Hundred translate French
31 parallel translation
# Yüzbeş yaşına dek
To a hundred and five
# Eğer yüreğin gençse
"To a hundred and five " Look at all you ll derive
Hadi evlat, ne oyalanıyorsun?
Ridin'up in front of a hundred faces
He faced the galloping hordes A hundred bad guys with swords
Face aux bandes de méchants Cent types armés jusqu'aux dents
A hundred thousand things to see (
- C'est fabuleux...
Bunun yerine 1947 yapımı klasik bir Glenn Ford filmi olan "Two Hundred Miles to Oregon" u önerdiler...
Ils suggèrent qu'on la remplace par le film de Glenn Ford de 1947, Two Hundred Miles to Oregon.
.. l've heard them all before - A hundred times or more... - Hep böyle yapar.
- Il est toujours comme ça.
- 100 dolar mı? - Hayır.
Hundred dollars?
Yalnızım ama seviyor beni yüzlercesi, binlercesi.
* Dandy Warhols "You Were The Last High" * * I am alone but adored * * By a hundred thousand more *
Yalnızım, yüzlercesi, binlercesi. yüzlercesi, binlercesi.
* I told l'm alone * * but adored * * by a hundred thousand more *
ve onlar ona yüz yıl yaşlı hissettirmişti.
And they made her feel one hundred years old
Biz de takip edip "One Hundred Years of Solitude" kitabını senin için imzalattık.
On l'a retrouvé pour qu'il te signe un exemplaire de Cent ans de solitude.
* Öldüm yüzlerce kere *
I died a hundred times
The Haircut 100 iyi değildi.
Celui d'Haircut One Hundred, moins.
Glaive Hakkında Birkaç Gün Araştırma Yapacağım, Onun Alışkanlıkları, Çalışma Şeklini Falan Kontrol Edeceğim, Sonra da Adi Bir Yüzlük İçin, then for a measly hundred bucks,
Je vais surveiller le Glaive, vérifier ses habitudes, son itinéraire, et pour cent billets,
* Yüz kat yükseklikte *
♪ One hundred stories high ♪
# Onları dağıttığını kim bilecek... # #... yüz yıl sonra bugün #
♪ Who's going to know that you passed them around ♪ ♪ A hundred years from today. ♪
Bütün bir günü onun "100 yol" şarkısına ayırdım ve inan bana o yolların her birini buldum.
Alors j'ai prévu toute une journée autour de sa chanson "One hundred ways" ( cent manières ) et crois-moi, je les ai toutes trouvées.
Cleland'lar hala East-100'de oturuyor.
Les Cleland habitent toujours East Hundred.
♪ I told you a hundred times
♪ I told you a hundred times
# Hundred bottles of beer... # Bu araba seyahati boyunca uyanık kalmak zorunda kalan aptallara acıyorum.
J'ai pitié du fou qui doit rester réveillé tout le long de ce voyage en voiture.
♪ üç yüz adam ♪ ve üç adam
♪ three hundred men and three men
# Beş yüz yirmi beş bin altı yüz dakika #
Five hundred twenty-five thousand six hundred minutes
# Beş yüz yirmi beş bin hatıra #
Five hundred twenty-five thousand moments so dear
# Beş yüz yirmi beş bin seyahat planlanacak #
Five hundred twenty-five thousand journeys to plan
â ™ ª Threw a hundred, hundred â ™ ª â ™ ª On a stripper named Vanessa â ™ ª
♪ Jette des centaines et des centaines ♪ ♪ Sur Vanessa, une strip-teaseuse ♪
Dolar Bill, Bay Hundred Cent.
[Carly] Bill Dollar, M. Cent Cent.