Háma translate French
32 parallel translation
Háma oğlu Haleth, efendim.
Haleth, fils de Hama.
Háma oğlu Haleth daima umut vardır.
Haleth, fils de Hama. Il y a toujours de l'espoir.
Ohama :
Hama :
Ben Hama'yım, Utsugi'nin kız kardeşi.
Je suis la sœur d'Utsugi Bunnojo. Hama est mon nom.
Ben Hama'yım, onun küçük kız kardeşi.
Je suis sa sœur cadette, Hama.
Bir samuraya göre dövüş sanatı, mesela bir kadının namusu gibidir.
Dame Hama... la voie du samouraï est pour nous ce que la chasteté est à la femme.
Ohama, ayağa kalk.
Dame Hama... levez-vous.
Hama.
Hama.
Su değirmeninde iki saat yalnız Ryunosuke ile ne yaptın?
Hama, qu'as-tu fait pendant deux heures seule dans le moulin avec Ryunosuke?
Hama isimli bir kadın, o maçı berbat bir maça çevirdi.
Ce combat est devenu sanglant à cause de toi, Hama.
Her şey Hama isimli bir kadınla başladı.
C'est cette femme, Hama, qui est à l'origine de tout ça.
Hama, hiç sake kaldı mı?
Hama, il reste du sak é?
Ohama, eve gidelim mi?
Hama, nous pourrions retourner au pays.
Hama, bana sake ver.
Hama... Donne-moi du sak é.
Yakında Kyoto'ya gideceğim.
Hama, je vais partir à Kyoto.
Hama Yuko
HAMA Momeko
- Háma mı?
Hama?
Ne kadar teşekkür etsem az, Bay Hama.
Je vous remercie, M. Hama.
Oy anam oy!
Hama-Vama!
Sizi korkuttuğum için üzgünüm, benim adım Hama
Excusez-moi de vous avoir fait peur. Je m'appelle Hama.
Bu Hama biraz garip görünüyor.
Cette Hama est un peu bizarre.
Hama birazdan gelir.
Hama va bientôt revenir.
- Hama.
Hama.
Hama'yı durdurmalıyız.
On doit l'arrêter!
Benim bükme gücüm seninkinden daha kuvvetli, Hama.
Ma maîtrise est plus puissante que la vôtre, Hama.
Ne yaptığını biliyoruz, Hama.
Nous savons ce que vous avez fait!
Hama ama, çocuklar.
Allez les gars.
Hama.
À Hama.
Hama...
Un hama...
Arkadaşım Hama kaçırıldığından beri, Güney Su Kabilesi'nde hiç su bükücü bulunmuyordu.
II n'y a pas eu de Maître de l'Eau dans notre Tribu du pôle sud depuis que mon amie Hama a été capturée.
Konuştuğum kişinin Tiki-Hama kampında lastik yatak kullanan Gus Adlı Oyuncu'yla aynı kişi olup olmadığını merak ediyorum. Çünkü her akşam döşeğini ıslatırdı.
Et je me demanais si c'est le même joueur appelé Gus qui au Camp Tiki-Hama devait utiliser des draps en latex, parce que chaque nul, il mouillait son matelas.
Tiki-Hama Kampına geri döndüğümüzü mü sandın?
Tu penses que nous devons revenir au camp Tiki-Hama?