Hemen mi translate French
1,849 parallel translation
ne, hemen mi?
- Maintenant?
Oo, hemen mi?
- Déjà?
Hemen mi gideceksiniz?
Partir maintenant? Il se fait tard.
Hayır, yani hemen mi ölmüş, gece mi ölmüş, son nefesini ne zaman vermiş?
Non. Est-ce qu'il est mort tout de suite, dans la nuit, ou... - Quand ça?
Evet. Hemen mi...
- Oui, d'accord.
Hemen mi?
Maintenant?
- Hemen mi? - Evet biran önce!
- Oui, oui, tout de suite.
Kostümün şurada ; giysene. - Hemen mi?
Ton costume est arrivé, tu vas pouvoir le mettre.
Gerçekten, hemen mi?
vraiment?
Hemen mi?
De si bon matin?
Hemen mi olmuştu?
Etait-ce immédiat?
Gerçek hayata hemen mi dönmek istiyorsun yoksa...
Et tu dois retourner à la réalité maintenant ou...
- Hemen şimdi mi?
- Tout de suite?
Enid mi yoksa katil mi kullandı! Hemen.
Cherche si c'est elle ou le tueur qui s'est servi de la carte.
Oregon aksanı hemen belli oluyor, değil mi?
Pas évident à rater, cet accent dans l'Oregon!
Bilmeyen biri olsa ilk bakışta bir tür ölüm ya da şeytan ayini yapıldığını sanabilir ama biz hemen öyle bir sonuca varmayız, değil mi, Timothy?
Évidemment au premier coup d'œil, le non-initié se jetterait sur la théorie selon laquelle il a été mêlé à un genre de rituel macabre ou peut-être démoniaque. Mais nous ne sommes pas si pressés de tirer une conclusion si facile, n'est-ce pas Timothy?
Hemen kaçıp... yabani atlar grubuna katılmadı, değil mi?
Oh, il ne s'est pas enfui pour rejoindre une bande de mustangs sauvages?
Bedenimi mi Bu saçma. Hemen William Colby arayın,
Je le soupçonne toujours d'avoir eu une aventure avec une Française.
- Hemen mi?
- Tout de suite?
İyi bir şey ve sen denemiyorsun. Ama bana yapmalarına hemen izin veriyorsun değil mi?
Si ça marche si bien, pourquoi les avoir empêchés de le faire sur moi?
Ne yapıyorsun? Hemen şimdi mi yapman gerekiyor?
Ça ne peut pas attendre?
Hemen mi? Hayır.
Non...
Karını bulmadan hemen önce seninle konuştuğunu söylemiştin, değil mi?
Tu as dis que ta femme t'a adressé la parole juste avant que tu ne la trouves, oui?
En iyisi hemen ceketini giymen, değil mi, Carl?
Tu devrais mettre une camisole de force.
Hemen mi yoksa?
Tout de suite?
Hemen cevap verir mi?
- Répondra-t-elle vite, selon toi?
Hemen mi?
- À cette heure?
- Hemen mi?
J'arrive.
Yoksa buradan çıkıp gitmek mi istersin? Kefalet yok, mahkeme yok, hapis yok, hemen çıkıp gideceksin.
Ou tu préfères rentrer chez toi, sans caution, sans garde à vue, sans procès.
- 30 bin mi? Onu hemen bankaya koyup, bir daha da oynamaman lâzım.
Verse à la banque et ne joue plus.
Çünkü hemen uzamıyor, değil mi?
Car ils ne repousseront pas.
- Hemen Jerry'le bir antlaşma yaparız, öyle değil mi?
- Je négocierai avec Jerry, Ok?
- Onu hemen eve mi getirdin? - Evet.
- Tu es rentré directement?
Kızların nasıl hemen iğrendiğini biliyorsunuz, değil mi?
Vous comprenez comment les filles font leurs délicates, n'est-ce pas?
Hemen kaytarmaya başladın, değil mi?
Y en a pas d'autre, n'est-ce pas?
Bob mahallenin tefecisi ve bahisçisiydi ve hemen herkese karşı harekete geçebilirdi. Yeter mi?
Bob était un "arnaqueur du prêt" et un bookmaker qui obtenait ce qu'il voulait de tout le monde.
Ne düşündün ki, bize hemen parayı verecek mi?
Que veux-tu que je te dise? Quoi, tu crois qu'il va nous filer le fric?
Onu hayvan gibi atlamadan hemen önce mi taktı?
Oui. Est-ce qu'il l'a mise juste avant de te sauter dessus comme une bête?
Salı günü hemen geldi mi ya?
On est déjà mardi?
- Hemen mi?
- Déjà?
Henry iyi mi? O'nu hemen orada öldürmedi ; bu yüzden hala hayatta olabilir. Bilmiyorum.
Je l'ignore.
Alexa, kaybolmadan hemen önce kardeşinde herhangi bir değişiklik fark ettin mi?
Alexa, as-tu remarqué un quelconque changement chez ton frère, juste avant qu'il ne soit porté disparu?
Siparişinizi hemen mi vermek istersiniz?
Vous voulez comander maintenant?
Ve suç işlemeye kaldığı yerden hemen devam etmiş değil mi?
Il est retourné directement à ses démons, hein?
Hemen bir soru - öteki buket dean'in ofisinde mi?
Question rapide... L'autre bouquet est-il dans le bureau de la doyenne?
Bir hafta gittim diye hemen bunları eve mi aldın?
Je pars une semaine et tes frères emménagent?
Kendin haricindeki hemen her şeyle dalga geçiyorsun, değil mi?
Vous tournez presque tout en dérision, non? Bien...
Hislerin, o gün, kazadan hemen sonra geri mi döndü?
Ca t'est revenu juste après le crash? Ce jour-là?
Biri antika bir bıçakla cinayet işleyince hemen bize mi geliyorsunuz?
Quelqu'un tue avec un couteau antique et vous venez immédiatement nous voir?
Bill, tazeleyeyim mi? Diyelim ki çocuğun ağaçtan düştü ve kafasını fena yardı. Hemen yanına koşar mısın yoksa kendine gelmesini mi beklersin?
Si ton enfant tombe d'un arbre et se fracasse la tête, tu accours vers lui ou tu le laisses reprendre ses esprits?
- Bittikten hemen sonra ayrıldım. - Öyle mi?
Je suis parti juste après.