Hilly translate French
117 parallel translation
Bana Hilly de.
Appelez-moi Hilly.
Oh, Hilly!
Oh, Hilly!
Beni biraz da olsa seviyorsun, değil mi Hilly?
Vous m'aimez un peu, n'est-ce pas Hilly?
Hilly, seni yaşlı şeytan.
Hilly, vieux diablotin!
- Hilly.
- Hilly.
Kızlardan hoşlanmadığınızı sanıyordum.
Mais je croyais que vous n'aimiez pas les filles, Hilly.
Ruby? Benim.
Ruby, c'est moi, Hilly.
Hilly, Ruby gittiği için çok üzgün.
Hilly est si triste que Ruby s'en aille.
Hilly Burns.
- Hilly Burns.
- Hilly Burns?
Hilly Burns?
- Evet. Hildegard'ın kısaltılmışı.
Hilly pour Hildegard.
- Ne? Hilly, çatıdan ölü bir adam düştü.
Un mort est tombé du haut du train.
Sen çok güzelsin, Hilly.
Tu es très belle.
Hilly. - Hilly, uyan.
Réveille-toi!
- Selam, George. Hilly, dün gece pencerenin dışında gördüğüm adam... bu o.
L'homme que j'ai vu à la fenêtre, c'est lui.
Hilly, Ben bunu hayal etmedim.
Je n'ai pas inventé!
- Hilly, profesör öldü. Bundan eminim.
Il est mort, j'en suis certain.
- Eh... Hilly, kompartmanıma gelip ortalığı toparlamak zorunda kalacaksın.
Hilly, allez un peu dans mon compartiment.
Hilly... şu karışıklık için bana yardım eder misin?
Voulez-vous l'aider à ranger?
- Nerede? - Hilly'nin kompartmanında.
- Dans le compartiment d'Hilly.
- Bekle bir dakka. Peki ya Hilly?
- Et Hilly?
- Hilly'e göz kulak olacaksın. Onu trenden indirip güvenliğini sağla Bay.
- Portez Hilly en lieu sûr.
Hilly'nin hala trende olup olmadığını öğrenmeliyiz.
Il faut voir si Hilly est encore dans le train.
Seni özledim, Hilly.
Tu m'as manquée.
- Sorun yok, Hilly. O benim bir arkadaşım.
Ne t'inquiète pas, c'est un ami.
Mektupları al, Hilly.
Hilly, les lettres.
Ordaki kadının Hilly mi?
- Quel voleur. - C'est ta dulcinée, Hilly?
- Sen Hilly.
- Tu es Hilly. Comment ça va?
Bizim de duygularımız Deb ve Hilly İçin en az Lisa kadar derin.
Nos sentiments pour Deb et Hilly sont aussi profonds que ça.
Siz bize Lisa'yı alma şansı tanıyın. Bizde size Deb ve Hilly'i verelim.
Laissez-nous essayer Lisa... et on vous laissera Deb et Hilly.
Herşey yolunda, Hilly, büyükbaban burada.
Tout va bien, Hilly, c'est Papy. Je suis là. Mr.
Hilly komaya girmeden önce... Davey'in umacılarla birlikte olduğunu söyledi.
Avant que Hilly ne sombre dans le coma, il a dit que Davey était avec les Croquemitaines.
Belki de, Hilly haklıydı...
Peut-être que Hilly a raison.
Hilly nerede?
Où est Hilly?
Hilly, şunu panoya as.
Hilly, mets ça sur le mur.
Yarın eski okulumda bana ödül verecekler. Hilly ile gitmek istiyorum.
Je veux emmener Hilly demain à une fête en mon honneur.
Keşke Hilly beni görebilseydi, gurur duyardı.
Hilly serait fier de voir ça.
- Hilly, nereye gidiyorsun? - Ne yapıyorsun?
Pas d'école aujourd'hui!
Hilly, çabuk çık o arabadan!
Hilly, sors de la voiture!
Hilly'i seviyorsun.
Tu aimes Hilly!
Hilly'i seviyorsun.
Tu aimes Hilly.
Elbette. Hilly'i seviyorum. Oğlum o benim.
Bien sûr j'aime mon fils.
Çok da umrumda değil ama Hilly'nin beni görmesi iyi olacak.
Ça me laisse froid mais c'est bien qu'Hilly voie ça.
Hilly doğduğundan beri durumumuz bu. Platonik yaşıyoruz iki kardeş gibi.
Depuis la naissance de Hilly on vit en frère et sœur.
Hilly doğduktan sonra biraz sönükleşmiş olabilir... ama gene de az çok düzenli sevişiyordunuz.
Jusqu'à Hilly, vous faisiez régulièrement l'amour.
Bana Hilly'i verdi, bunun için ona her zaman minnettarım... çünkü oğlumu çok seviyorum.
Elle m'a donné Hilly je l'en remercierai éternellement parce que je l'aime tant.
Hilly, kimya setini mi açtın?
Hilly, tu as ouvert la panoplie?
Hilly, uyan. Uyan.
Réveille-toi Hilly!
Hilly, bu adam öldürüldü.
Il a été assassiné!
- Hilly, iyi misin?
- Hilly?
Hilly, sen bir şairsin.
Super!