English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Havacı

Havacı translate French

854 parallel translation
"O zamanlar" dedi, havacılık tarihinde eşi benzeri görülmemiş, cesaret ve kahramanlıklar gösterildi. "
"À cette époque", a-t-il dit, "des exploits ont été réalisés et des actions ont été accomplies," "bien plus importants que toute mission de paix de l'aviation."
Uçmaya geldi sıra. Havacıların karada yetiştiğini anlamaya.
Venus pour voler, ils ont appris que les aviateurs étaient formés au sol.
Şansımı havacılıkta denemeyi düşünüyorum.
J'ai pensé tenter ma chance en aviation.
Birleşmiş havacıların dünyası seni bitirecek.
Cela veux dire abandonner notre souveraine indépendance. D'autres engins viendront, et d'autres encore.
Havacılarla barış yap ve gitmesine izin ver. Bağımsızlığımı teslim etmek demek bu.
Vous avez la subtilité d'un bouledogue.
Lanet olsun tüm havacılara, gazcılara ve makinecilere!
J'aurais dû m'en douter. Pourquoi avoir voulu des avions? Il fallait des avions pour lutter contre l'État des Collines.
Gordon gittikten sonra diğer havacılar beni görmeye geldi.
Nous avons des otages...
Şimdi havacıların dönemi ve insanoğlu için yeni bir hayat başlıyor.
Il est mort. Mort, et son monde est mort avec lui.
Tarihi resimlere dönmeye ne dersin? O eski dünyada yaşamadığım için minnettarım. John Cabal ve havacılarının dünyaya çeki düzen verdiğini biliyorum.
J'ai cru comprendre que ce canon de l'espace avait réussi tous les essais et qu'il ne restait plus qu'à choisir les deux passagers.
Ben havacılara katıldım.
Pas moi, Horace. Pour moi, ce sera la RAF.
Vin havacıların uzun sevdiklerini söylüyor.
Vin dit que, dans l'armée de l'air on les porte longues.
Bu odada bulunan adam bir Amerikan Havacılık memuru. Yüzbaşı Vickery, onunla hiçbirşey gerçekten önemli değil.
Là, c'est un pilote américain, le capitaine Vickery.
- Ziyaretinizin sebebini biliyorum. Bugün öğleden sonra Havacılık Bakanlığı'ndan bilgi geldi.
Je le connais, le ministère de l'Air m'a prévenu.
Merhaba havacı.
Bonjour, pilote.
- Bu, gayet rutin bir şey havacı.
- Question de routine, pilote.
Bir havacıyla evlenmek için doğdun Ellen.
Tu es née pour épouser un pilote, Ellen.
Bu asla bilemeyeceğin bir şey havacı. Asla bilemeyeceksin.
Ça, tu ne le sauras jamais, pilote, tu ne le sauras jamais.
Hoşça kal havacı.
Au revoir, pilote.
Senin bu havacılar tam bir enayi.
L'armée de l'air, de vrais pigeons...
İstediğim tek şey bir havacılık mühendisi olmaktı.
Je voulais juste être ingénieur aéronautique.
Tüm havacılar derhal uçaklarına binip havalansın.
Que les soldats de l'armée de l'air gagnent leurs avions. Décollage immédiat.
Hey havacılar!
Hé, l'armée de l'air.
Her zaman bir havacılık mühendisi olmayı istemişimdir.
J'ai toujours voulu être ingénieur aéronautique.
Tam isabet! Kim demiş havacılar kötü iş yapar diye?
L'Aviation ne vaut rien?
Havacı parlak çocuklar yere indiğinde işler kolay gitmez.
Retourner à la vie civile quand on est dans l'armée de l'air, c'est difficile.
Askerler, havacılar, kaç asker?
Soldats, aviateurs, marins.
- Topçular mı havacılar mı? - Havacılar.
- D.C.A. Ou chasse?
- Hayır. - Havacılık.
- Les avions.
Havacı.
Quel cabot!
Sen havacılığın geleceği için nereler yapıyorsun?
Votre carrière compte moins que l'avenir de l'aviation.
Teksas'ta havacılık için neler yapıyorsun?
Vous, que faites-vous pour l'avenir de l'aviation, perdu au Texas?
Havacılık tarihinde bir felaket, San Diego'dan Fort Huachuca'ya giden altı uçak çarpıştı.
Au cours du plus grand désastre qu'ait connu l'aviation, six avions se sont écrasés entre San Diego et Fort Wachuca.
Hiç havacı bir subay atanmamış.
Pas un seul officier d'aviation.
Elbette, kendilerini havacılık... konusunda geliştirebilecek yetenekleri var.
Ces officiers sont sans doute capables de s'informer des problèmes de l'aviation?
Uçmayı seven bir adamla sevmeyenler arasında ki çarpışma, havacılar gibi düşünenlerle... düşünemeyenler arasındaki.
Elle oppose des hommes qui aiment voler à d'autres qui n'aiment pas voler. Des hommes qui pensent en termes d'aviation, à d'autres hommes qui ne pensent pas du tout.
Hükümetten, West Point'e benzer bir havacılık... okulu kurulmasını talep etmişsiniz.
Ici, vous recommandez au gouvernement de fonder une académie pour former des pilotes.
Karacılar için iyi bir okul. Havacılar için de böyle güzel bir okul olmalı.
C'est une bonne école pour les fantassins, une école similaire devrait exister pour les pilotes.
Ayaktakımı dediğiniz savaşmaya gelen Amerikan havacılarıdır.
Ce "rustre" est un pilote américain venu ici pour combattre.
Özellikle de havacılar.
Surtout les pilotes.
Princeton'da havacılık ve pratik Fransızca öğrenirken.
J'étudiais alors l'aéronautique et le français à Princeton.
Orada General Webster tarafından imzalanan havacılık hizmeti bildirgen var.
Le général Webster vous a muté au Conseil de l'aviation.
Bu konuda ısrarlı olmaktan pişman değilim ama siz havacılar bunu anlamazsınız.
Désolé, mais vous autres, dans l'armée de l'air, vous ne pouvez pas comprendre.
Bu da havacı Kelly.
Kelly, soldat de 1e classe.
Yaptıklarından sonra sen havacıların örnek adamısın.
Sans doute parce que tu es le plus beau garçon de l'armée.
- Havacı Kelly kayboldu.
- Le soldat Kelly a disparu.
Havacı yüzbaşı Willinski : Dört kaçış.
Lieutenant Velinsky : quatre évasions.
Havacı Teğmen MacDonald.
Capitaine MacDonald.
Havacılar kibardır, toprak kazan köylülere benzemezler. O yüzden şaşırdım.
Les aviateurs ne sont pas des paysans aussi suis-je ébahi.
- Selam havacı.
- Salut.
Neyse ki havacı olmamışım.
J'ai bien fait de ne pas être pilote.
- Minot Havacılık'ta.
- "Hilliard Aircraft"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]