English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Huzur

Huzur translate French

5,552 parallel translation
Huzur içinde yat WWE.
"Repose En Paix WWE."
Sana Tanrı'dan huzur dilerim Garn.
Que Dieu vous garde, Garn.
Ben hariç çoğu insanın huzur içinde uykuya daldığı bir vakit.
Une heure à laquelle la plupart des gens dorment tranquillement. Pas moi.
İstediğim şey yaşamak, ibadet etmek sükunetle öldürmek ve huzur içinde ölmekti.
Tout ce que je veux c'est prier, tuer dans la solitude et mourir en paix.
Heritage Village Huzur Evi'nde gece denetçisiyim.
Je suis la surveillante de nuit à la maison de retraite.
Ayrıca diğer topluluklar ne yaparsa yapsın Boston'da Dr. King'i huzur içinde uğurlayacağımıza söz vermektir.
Regardons-nous tous, ici au Garden ou à la maison, et jurons que peu importe ce que feront les autres communautés, nous, à Boston, rendrons hommage à M. King dans la paix. Merci.
Merhametli Tanrım, Bu iyi kadını, dünyadaki acılarından uzak, huzur dolu cennetteki krallığına al.
Dieu le miséricordieux, acceptez cette femme dans votre royaume céleste, où elle pourra trouver la paix et être libérée de sa souffrance terrestre.
Değneğin ve asan içime huzur salar.
" Ta houlette et Ton baton me rassurent.
O zaman biraz huzur ve sükunet bulabiliriz.
Comme ça on sera, peut-être enfin tranquille.
Huzur ve sessizlik.
- La paix et la tranquillité.
Buralarda uzun zamandır böyle huzur ve kardeşlik örneği görmedik.
Cela faisait longtemps que nous n'avions pas vu un tel acte de paix et de fraternité par ici.
Huzur içinde yatsın prenses.
Laisse le reposer en paix, Princesse.
Yani huzur içinde.
Donc il repose en paix.
Huzur içinde.
En... En paix.
Kısaltması, huzur içinde yat.
R.I.P.
Burası huzur dolu...
C'est calme.
Buraya, az de olsa bir huzur ortamı sağlayacak bir şey.
Quelque chose qui donnera à cet endroit une chance de trouver un peu de paix.
- Ben askerim, huzur sağlayıcısı değil.
Je suis un soldat, pas un auto-défenseur.
Huzur içinde uyusun.
Repose en paix, Alisha.
Aslında huzur içinde uyuma Alisha.
Tu sais quoi? Ne repose pas en paix, Alisha.
Gözleri huzur doluydu.
Il émanait une telle paix.
Orada eğlence, müzik ve huzur var.
Remplie de joie, de musique, et de paix.
Bu huzur ve öze dönüş demektir.
un retour à la destinée,
İnsan huzur ve mutluluk arayışı içindedir.
Pourquoi chercher autre chose que le bonheur?
Bayım, kabalaşmak istemiyorum ama bu, bütün gün boyunca yaşayacağım tek 23 saniyelik huzur anı.
Monsieur, je ne veux pas être grossier, mais ça, ce sont les 23 secondes de paix que j'ai pendant ma journée.
Claire Ives'ın ve tüm inançlı merhumların ruhları Tanrı'nın merhametine nail olsun ve huzur içinde yatsın.
Que l'âme de Claire Ives et celles de tous les croyants défunts dans la compassion de Dieu reposent en paix.
Ama sen güvende olana dek bana huzur yok.
Mais je ne trouverai le repos que lorsque tu seras sauve.
Kötü bir çocuk değil. Sadece annesi gibi biraz hırçın. Huzur içinde yatsın.
Il est pas mauvais, juste un peu sauvage comme sa mère.
Burada muhafaza etmek niyetinde olduğum bir huzur buldum.
J'ai trouvé la paix ici et j'aimerais la préserver.
Savaşsız huzur içinde yaşamak için.
Se protéger les uns les autres, vivre en paix sans guerre.
Biliyorum Lourdes ve diğerleri huzur ve aşk hakkında bir dinden bahsediyorlar. Ve Lexi'ye olanları aklım almıyor. Ama bana senin de onlar gibi olduğunu söyle.
Je sais que Lourdes et les autres parlent comme des religieux de paix et d'amour, et je ne comprends pas ce qui est arrivé à Lexi, mais tu ne peux pas me dire que tu es comme eux,
İstemeyerek, yıllarca, sahip olduğum dövülmüş kılıçlarım var. Oğlumun dünyası için değil onun çocuğuna huzur getirmek için.
À mon grand regret, j'ai trempé des sabres pendant des années, non pas pour le monde de mon fils, mais pour apporter la paix pour cet enfant.
Biraz huzur ve sessizlik için gitmelisin.
Va à Taïwan pour te reposer.
Buradaki herşey, sanki benim için hazırlanmış. Şimdi, nihayet huzur içerisinde, senin için bir şeyler yazabilirim. Bayan Gu,
C'est comme si tout était préparé pour ma venue. je peux me poser et écrire ce morceau pour toi. elle veut louer la chambre.
Umarım huzur içindedir.
Espérons qu'elle soit en paix.
Çünkü eğer varsa ölü ya da diri olsam bile hiçbir zaman bana huzur olmayacak.
Parce que, s'il existe, mort ou vivant, je ne connaitrai pas la paix.
İzin verin onu tapınağa götürüp sonraki dünyada huzur bulabilmesi için şerefiyle gömeyim.
Laissez-moi le faire emmener au temple et l'enterrer avec dignité Afin qu'il trouve la paix dans l'au-delà.
Tıpkı annemle babam gibi, huzur içinde yatsınlar.
Comme mes parents, que leur mémoire soit bénie.
Huzur içinde yatmak istiyordu.
Elle voulait reposer en paix.
Kararıyla da huzur içindeydi.
Et il était en paix avec ça.
İkisi de Henry yaşadığı sürece huzur içinde yaşamana izin vermez.
Aucun des deux ne vous laissera en paix tant qu'Henry sera en vie.
ikimiz de ölene dek bizim için huzur yok.
Vous savez qu'il ne peut y avoir de paix pour l'un de nous, jusqu'à ce que nous soyons tous les deux morts.
Gözlerimi kapatsam kendimi neredeyse Ponder Rock'da sanacağım. Bu iki yüzlü, nefret dolu dünyada huzur olduğunu biliyordum.
Si je ferme les yeux, je suis de nouveau à Ponder Rock, où je connus la paix dans ce monde tordu et plein de haine.
James Connolly mezarında huzur bulsun.
James Connolly doit se retourner dans sa taombe. Dix ans plus tôt.
Her ikisi de huzur içinde uyusun ve tanrının sevgisi onlarla olsun.
Qu'elles trouvent du réconfort et qu'elles comprennent que Dieu est leur refuge.
Zavallıcık, huzur içinde yatsın, sen daha bebekken öldü.
Le pauvre homme est mort quand tu étais bébé, que dieu ait son âme.
Lütfen artık kızımın huzur içinde yatmasına izin verir misiniz?
Peut on s'il vous plait, laisser ma fille reposer en paix?
Rahibe olmadan önce manastırdaki insanların bu dünyadan huzur ve sükûnet içinde göçtüklerini düşünürdüm.
- Avant d'entrer moi-même dans les ordres je croyais que les gens d'Église quittaient ce monde paisiblement dans la sérénité.
Sen ve Fry ortalıkta boş boş dolanırken... çeşitli dinlerde umudumuzu keser ve huzur buluruz.
Fry et toi pouvez papillonner ensemble, pendant que nous abandonnons et faisons la paix avec nos diverses divinités.
Birinin arkadaşı. Huzur içinde yat.
Aria, donne-moi la pince à épiler.
Yunfen, Seni her düşündüğümde, İçimi bir huzur kaplıyor.
J'ai oublié quelque chose. mon cœur est en paix. j'ai toujours quelqu'un à qui penser.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]