English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hiç duymadın mı

Hiç duymadın mı translate French

1,449 parallel translation
Hiç duymadın mı?
Oui, eh bien, tu n'as pas entendu?
Üzerinde düşünülmemiş bir hayatın yaşamaya değmediğini hiç duymadın mı?
Une vie sans question est une vie qui n'en vaut pas la peine. Tu sais quoi?
- Yağmacıları hiç duymadın mı? - Uh...
Vous n'en avez jamais entendu parler?
Ramones'i hiç duymadın mı?
Tu n'as jamais entendu parler des Ramones? Ah, oui, les Ramones.
Seyahatin tedavi edici özelliğini hiç duymadın mı anne?
Maman, t'as jamais entendu parler de la nature réparatrice des voyages?
Ozon tabakasından bahsedildiğini hiç duymadın mı geri zekalı?
La couche d'ozone, tu connais pas, ducon?
Hiç duymadın mı öyle bir oyuncak?
Tu ne connais pas ce jeu?
- Maden suyunu hiç duymadın mı Freddy?
L'eau minérale, tu connais?
İlk görüşte aşkı hiç duymadın mı?
Tu connais les coups de foudre?
Hiç pişmanlık duymadın mı?
Tu le regrettes parfois?
Ve bize daha önce hiç duymadığımız.. ... hikayeler anlatıyordu.
Et elle nous racontait des histoires comme nous n'en avions jamais entendues auparavant.
CIA benim adımı hiç duymadığını söyledi.
La CIA a dit qu'elle ne me connaissait pas.
Aslında, aynı güce sahip, 2 metainsan da hiç duymadım..
- Rien En fait, je n'ai jamais entendu parlé de deux métas ayant le même pouvoir.
Seninle hiç tanışmadım, adını hiç duymadım, ve sen onu benden daha fazla tanıyorsun?
Elle ne m'a pas parlé de vous, et vous en savez plus sur elle que moi?
Hiç bakıcı diye bir şey duymadın mı?
Vous savez ce qu'est un fouineur?
Melanie Ray'i hiç duymadın mı? - Hayır.
- T'as entendu parler de Mélanie, n'est-ce pas?
- Evet. - Adını hiç duymadım.
Tu reviendras et tu nous rendras visite à ce moment, alors?
Hiç iki mayınlı bi mayıntarlası duymadım.
Je n'ai jamais entendu parler d'un champ de mines avec juste deux mines.
Daha önce hiç böyle bir şey duymadım.
Je n'ai jamais vu ça.
Şikayet ettiklerini hiç duymadım.
Personne n'est venu se plaindre.
- Bu grupların yarısını hiç duymadım.
Je ne connais même pas la moitié de ces groupes J'adore cet endroit pour ça.
O dillerden ikisini daha önce hiç duymadım!
Je te rappelle qu'on n'est pas Rockefeller.
Adımı hiç duymadın.
Elle n'a jamais entendu parler de moi.
- Hiç tuzak araba olayı duymadın mı?
- Tu connais les voitures piégées?
Barksdale adını hiç duymadım.
Jamais entendu parler.
Onu hiç görmedim ve duymadım.
Je n'en ai plus entendu parler.
Ne, bizi hiç duymadınız mı?
Vous connaissez?
Hiç duymadım.
Je n'en ai jamais entendu parler.
Monica, pazarları kilise günlerinde... hep uyudum ama.. bir adamın başka bir adama dönme hikayesini hiç duymadım.
Je dormais au catéchisme, mais je n'ai jamais entendu qu'un type en devenait un autre.
Gece hiç çığlık duymadınız mı?
Des pleurs, pendant la nuit?
- Hiç adını duymadım.
Connais pas.
Bu şiddette EM titreşimi yaratmak için gereken güç böyle bir silah hiç duymadım.
Une énergie nécessaire pour créer une impulsion EM assez forte. - Je n'ai jamais entendu parler de ça.
- Hiç şüphe duymadın mı?
Tu ne te doutais de rien?
- Alan Rickson adını hiç duymadım.
- je n'ai jamais entendu parler d'Alan Rickson.
Yani adımı hiç duymadınız mı?
Ca ne vous dit rien?
Yani siz, tüm dünyada olay yaratan Down With Love adlı kitabımı hiç duymadınız mı?
Vous n'avez pas entendu parler de mon livre... qui fait sensation, L'amour, non merci?
Adını hiç duymadım.
Je n'ai jamais entendu parler de toi.
Onu tanıyorsun. Daha önce duymadım hiç. Nasıl daha önce duymadın?
Ça vient d'un producteur, Finney.
Yani, daha önce bunun yapıldığını hiç duymadım.
En tout cas, à ce que je sache.
Sen hiç Monica Lewinsky diye birini duymadın mı?
Tu dis ça comme si tu n'avais jamais entendu parler de Monica Lewinsky.
Bu aptalca bir şey değil mi hayatınızda hiç duymadınız mı?
C'est vraiment très con, vous trouvez pas?
- Lasse bunu şimdiye kadar hiç duymadım.
- Lasse, je n'ai jamais entendu dire ça.
Babama hiç öfke duymadım. Bunun babamla bir ilgisi yok.
Je n'en ai jamais voulu à mon père. ll est innocent.
Hayır, hiç duymadım.
Non, je n'ai jamais entendu parler de lui.
- Haberlerimi hiç duymadınız mı?
- Vous n'avez pas entendu mes sujets? Mon Dieu!
Helen Hayes adını hiç duymadınız mı?
- Vous ne connaissez pas Helen Hayes?
Seni altı yıldır tanıyorum ve hiç yattığını duymadım.
Je te connais depuis six ans et tu n'as jamais baisé!
Şaşırmıştım, bu daha önce hiç duymadığım bir şeydi.
J'étais épaté. Je n'avais jamais rien entendu de tel.
KIM Hyo-jin Ben kendi kralını seçmekle ilgili hiç bir konu duymadım
Je n'ai jamais entendu dire qu'un sujet pouvait choisir son propre monarque.
Hiç duymadım.
Gasa? C'est où? Je n'en ai jamais entendu parler.
Bu şirketin adını hiç duymadım ve orada tanıdığım falan da yok.
Je ne connais pas cette Ste, je ne reconnais personne.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]