English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Holster

Holster translate French

60 parallel translation
HOLSTER 2011
Pourquoi le toucher?
Silah kılıfı boşmuş.
Son holster était vide.
# Sayın HOLSTER tarafından Çevirilmiştir #
Puis on repose le pied à terre
Çeviri : HOLSTER
ST LOUIS ACCUEILLE L'EXPOSITION NATIONALE DE BÉTAIL DE 1884
Aklını kaçırmış olmalısın.
Remets ton flingue dans ton holster et allons-y. Je suis sérieux.
- Omuz kılıfı alabilir miyim?
- Je peux avoir un holster?
- Omuz kılıfı mı?
- Un holster?
Aslında, omuz kılıfı alsan iyi olur.
Achète-toi un holster.
Hayır. Tabanca kılıfı boyayı çizeceği için.
- Ton holster raye la peinture.
Hickok diye bilinen, çift tabanca ustasından mı bahsediyorsun?
Un certain M.Hickok? Expert du double holster?
- Kılıfı az bir farkla ıskalamış.
Le holster est à peine sorti. Un réflexe.
Askılık mı kullanıyorsun?
Vous la portez dans un holster d'épaule?
Tabanca kılıfın ne tarafta duruyor?
De quel côté vous portez votre holster?
Bu arada, yeni bir kılıf almayacak mıydın?
Au fait, tu devais changer de holster.
Dinle, neden izin paranın birazını çekip yeni bir tabanca kılıfı almıyorsun?
Dépense le rab que tu te fais dans le privé pour changer de holster. Pourquoi?
Resmi bir rozeti var ama üzerinde kimlik yok. Silah kılıfı da boş.
Il a un vrai badge mais pas de pièce d'identité et un holster vide.
Ayak bileği kılıfına uyuyor.
Ça va pour un holster de cheville.
Ama silah kılıfınızı kapatsanız iyi olur, yoksa silahınız düşebilir.
Mais vous feriez mieu de fermer votre holster ou vous pourriez également perdre votre pistolet.
Tabanca kılıfınızı benden korktuğunuz için açmadınız, değil mi?
Vous n'avais pas ouvert votre holster par peur n'est-ce pas?
Calleigh de senin taşıdığının silahın aynını taşıyor. Bilekten kılıflı.45.
Calleigh porte la même arme de poing que toi, un... holster à la cheville, un 45.
Tabanca kılıfına bakın.
Regardez son holster.
Silahı kılıfına sok. Hadi Annie.
Mets-le dans ton holster.
Silahı kılıfına sok ve oyunu oynayalım.
Mets-le dans ton holster, et jouons le jeu.
Sen daha küçükken ben bu işi yapıyordum, o yüzden beni yargılamak istiyorsan önce 19 yıl bu işi yap.
Je faisais ce job avant même que t'aies des couilles, donc avant de me juger, essaie de porter un holster pendant 19 ans.
Tabanca kilifi.
Un holster!
Kilif, büyük amcam Honk'un bir armagani.
Le holster est un cadeau de mon grand-oncle Honk.
Silah sadece kilif için bir aksesuar, anladin mi?
C'est pour accompagner le holster.
Bos bir kilifla gezemem ortalikta.
Je vais pas me balader avec un holster vide.
Kilifi neden takiyorsun ki?
Pourquoi porter un holster?
Kilifima muz sokmaya kalkan, Pam'di.
Pam m'a fait mettre une banane dans mon holster.
Takım taklavatı kılıfına soktuğundan emin ol.
Vérifies que tout soit revenu dans son holster.
Ayak bileğinde taşıdığın silahtan bahsediyorum.
l'm talking about the gun that you took out of your ankle holster.
Silah kılıfı, silah yok.
Holster, pas d'arme.
Tabanca kılıfı hâlâ kapalı.
Bien, son, heu, holster est encore fermé.
Her zaman insanın içini sıkan tabanca kılıfı gibi yani omuzdan ayak bileğine kadar.
Tu passes du holster de ceinture à celui d'épaule puis de cheville.
Ben güvenilir kılıfları severim.
J'aime un type de holster.
Normalde kılıfında tuttuğunuz silahınızı saklamak için ceketinizi biraz çekiştiriyorsunuz.
Vous lui donnez une petite saccade pour cacher l'arme à feu qui serait d'habitude dans votre holster.
Ben olsam hemen gidip bir silah kılıfı ve ucuz bir takım elbise almazdım.
A ta place, je n'achèterais pas encore de holster ni de costume bon marché.
Eğer göğsündeki o küçük yıldızın ve kılıfındaki tabancanın benim vadimde istediğini söyleme hakkını verdiğini sanıyorsun... -... ama aptalın tekisin, Shelby.
Si vous croyez que cette petite, vieille étoile sur votre poitrine et ce pistolet dans votre holster vous autorise à dire ce que vous voulez dans mon coin, alors vous êtes un taré, Shelby.
Ona kılıf denir, Patrick.
Ça s'appelle un holster, Patrick.
Kılıfını nereden aldın?
Où avez-vous eu votre holster?
Belimdeki bir şey yok.
Rien dans le holster.
Kimse Flynn'in kılıfında bulunan gibi bir silah sattığını hatırlamıyor. Ama hepsi bana son birkaç ayın güvenlik kayıtlarını verdi.
Aucun ne se souvient avoir vendu le type d'arme qui a fini dans le holster de Flynn, mais ils m'ont tous donné leur vidéo de surveillance.
- Silahımı çekemeden ateş etti.
Il a fait feu et j'ai tiré avant que je vide mon holster.
Mahkumun ölüm nedeni belirsiz. Silah kılıfı boş.
la cause de la mort du prisonnier n'est pas évidente le holster est vide
Eminim ayak bileğinde de silah taşırsın sen.
Je parie que t'as un holster à la cheville.
Çeviri Holster Ekim 2011 Beni tanıyorsunuz çocuklar, her zamanki gibi kendi işimi kendim yapmak isterim.
Je veux faire mon travail, comme toujours, sans histoires.
HOLSTER 2010
VOTEZ NIGHTINGALE AU SENAT
Holsters's canımı sıkıyor.
Mon holster me gêne.
Kovboyların kılıfı olur.
Le cow-boy aura un holster.
- Babamın tabanca kılıfı. Max.
Le holster de mon père.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]