Hamid translate French
241 parallel translation
Öyle, ben size hizmet ettim, siz de, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi, Sultan Abdul Hamid'e.
Je vous servais sous le sultan Abdul Hamed.
Hamid!
Hamid.
Benim adım Hamid.
Je m'appelle Hamid.
Hamid. Burada kalamam.
Hamid, je ne peux pas rester.
Hamid bana İran'ı terketmek istediğinizi söyledi.
Hamid m'a dit que vous vouliez quitter l'Iran.
Kesinlikle ama kesinlikle, Hamid'den ya da Elçilikten bahsedemezsin.
Tu ne dois pas parler de Hamid ou de l'ambassade.
Evet, Hamid ve Hamed.
Oui, Hamid et Hamed.
Hamîd MASÛMÎ Elham ÎMÂNÎ Asistan kameraman Ferşâd BEŞÎRZÂDE Ses asistanı Sâsân BAKARPÛR
Hamid MASOUMI Elham IMANI assistant à l'image Farshad BASHIR ZADEH assistant au son Sassan BAGHERPOUR
Şuradaki Hamid.
Voici Hamid.
Loco Hamid.
On l'appelle comme ça.
Neden böyle çalıyorsun, Hamid?
Pourquoi tu joues ça, Hamid?
- Hamid Khan.
- Hamid Khan.
Mahkûm No : 99K515, Hamid Khan.
Matricule 99K515, Hamid Khan.
Değil mi Hamid?
Hein, Hamid?
Vur Hamid.
Direct, Hamid.
- Hamid, dikkat et.
- Fais gaffe à lui, Hamid.
Hadi Hamid.
Allez, Hamid.
Hamid'de dönülmez beyin ölümünün gerçekleştiğini onayladı.
Il a confirmé : Hamid est en coma dépassé.
İlk olarak Hamid'in hayat desteği için, ikincisi ihmalkârlıktan.
D'abord, pour débrancher le respirateur et ensuite, pour négligence.
Hamid Khan.
Hamid Khan.
Senin de Hamid Khan'ı bağışlaman gerekmiyor mu?
Tu ne dois pas pardonner à Hamid Khan?
Kareem Said, Hamid Khan...
Kareem Said, Hamid Khan,
Hamid, bizim için yenisin.
Hamid, tu es nouveau parmi nous.
Hamid?
Hamid?
Ve bu köşede, Hamid Khan!
Et face à lui, Hamid Khan!
- Ve bu da Hamid.
- Et voici Hamid.
Hamid!
Hamid!
Hamid...
Hamid...
Bununla ilgili bir hikâye de, mahkûmlardan Hamid Khan'ın eşi kocasının hayat destek ünitesinden çıkartılması konusunda açtığı davayı kazandı.
De même, la femme du prisonnier Hamid Khan a obtenu de la cour suprême que son mari soit débranché.
Ve Hamid Khan olayında, bunun mümkün olduğunu sanmıyorum.
Et dans le cas d'Hamid Khan, je ne suis pas sûre que ce soit possible.
Biliyor musun, Said'ten dün geceyi anlatmasını istedim, Hamid Khan'ın ölümünü.
J'ai demandé à Saïd de me parler de la nuit dernière, de la mort d'Hamid Khan.
O'Reily, Hamid Khan umurunda değil.
O'Reily, tu te fous d'Hamid Khan.
Ve Hamid Khan, o da benim hatamdı.
Et Hamid Khan, c'était moi aussi.
Boks hakkında da bunu söylemiştin ve Hamid Khan öldü.
C'est ce que t'avais dit pour la boxe et Hamid Khan est mort.
Cyril'ın şiddet içeren geçmişi, Hamid Khan'ın ölümü,
Les nombreux épisodes de violence de Cyril, le décès d'Hamid Khan,
Eğer istersen gidip görebiliriz.
- Hamid, ton neveu? - Oui. - Il bosse a l'Apocalypse.
Afganistan'ın işgali tamamlanınca oraya yeni başkan olarak Hamit Karzai'yi atadık.
Quand l'invasion de l'Afghanistan fut achevée, nous avons installé un nouveau président, Hamid Karzai.
Hamid Karzai kimdi?
Qui était Hamid Karzai?
Burada çalışıyorum. Hamid'le beraberim.
Je suis venu avec Hammid.
- Kiminle gidiyorsun? - Hamid'le gideceğim.
- Tu pars avec qui?
- Becermekle ilgisi yok Hamid.
- C'est pas une histoire de cul. - C'est quoi, alors?
Gidip Hamid'le kalacağım.
Je vais habiter chez Hammid.
Hamid olmasa rahip rahip olmasa lanet ablan gelir.
Quand c'est pas Hammid, c'est le prêtre ou ton idiote de sœur. Elle n'est pas idiote.
Gelin, Hamid Salman'ın kızı olmasaydı hiç önemli olmazdı.
Pas de problème, sauf que la mariée est la fille de Hamed Salman.
Hamid!
Hamed!
Dinleyesin, Hamid.
Ecoute bien, Hamed!
Dinle Hamid, seni takdir ettiğimiz malumdur.
Hamed, tu sais combien nous t'apprécions.
Gecikme, Hamid.
Ne sois pas en retard, Hamed.
Yoksa insanlar Hamid'in korkak olduğunu düşünür.
On va penser quoi? Que j'ai la trouille?
- Apocalypse mi?
Parle-moi de Hamid.
Kanımızla, ruhumuzla Golan'a borcumuzu ödeyeceğiz! Hamid... Hamid!
Hamed!