English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hâsıl

Hâsıl translate French

17 parallel translation
Neşeli koşu grubundan yoktur daha kurutucu hâsıl.
Pour nous réchauffer, faisons la course saugrenue
Neşeli koşu grubundan yoktur daha kurutucu hâsıl. Ah, geri-
Pour nous réchauffer, faisons la course saugrenue
Bu yıl büyük bir mısır hâsılatı var, ama...
Le mélo pousse bien, cette année!
Selanik'teki Yahudiler'in mallarına el konmuştu, fakat elde edilen hâsılat Yunan parası şeklindeydi. Tabii Reichsbahn Mark olarak ödeme yapılmasını isteyecekti. Peki, Drahmi'yi Mark'a nasıl çevirecektiniz?
Et, pour qu'ils ne se rebellent pas, on ne les a ni fusillés ni gazés, mais affamés et alors, des épidémies se sont déclarées, le typhus, une sorte de typhus.
Sonra korkunç bir his hâsıl oldu bizde. Hepimizde, kendimde dâhil, bütün arkadaşlarımda. Bir çaresizlik hissiydi bu,... bir utanç hissi.
A l'automne 1943, quand il fut clair pour nous tous que personne ne nous viendrait en aide,
Bütün bunlardan sonra, insanlık küçük organizmaların geçirdiği kompleks değişikliklerin, içimizde hâsıl ettiği neticedir.
Après tout, l'humanité est le résultat de changements de touts petits organismes qui ont évolué vers ce que nous sommes maintenant.
Yarım milyon dolar artı hâsılattan pay karşılığında sattı.
Il a gagné un million et un pourcentage sur les ventes.
Bu şekilde dört seyir tamamlanınca miraç-ı ruhani hâsıl olur.
Ainsi, après avoir achevé ces 4 voyages, on monte au paradis.
- Birilerinin haddini bildirmek hâsıl olduğunda...
- Il faut désamorcer la bombe
Bu ölçekteki bir olayın,... altyapısı, ulaşımı, güvenliği yani Meksika'nın gayrisafi milli hâsılasının yarısını temizlemeyi planlıyorlar gibiler.
L'ampleur de la chose... L'infrastructure, le transport, la sécurité. À croire qu'ils comptent blanchir la moitié du PNB mexicain.
Buck'la yaptığımız anlaşmaya göre sadece bu akşamki hâsılat ederindeki parayı bulamazsa meblağ maaşından düşülüp bir hayır kurumuna bağışlanır.
Si Buck ne peut trouver l'argent, son cachet de ce soir sera reversé à une oeuvre caritative. C'est pas marrant.
Para kazanmak için Dionis ile ortaklığa girdi sonra kuş çılgınlığı, güzel ötüş yarışmaları bir sürü saçmalık hâsıl oldu.
Et pour ramener de l'argent, il s'est associé à Dionís. Il s'est embarqué dans les oiseaux et les concours de gazouillis et toutes ces conneries.
Geçen yıl, İsrail'in gayrisafi yurtiçi hâsılası 220 milyar doları aşmıştır.
L'an dernier, le P.I.B. d'Israël a dépassé les 220 milliards de dollars.
Geçen yıl, Filistin bölgelerinin toplam yurtiçi hâsılası 4 milyar dolara ancak ulaştı.
L'an dernier, le P.I.B. combiné de tous les territoires palestiniens a à peine atteint les 4 milliards.
Njord oğlu Frey, güneşin ne zaman doğacağına sen karar verirsin ya da ne zaman yağmur yağacağına. Toprağın bereketli olmasını hâsıl eyle.
Frey, fils de Njord, toi qui décides du lever du soleil ou de la pluie, apporte fertilité à la terre.
Kamuoyunun bu cinayete dair spekülasyon yapmasına engel olmak için makamlarımızın Los Angeles eyaletindeki Vinci belediyesinde bir suç soruşturması yürüttüğünü açıklama ihtiyacı hâsıl olmuştur.
Pour mettre fin aux spéculations concernant cet homicide, nous annonçons que nos services ouvrent une enquête criminelle sur la ville de Vinci, dans le comté de Los Angeles.
Hepimiz parçalarımızı farklı zamanlarda yaptık,... ve ben ise son ortaya çıkandım,... hâsılı bu arkadaşlar, "hoşgeldin partisi" ne beni atmaya karar verdiler.
On a purg? nos peines? diff?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]