Hasil translate French

Ben Hasil. Sen bir okuyucusun.

Je m'appelle Hasil.

- İşe yaramayacak Hasil.

Ça ne marchera pas.

- Belki onunla tanışabilirim. - Hasil lütfen.

Je pourrais peut être le rencontrer.

- Adım Hasil Farrell.

Je m'appelle Hasil Farrell.

Süpürasyon kokusunu buradan bile alabiliyorum Hasil.

Je peux sentir le pus d'ici, Hasil.

Adım Hasil. Hasil Farrell.

Je m'appelle Hasil.

İşe yaramayacak Hasil.

Ça peut pas marcher.

- Hasil, eve gitmem lazım.

- Je dois rentrer. - Rien ne presse.

- Hasil, eve gitmeliyim.

- Je dois rentrer.

Yuh be Hasil. Aşağıda iyi niyet elçimiz olmuşsun resmen.

T'es un vrai pacifiste, dis-donc, Hasil.

Lady Ray öldü Hasil.

Lady Ray est morte, Hasil.

- Hasil kardeşi gördün mü?

Tu as vu Hasil?

Hasil'in dediği gibi kanuncular cesedi bulduysa polis onu morgda saklıyor demektir.

S'ils ont trouvé le corps comme Hasil l'a dit, la police le garde à la morgue.

Aynı Hasil'e yaptığın gibi parmaklarını teker teker keserler.

Te couper les doigts, comme toi avec Hasil, un par un.

Hasil?

Hasil?

Hasil'in arkadaşıyım.

Un ami de Hasil.

Hasil'le bir işe başlayacağız.

Hasil et moi, on va faire du business.

- Hasil'i ne kadar tanıyorsun?

Vous connaissez bien Hasil?

Selam. Hasil burada mı?

Hasil est là?

Hazel Farrell.

Hazel Farrell. Hasil.

Hasil!

Hasil!

- Hasil, durmam lazım.

Hasil, je dois m'arrêter. Allez.

Hasil Farrell? Saygılar hanımefendi.

Hasil Farrell?

Hasil. Dinliyor musun beni?

Tu m'écoutes?

- Hasil. Hasil. - Diğerleriyle birlikte kapatın.

Bouclez-les avec les autres.

Olmaz Hasil. Sana ve şuradaki dört adama ihtiyacım var.

Non, j'ai besoin de toi et de ces quatre gars.

- Hasil! Hasil.

- Hasil.

- Hoşça kal, Hasil.

Au revoir, Hasil.