Hr translate French

Hrıstiyan aleminde ondan tecrübeli ve iyi asker yoktur.

C'est le meilleur soldat qui soit en Chrétienté.

Fethetmek, zulmetmek, kendilerine ait olmayan bir şeyi almak istediklerinde, Hrıstiyanlar ve kafirler arasında hiçbir fark yoktur.

Quand il s'agit de conquérir, d'opprimer, de prendre ce qui n'est pas à eux, il n'y a pas de différences entre les Chrétiens et les Païens.

Bayan Silverman'ı bilirsin. Hr zaman olanı biteni öğrenmek ister.

Tu connais Mme Silverman, toujours à vouloir tout savoir.

Ve burada diyor ki ; Majesteleri kimle ve ne zaman isterse onun emri altında savaşacağız. Ayrıca başka övgü dolu Hrıstiyan tasavvurları da var.

Il écrit aussi qu'on luttera â ses ordres quand et avec qui bon lui semblera, parmi d'autres propositions chrétiennes bien attirantes...

Kafirlere mi yoksa Hrıstiyanlara mı itaat etmeliyiz?

On s'agenouille devant les paiens ou devant les chrétiens?

Tuna'daki Hrıstiyan kardeşlerimiz, Bulgarlar ve Sırplar yenildi. Ülkeleri fethedildi.

Nos frères chrétiens d'au-delâ du Danube, les Bulgares et les Serbes, ont été vaincus et leurs pays, transformés en provinces vassales de la Porte.

Hrıstiyan kardeşlerimiz sana yardım etmediler mi peki?

Et tes frères chrétiens ne t'ont pas soutenu?

üçü : shoghakat, hrıpsıme ve, eee, gayane?

Trois d'entre elles : Shohagat, Hripsime et... Gayanne?

Hrıstiyanlar.

Des chrétiens.

Kasetin kopyasını çıkarırken, Başkan Nixon ile HR Haldeman arasında geçen bir konuşmayı silmiş.

STATIONNEMENT RÉSERVÉ AU PERSONNEL DE L'HÔTEL WATERGATE Elle a effacé une conversation entre Nixon et Haldeman alors qu'elle transcrivait la cassette.

... HR Haldeman, Beyaz Saray açıklamasını yinelemekte.

Haldeman a réitéré l'explication de la Maison-Blanche...

- Hr yüzyılda bir kez. Bu gece.

- Il n'y en a qu'une par siècle, et c'est ce soir.

Kendi ülkesini kuracak kadar yeterli bir Hrıstiyanlık coşkusu var.

Elle est assez zélote pour fonder son propre Vatican.

Muhtemelen burada hrıstiyanlar yaşıyor, O'Neill.

Que les habitants doivent être chrétiens, O, neill.

Bu karşılaştığımız ilk hrıstiyanlık işareti, efendim.

C, est la premiêre fois que nous découvrons une culture chrétienne.

Eğer bu insanlar Dünya'dan ayrıldıklarında hrıstiyandıysa, o zaman bu Goa'uld da...

S, ils étaient chrétiens sur terre cela suggère que les Goa, ulds jouent à...

Dilerseniz, ona hrıstiyan cenazesi yapılabilir.

Il sera enterré en chrétien.

-... HR Block'a satmadı mı?

On entend les Beatles chez les comptables?

- HR taramalarını onaylıyoruz.

- On vérifie l'IRM.

HR-2562, yani Bruiser Tasarısı. Victoria Rudd'un hayvanların tıpta denek olmamaları konusuna destek vermesi.

HR 2562, aussi nommé le Projet de Loi Bruiser, sous la tutelle de Victoria Rudd qui propose d'interdire... les expériences sur les animaux en cosmétologie.

Karşı dava HR-2652, Bruiser Tasarısı itirazsız olarak uygulanmıştır.

Pétition pour décharger HR 2652, le projet de loi Bruiser, acceptée sans objections.

Adamın kulağındaki hr neyse buz makinesinde de var.

On la retrouve dans l'oreille et sur la glacière. C'est la tueuse.

Her geçen gün, daha çok Hrıstiyanlaşıyor.

Il ressemble chaque jour un peu plus au Christ.

"Britanya adasında, uzun zaman önce meşhur bir büyük, Hrıstiyan aleminin en iyi orospusunu doğurmak için..."

"En l'île de Grande-Bretagne, " connue pour engendrer les meilleures salopes... "

HR Blochian şubesi misin?

Tu veux ouvrir une branche dans chaque centimètre de notre block?

Aşırı tutucu Hrıstiyanlık, dünyanın tek süper gücü olan bu ülkenin seçmenleri arasında yükseliştedir.

Le fondamentalisme chrétien grandit au sein de l'électorat de la grande superpuissance mondiale. Non seulement chez les électeurs, mais également chez le président.

HR-7124. CINPLAN olarak da bilinir. Bu öneriye göre milli parkların bazı kısımları yerleşime açılacak.

Le projet de loi HR7124, aussi appelé CINPLAN, propose d'ouvrir les parcs nationaux au développement.

Hr.

H.R. Oh...

HR firması mı?

HR block?

- Hrıstiyanlığın Prensipleri

- Principes judéo-chrétiens

Tamam, ben de HR'daki Carol'ın yolunu tuttum, ve kapıyı çalıp dedim ki ;

Je vais donc voir Carol des ressources humaines, je frappe à sa porte et je dis :

HR'de Carol diye birisi yok.

Il n'y a pas de Carol.

Yarın HR'a git onlara Seattle Grace'de cerrah olduğunu ve yeni bir kimlik kartı istediğini söyle.

Passez au service du personnel demain. Dites-leur que vous êtes titulaire à Seattle Grace et que vous voulez un nouveau badge.

FEMA ülkenin her bölgesinde devasa kamplar kuruyor ve Kongre de Ulusal Acil Durum Merkezleri, HR 645 gibi yerel hükümetleri ve polisi federal kontrol altında birleştirecek kanunlar çıkarıyor.

La FEMA construit des camps géants dans chaque partie du pays et le Congrès a introduit des projets de lois mettant les gouvernements locaux et leurs polices sous contrôle fédéral.

HR257, YMCA ve Genç Olimpik Atıcılık Klüpleri de dahil bütün gençlik atıcılık sporlarını yasaklıyor.

HR 257 interdirait tout club de tir, y compris les clubs de tir Olympique.

HR 45 ile bütün silah sahiplerinin federal psikolojik tarama, ruhsat alma, ateşli silahlarını saklayabilsinler diye deneme süresi gibi zorunluluklara sokacak.

HR 45 forcerait les propriétaire d'armes à un test psychologique fédéral, un enregistrement et un test de capacité de conservation de leurs armes.

O zaman tüm Hrıstiyanlık'ın yarısını aforoz etmeniz gerekecek.

Vous devez alors excommunier la moitié de la chrétienté.

Ben iyi bir Hrıstiyan kadınıyım.

Je suis bonne chrétienne.

HR'a olan borçlarımı tamamıyla ödedim ben.

Je suis en combine avec HR.

Vargas, HR'a tüm borçlarını ödediğinden falan bahsetmişti aynı yozlaşmış polisler, Elias'ın Carter'i öldürmesine göz yumacaktı.

Vargas parlait d'une combine avec HR. Les mêmes ripoux qui auraient laissé Elias tuer Carter.

Eğer bu adam HR'a şimdiden ödememişse, sen de bundan bir pay alabilirsin.

S'il ne combine pas déjà avec HR, tu pourras l'avoir.

- HR'a ulaşmak istesem, kiminle bağlantıya geçmeliyim?

Je contacte qui pour contacter HR?

Bana HR'nın içinde lâzımsın.

J'ai besoin de vous.

Onlara iyicene yaklaş.

Il faut que vous approchiez HR.

Bu şeyleri örtmen için HR'daki arkadaşlarına ihtiyacın olacak.

Vous aurez besoin de vos amis de HR pour vous couvrir.

Biraz borçlanmaktan fazlası olacak, sevgili dostum.

Tu seras un peu plus que redevable, l'ami. Tu appartiens à HR maintenant.

HR karıştı tamamen.

Eh bien, tu as RH buzzing.

Buraya HR hakkında konuşmaya çağırmadım.

Je ne t'ai pas amener ici pour parler de l'administration.

HR ile olan.

Y a une réunion?

Hrıstiyanlık'ın tüm krallarıyla şefaat etmelidir.

Il doit être l'arbitre des rois de la chrétienté.

HR bulamıyor mu?

Demande à HR.