate French

755 parallel translation
Bay Sullivan hakem olacak.
M. Sullivan va arbitrer.
Hammond şurada, topu atan şurada, hakem de burada.
Voici Hammond, voici le bowler, voici l'arbitre.
Hakem bekleyen biri gibi durma Yardım et. Tekmele.
Ne jouez pas à l'arbitre!
Maç 30 dakikadır, hakem olmayacak.
Durée du combat : 30 minutes. Sans arbitrage.
Tony, piskoposlar hakem gibidir.
Les évêques sont de vrais arbitres.
Kimse yaralanıp nakavt olmaz. Hakem kararıyla kaybedersin.
Pas de blessé, pas de K.O. Tu perds aux points.
19 nakavt, 2 hakem kararı.
19 par K.O., deux aux points.
Ama galip, hakem kararı ile belirlenecek. Sert oynamak yok!
Mais ce sera aux points, pas de massacre.
60 bin, temiz ve hızlı bir dövüş. Hakem kararına kadar 15 raunt.
60 000, net et rapide, 15 rounds, victoire aux points.
Hakem kararıyla 15 raunt.
15 rounds, victoire aux points.
- Hakem araya girecek.
- L'arbitre va arrêter ça...
Fişi çekilmiş gibi. Hakem saymaya başladı.
L'arbitre compte...
Hakem hazır mı?
Les juges prêts?
Hakem onları ayırıp tekrardan ringin ortasına çekiyor.
L'arbitre les sépare et les ramène au centre.
Şampiyon biraz afalladı gibi, rakibini epey sarmaya çalışıyor ve hakem onları ayırıyor.
Le champion paraît un peu sonné et l'arbitre les sépare.
Hakem Driscoll'ın gözünü incelemek için boksçuları durduruyor.
L'arbitre arrête le combat pour examiner son oeil.
- Hakem, Driscoll'ı köşesine gönderiyor.
L'arbitre envoie Driscoll à son coin.
Driscoll yerde yatıyor. Hakem yanında sayıyor :
L'arbitre vient le compter.
İki saattir bir yapımcı değil, hakem oldum.
Voilà 2h d'horloge que je suis arbitre de boxe!
Hakem McCoy'u uzaklaştırmaya çalışıyor.
L'arbitre essuie ses gants, tout en retenant McCoy.
Hakem olmaya ne dersin, Gentry?
Et si vous serviez de juge, Gentry?
Yeterince yumruk yediğinde hakem maçı durdurmalı.
Quand Brannen sera groggy, l'arbitre arrêtera le combat.
Hakem sayana kadar orada kal. Onunla ancak böyle dövüşürsün.
Reste au tapis jusqu'à ce que l'arbitre t'ai compté "out".
Bayanlar ve baylar, Gus Dundee için bir dakika sessizlik istiyorum. Dövüşerek ölen büyük bir şampiyon. Büyük Hakem onun için son kez ona kadar saydı ve aldı.
Nous vous demandons une minute de silence à la mémoire de Gus Dundee, un grand champion... qui a finalement été déclaré KO par l'Arbitre Suprême.
Hakem Graziano'nun gözüne yakından bakıyor.
L'arbitre examine l'oeil de Graziano.
Eski hakem.
Un ancien arbitre.
Hakem, kendine gel, kör müsün nesin!
Eh, l'arbitre, secoue donc la tête, tes yeux sont clos!
Hakem haklıydı.
L'arbitre a raison.
Benden hakem olmamı istediler. Göz kamaştıran çıplaklıklarını sergilediler.
C'est elles qui m'avaient choisi comme arbitre et elles me montrèrent la nudité de leurs corps.
Hakem, bu maça berabere mi diyorsunuz?
M. le Juge, vous appelez cela un hikiwake?
Ben hakem değil gözlemciyim.
Je ne suis qu'un observateur, capitaine.
- Çünkü o hakem.
- C'est l'arbitre.
Hakem boks yapmaz.
C'est un arbitre, il ne boxe pas.
Neyse, halledilir. Hakem açıklıyor. Nigel ve Gervaise anlamış görünüyor.
Doug aimait beaucoup la boxe et quand il a su marcher, il bourrait les pifs avec ses pieds.
İşte Gervaise, tekme atıyor. Dilenci hâlâ yerde, hakem tavsiyede bulunuyor.
Ils choisissaient une autre victime et menaçaient de ne pas la battre si elle ne les payait pas.
Ed, hakem sensin.
Ed, tu es le juge.
Haydi geç şuraya. Pistte daima iki hakem bulunacak.
Il y aura deux juges sur la piste en permanence, et des infirmières dans les espaces de repos.
Hakem açıklıyor.
Le juge leur explique en ce moment.
Dilenci hâlâ yerde, hakem tavsiyede bulunuyor.
C'est inutile, il l'a déjà fait tomber. L'arbitre lui donne quelques petits conseils.
Bana bir kaç tane patlattı ve aniden hakem maçı durdurdu.
Quelques coups et l'arbitre arrête le combat.
- Evet, Reno'da hakem kararıyla kazandım.
À Reno. J'ai gagné aux points.
Evet biliyorum. Sen sadece hakem kararıyla kazanırsın.
Et tu gagnes aux points.
Hakem, Chao Chih-hao henüz gelmedi, lütfen bekleyin.
Zhao Zhi-hao n'est pas arrivé. Pouvez-vous attendre?
Ve ben de hakem olacağım.
ET MOI, JE SERAI L'ARBITRE.
Hakem gereğini yapmalıydı.
L'arbitre a du toucher.
Hakem uyarıyor.
L'arbitre donne un avertissement.
Hakem söylesin! - Hayır!
Une!
Doğal olarak hakem bendim.
Naturellement, je faisais l'arbitre.
Hakem sayıyor : 6, 7, 8... - 9.
L'arbitre compte 6, 7, 8...
- Braxton 9. saniyede ayağa kalkıyor. Hakem eldivenlerini sallayıp devam diyor.
Braxton se relève à 9.
Hoş geldiniz! - Siz bize hakem olun!
Tu tombes bien!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]