Heritage translate French
2,618 parallel translation
Harold Wren, Evrensel Miras Sigortacılık.
Harold Wren. Assurance Universal Heritage.
Yargıç onun mirasının vekaletini bana verdikten sonra.
Après qu'un juge me donne la procuration sur son héritage.
Bu da beni mirasım hakkında düşünmeye sevk etti.
Ça m'a obligé à penser à mon héritage.
12 yaşındaki bir kıza tecavüz, Bu sizin gelmesine yıllar olan vasiyetinizi lanetleyen gün olabilir mi?
L'incendie se propage, on rapporte le viol d'une jeune fille de 12 ans... ce jour pourrait-il hanter votre héritage pour les années à venir?
Mirasımı senin ellerinde çürümeye mi bırakayım?
Laisser mon héritage partir en fumée sous ta responsabilité?
Şimdi de Araplar o vaadin kendilerine ait olduğu iddiasıyla geldiler.
Maintenant, les Arabes étaient venus réclamer ce héritage pour eux-mêmes.
Ve muzaffer Abdülmelik Muhammed'in mirasının tekrar düşman ellerine düşmesine izin vermeye hiç niyeti yoktu.
Et le chef de guerre victorieux, Abd al-Malik, n'eut jamais l'intention de permettre que l'héritage de Mohammed tombe dans les mains d'un dangereux rival.
Ben mirasımı erken aldım ve boşa harcadım.
J'ai reçu mon héritage trop tôt et je l'ai gaspillé.
Enoch Malachi Thompson hristiyanlığın emirlerini kilisenin idealleri doğrultusunda kardeşçe sevgi içindeki hareketleriyle göstererek insanlığın mirasını zenginleştirerek ve diğerlerine bir örnek teşkil ettiği için Papa 11.
Enoch Malachi Thompson, vous avez répondu à l'appel de l'Évangile en répandant l'amour fraternel, et avez illustré par vos actes les idéaux de l'Église. Vous avez enrichi l'héritage de l'humanité et donné un exemple de service.
Tek gereken Charlotte'ın mirasını paylaşmak.
Ça requiert juste une décision quand à l'héritage de Charlotte.
Bu acı size onun bir mirası.
Cette souffrance est l'héritage qu'elle vous laisse.
Pisliğin tekinin hayatı mı yoksa cesur, kahraman bir askerin mirası mı?
Une vie de merde ou l'héritage d'un brave soldat héroïque?
Ailenin karanlık bir geçmişi var ama seni Drake'e bağlayan da bu.
Votre famille a un sombre héritage, mais c'est ce qui vous connecte au Drake.
Yahudi geleneklerine bir saygı niteliğinde.
C'est pour célébrer ton héritage juif.
Mirasımı yok eden kim?
Qui détruit mon héritage?
Bence mirasını korumak için her şeyi yapar.
Je pense qu'il ferait tout pour protéger son héritage.
Ne bu isi, ne de mirasi istedim.
Je ne voulais pas de l'affaire ou de l'héritage.
Üvey anneleri ve öz çocuğuyla miras kavgası.
C'est une dispute pour l'héritage entre la belle-mère et les enfants.
Onlar boşanmanın daha iyi olacağını düşünüyorlar.
Ils veulent que je divorce avant d'avoir accès à l'héritage.
Şiirsel bir adalet mi yoksa gerçek bir miras mı?
Justice poétique ou mon vrai héritage?
Percy'nin miras bıraktığı mekanı temizliyoruz.
Nous libérons l'organisation de l'héritage de Percy.
Ve bana 200.000 sterlin borçlusun yeri doldurulamaz bi David Hockney, bir oda dolusu aile yadigarı ve siktiğimin, babam.
Un David Hockney irremplaçable, une chambre remplie de mon héritage et mon père, putain!
Ve tek ihtiyacım olan da, iyi bir Hristiyan kadının aşkı ki gerçekten, bu alçak gönüllü dünyadan tek mirasın, bu olduğunu anlıyorum.
Et tout ce dont j'ai besoin c'est l'amour d'une bonne chrétienne qui comprend sincèrement qu'être docile est l'héritage de la terre.
Bu manevi mirası, çocuklarıma da bırakmak istiyorum.
C'est un héritage spirituel.
- Latin kültür festivali varmış.
Y a un festival sur l'héritage chicano.
Aileden biri olduğunu ve muhtemelen yeni bulduğu mirastan büyük bir paya hakkı olduğunu kanıtlamayı umarak.
Espérant prouver qu'elle fait partie de la famille et peut-être prétendre à une grosse part de son héritage nouvellement découvert.
Miras yüzünden... Kesin eminim.
C'est à cause de l'héritage.
Annemin mirasını çar çur etmelerine izin veremezdim.
Je ne peux pas leur laisser utiliser tout l'héritage de ma mère.
Kyung Joon'un mirasına biz bakıyoruz.
L'héritage de Gyeong Jun est sous notre contrôle.
Bu serveti, yüzlerce, binlerce özgür siyahi çiftçi oluşturmaya kullanacağız. Yanı başlarında, hainlerin mirasına el koyup yeniden düzenleyecek silahlı askerler olacak. Özgür erkek, kadın ve çocuklardan oluşan özgür bir ülke yapılandıracağız.
Nous installerons des centaines de milliers de fermiers noirs épaulés par des soldats armés pour occuper et transformer l'héritage des traîtres... en une terre où hommes, femmes et enfants seront en liberté.
- Atalarımın bana mirasıdır.
– C'est l'héritage de mon peuple.
Ama bu bozulmuş mirasımızın adeletsizliğin ve bağnazlığın üstesinden hepimiz gelmeliyiz.
Mais vraiment c'est nous tous qui devrons surmonter le lourd héritage de la bigoterie et de l'injustice.
Ailem öldükten sonra elime büyük miktarda para geçti.
À la mort de mes proches, j'ai fait un gros héritage.
Ama Cody öldüğünde ailesi Gatsby'i miras konusunda kandırmış.
- Mais à sa mort, Gatsby se vit dérober l'héritage par la famille de Cody.
Bıraktığım miras yok olmamalı.
Mon héritage doit être préservé.
Belki de sen mirasını kaybetme konusunda endişe etmelisin.
T'as pas peur pour ton héritage?
Sadece benim mirasımı büyütüyorsun.
Tu vas augmenter mon héritage.
"... onlar benim hatıralarımdır. "
" je l'espère, à mon héritage et mes possessions.
Tüm bu hediyelerin büyük bir yük olduğunu biliyorum.
" mais sache aussi que cet héritage
Aile yadigârı.
C'est un héritage familiale.
Bir miras gibi -
Un héritage familial.
Miras olup olmadığından emin değilim.
Un héritage de quoi? Je l'ignore.
Dashiel Weld Broward. Dördüncü nesil miras.
Dashiel Weld Broward, héritage familial de quatre générations.
Aklını kullanırsa, kesinlikle Yale'e gitmeyi isteyecektir.
Même si c'est un héritage familial, il ira assurément à Yale.
Evet, çok akıllı olduğunu biliyorum...
Je sais que c'est un héritage familial.
- Kaptanın ailesinin efsanesi, donanmada çok iyi bilinir.
Tous les marins connaissent l'héritage que la famille du commandant a laissé derrière elle.
William Gibson olmazdı.Matrix olmazdı, Ve köken... olarak bu çizgiden gelen diğerlerinin hiçbirisi.
Pas de Matrix. Rien de ce qui descend de cet héritage.
Mirasımın hâline bak Algrim.
Regarde ce qui reste de mon héritage, Algrim.
Sizin mirasınız neslimizin devamı olacak.
Notre survie sera notre héritage.
- Mirasım bu mu olacak?
C'est mon héritage?
Bu miras yeterli değil mi?
N'est-ce pas un héritage suffisant?