Hamster translate French
600 parallel translation
- Hiç yararı olmuyor, canım. Küçük farenin yaşamasını istiyor musun?
Ecoute, tu veux que ce hamster vive ou pas?
- Lanet fare öldü!
Le pauvre petit hamster est mort!
Şimdi hamster gibi tıkınıyor.
Maintenant, il se bourre comme un hamster.
Hamster'ım mı?
Mon manteau?
Hayır, hamsterını değil.
Non, pas votre manteau.
Hamster'ınla nasıl çivi çakabilirim ki?
Comment planter un clou avec votre manteau?
Ananız kokarcaydı, babanız da çürük elma.
Votre mère était un hamster et votre père sentait la baie de sureau.
Hamster mı?
Un hamster?
- O bir hamster.
- C'est un hamster.
O bir köpek değil, hamster.
Pas un chien. Des hamsters.
- Hamster yemi.
- De la nourriture pour hamster.
- Hamster kafeslerimiz var.
- On a des boîtes spéciales.
Hamster'ım. "Güverçin."
- Mon hamster. "Pi-géon".
- Yok, yok, hamster.
- Non, hamster.
Hayır, hamster o.
- Non, hamster.
O demek : " Yok, yok, yok. Özel bir hamster türü bu.
Il dit, " non, hamster spécial.
Sibirya'Suyolu'Hamster'ı. "
Hamster sibérien filigrane ".
Sibirya'dan gemilerle gelen... bir sürü'soylu'hamster vardı.
Beaucoup de hamsters sont venus en bateau.
- Yok, yok! Hamster olmak!
- Non, hamster.
- Hamster olmamak.
- Pas hamster.
Hamster'lar küçüktür ve okşarsın.
Les hamsters sont affectueux.
O, hamster'ımı almak. Lütfen, hayır, Bay Fawlty!
II prend mon hamster.
Hayır, hayır. Sibirya hamster'ı...
Non, hamster sibérien.
Yok birşey... yalnızca bir Sibirya hamster'ı.
C'est qu'un hamster. Je m'en débarrasse.
Polly, Polly! O, hamster'ımı almak.
- Il prend mon hamster.
Bay Fawlty hamster'ımı almak!
II prend mon hamster.
O kadar üzüldü ki, sarhoş olup çocuğunun hamster'ını yedi, tadı uskumru gibiymiş.
Il s'est soûlé, il a bouffé le hamster de sa gosse qui avait goût de maquereau.
Hamster tipi fare beslemek büyük sorumluluk taşır.
Les hamsters, c'est une grande responsabilité.
Fare mi aldınız?
C'est... gentil. C'est un hamster!
Güzel jest! Bu bir Hamster. Aynı aileden iki ayrı tür.
Même genre, espèces différentes, mais le goût est le même.
- Biliyorum ve hatta hamsterın da.
Et ton hamster.
Şey gibi... hamster.
C'est plutôt comme... Un hamster.
Kuş Bertie, şişman hamster Neville hariç hepsi.
Bertie le moineau... Tous... sauf Neville, mon gros hamster.
- Hamster.
- Hamsters.
Sağ ol. Kobayımdan alışkınım.
Je me suis entraîné avec mon hamster.
Şuradaki ateşe doğru giden bir kümes canlısı görmüş olabilirim.
J'ai vu un hamster détaler vers le feu...
Neden labirentten çıkmaya çalışan bir hamster projesi yapmıyor musun?
Pourquoi ne pas présenter un hamster dans un labyrinthe?
Elinizdeki en akıllı Hamster`ı istiyorum.
Je veux le hamster le plus intelligent que vous ayez.
Bir Hamster nasıl gizem romanları yazabilir ki?
Comment un hamster écrit des intrigues?
Kardeşim bir Hamster`dan daha mı salak?
Est-ce que mon frère est plus bête qu'un hamster?
Hamster : 1. Bart : 0.
Hamster : 1, Bart : 0.
Hamster çok değerli bir ders aldı insanlara karşı dikkatli olmak.
Le hamster a appris une leçon : Il faut se méfier de l'homme.
Hamster : 2. Bart : 0.
Hamster : 2, Bart : 0.
Hamster`lar uçak kullanabilirler mi?
Les hamsters peuvent-ils piloter un avion?
İhtiyacım olan "Şirinler, Fare Harry'korku evinden kurtardı" gibi bir şey.
"L'inspecteur Clouzeau sauve un hamster de l'horreur". Voilà ce que je veux.
Özellikle cırlak sıçan..
Surtout le hamster.
Richard Gere'in kıçında saklanan gerbil gibi hissediyorum.
Je me sens comme un hamster coincé dans le cul de Richard Gere
Dikiş Odası'nda hamster parmağa karşı.
Une attaque de hamster. Ross s'en occupe.
Adı Royden B.
C'est un hamster. Royden B.
Willie, hafta sonu tatilinde sevgili 4. sınıf faremiz, Superdude, hayatını kaybetmiş.
Au cours du week-end, le hamster de la classe de CM2, Supermec, nous a quittés.
Çocukken Mika adında bir farem vardı.
Mon hamster avait le même nom.