English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hissettin mi

Hissettin mi translate French

945 parallel translation
Beyninin alev gibi yandığını garip ve dehşet verici bir şeyin bütün vücudunu sarmalayıp ayak uçlarına kadar gittiğini ve kulaklarını çınlattığını hissettin mi hiç?
Tu as déjà senti ton esprit s'enflammer et cette drôle de sensation effrayante qui parcourt ton corps jusqu'au bout de tes orteils, et te laisse avec les oreilles qui bourdonnent?
- Evet, sen de hissettin mi?
Oui, tu l'as ressenti aussi?
İyi misin? Anne babamı ilk kez gördüğünde, o aşikar şeyi hissettin mi?
La première fois que tu as vu papa, as-tu éprouvé ce... je ne sais quoi, as-tu été balayée par une étincelle et soulevée du sol comme par une tornade?
Seni tepeden tırnağa geçen ve bir fırtına gibi savurup sonra da fırlatıp atan ama senin tekrardan zıplayıp ağaç tepesine konmanı sağlayan o kıvılcımı hissettin mi?
T'es-tu sentie voler dans les airs? Une étincelle, une tornade...
Sen de tabloda garip bir şey hissettin mi?
Avez-vous remarqué quelque chose de curieux dans ce portrait?
Böyle bir böreğin eksikliğini hissettin mi demirci?
Vous manque-t-il une tourte?
- Burada yalnızlık hissettin mi?
- Vous vous êtes ennuyée?
- Daha iyi hissettin mi? - Daha kötü.
- Tu te sens mieux, maintenant?
Soğukluk hissettin mi?
Un peu froid!
Kendini aptal gibi hissettin mi?
Te sens-tu un peu bête?
Kokusunu hissettin mi?
Tu humes cet arôme?
Hissettin mi Ernst?
Vous sentez?
Dün geceki depremi hissettin mi?
Il y a eu un tremblement de terre hier soir.
Sen de öyle hissettin mi hiç?
Tu ne ressens pas la même chose?
Hiç böyle bir şey hissettin mi?
Vous avez déjà ressenti ça?
Sol gözüne vurduğu zaman o kadar korktum ki. Hissettin mi?
Ce que j'ai eu peur quand il t'a fichu ce gauche!
Sen de hissettin mi?
L'as-tu senti?
Bruna meselesini kapattığını hissettin mi? Gerçekten bitmiş mi?
En somme t'as eu l'impression qu'avec Bruna, c'est fini.
- Hissettin mi?
- Senti?
Philippe, gelirken takip edildiğimizi hissettin mi?
Tu n'as pas l'impression qu'on nous suit? - Et alors?
"Mermerin o güzel serinliğini vücudunda hissettin mi?"
"T'as déjà senti le marbre frais sous ton corps?"
Bir varlık hissettin mi?
Avez-vous senti une présence?
Bu gaz bulutunda hiç zeka hissettin mi?
Avez-vous senti une présence intelligente? Quoi?
Bazı zamanlar, dualarına cevap verildiğini hissettin mi?
Avez-vous senti parfois que l'on répondait à vos prières?
Hiç kendini kadın gibi hissettin mi?
As-tu déjà ressenti ton côté féminin?
Hiç hissettin mi?
Ne l'as-tu jamais ressenti?
Daha önce hiç hissettin mi?
Ne l'as-tu jamais ressenti?
Kapıyı kırmaya çalışırken acı hissettin mi?
Ça t'a fait mal quand tu t'es cognée à la porte?
Hissettin mi, hayatım?
Quel est cet à-coup?
Kendini, bir insan olarak, başarıya ulaşmış hissettin mi?
As-tu l'impression de t'être épanouie en tant qu'être humain?
Hiç yabancı bir odaya girip daha önce orada olduğunu hissettin mi?
Tu es déjà entré dans une pièce inconnue... que tu as reconnue?
* Hiç hissettin mi * * Yumuşak bir temas *
Avez-vous senti une caresse?
Dışarıdaki adamımızda bir bozulma hissettin mi?
Avez-vous remarqué une dégradation dernièrement de la feuille extérieure?
Kendini hiç çevrendekilerden üstün hissettin mi? Köylüler arasındaki bir prens gibi?
Tu ne t'es jamais senti supérieur aux autres, comme un prince parmi ses paysans?
Evliyken hiç kendini yalnız hissettin mi?
Quand vous étiez mariée, avez-vous ressenti cette solitude?
- Sırtındaki bıçakları hissettin mi?
- Vous ont-ils poignardé dans le dos?
Türbin sarsıntısından hemen sonra bir titreşim hissettin mi?
Tu as senti une vibration juste après l'arrêt de turbine?
- Sen de hissettin mi?
- Tu sens ça?
Tanrım, Bill, kendini hiç ölmeye hazır hissettin mi?
Mon Dieu, Billy. T'es-tu déjà senti prêt à mourir?
Bunu hissettin mi?
Tu l'as senti.
Hiç böyle bir rüzgarı hissettin mi?
As tu déjà ressenti un tel vent.
- Şunu sende hissettin mi?
- Tu la ressens?
- Addison'la konuşurken böyle mi hissettin?
- Et Addison vous a fait le même effet?
Günah çıkarma gereğini mi hissettin?
Tu avais à faire pénitence?
- Hep mi böyle hissettin?
Vous avez toujours été comme ça?
- Hissettin, değil mi?
Vous le sentez, n'est-ce pas?
Daha iyi mi hissettin?
Ça te rassure?
- Kendini daha iyi hissettin mi şimdi?
Ça vous rassure?
Ve kendini özgür hissettin, değil mi?
- Et tu t'es senti libre, non?
Yani, birinin elini mi hissettin?
Tu veux dire que tu as senti la main de quelqu'un?
- Gerçekten mi? Ne hissettin?
- C'était comment?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]