Iddiaya var mısın translate French
132 parallel translation
Hey, Jem... İki "Tom Swift" e bir "Boz Hortlak" veriyorum... Boo Radley'in bahçe kapısından öteye gidemezsin, iddiaya var mısın?
Hé, Jem... je te parie un "Fantôme gris" contre deux "Tom Swift"... que t'irais pas plus loin que le portail de Boo Radley.
Ufak bir iddiaya var mısın, Herod?
Un petit pari, Hérode?
- Ufak bir iddiaya var mısın?
- Tu veux parier?
- Asla mı? Sizden önce Hamunaptra'ya varacağımıza 500 dolarına iddiaya var mısın?
Si je pariais 500 $ que je trouve Hamunaptra avant vous?
- Kimsenin hiçbir şey duymadığına iddiaya var mısın? - Hayır.
Tu paries qu'ils n'ont rien entendu?
Terry, iddiaya var mısın, bu aleti iki tere üstüne kaldırırım.
Tu paries que je fais une roue arrière?
Ek bir iddiaya var mısın?
Ah vraiment? Tu veux parier sur qui?
O kadar eminsen, iddiaya var mısın? - Evet.
Puisque tu es si sûr, tu veux parier à part?
"İddiaya var mısın : Faust'un ruhunu tanrıdan çekip alacağım."
Je suis prêt à parier que je reussirai à détourner Faust de Dieu!
İddiaya var mısın?
Vous voulez parier?
- Burada olmayacak bile. - İddiaya var mısın? Babama bir mektup iletecek, yemeğe çağrılacağı anlamına gelmez.
Non seulement il va venir dîner mais il nous dira où s'asseoir.
İddiaya var mısın?
Tu veux voir?
İddiaya var mısın?
- Tu veux parier?
Var mısın iddiaya?
Tu paries?
İddiaya var mısın?
On parie?
- İddiaya var mısın?
- Tu veux parier?
İddiaya var mısın?
- Ah oui?
- İddiaya var mısın? Paranı görelim.
- Tu veux parier?
İddiaya var mısın?
Tu paries?
- İddiaya var mısın?
Qu'est-ce que tu paries?
- Carla, iddiaya varım şu anda amuda kalkarak şınav çekebilirim, yıllardır yapmamış olmama rağmen.
Je vais faire des pompes verticales, je n'en ai pas fait depuis des lustres.
İddiaya var mısın?
ETABLISSEMENT DES NOTES DE FRAIS
- İddiaya var mısın?
- On parie?
Bana inanmıyorsun, değil mi? İddiaya var mısın?
Tu ne me crois pas, hein?
İddiaya var mısın? Nesine?
Tu paries quoi?
Var mısın iddiaya?
Tu veux parier?
- İddiaya var mısın? - Başkan Walker,..
Vous plaisantez!
- Var mısın iddiaya?
- On parie?
- İddiaya var mısın? - Hayır, sen kazandın.
- Tu as mieux?
- İddiaya var mısın?
Tu paries?
İddiaya var mısın?
Acceptez-vous mon pari?
İddiaya var mısın?
Tu veux parier?
İddiaya var mısınız.
On parie.
- İddiaya var mısın? - Cebindekileri görelim.
Mets la main à la poche.
- İddiaya var mısın?
On parie?
İddiaya var mısın?
- Vous voulez parier?
Yemeğe de kalmasını sağlayabilirim. İddiaya var mısın?
Tu paries que je la persuade de rester déjeuner?
İddiaya varım onun canını sıkmıştır.
Ca a peut-être gâché la sienne.
İddiaya var mısın? O da aynı şeyi söyleyecek.
Vous voulez parier qu'elle dira la même chose?
İddiaya var mısın? - Neden olmasın?
Pourquoi?
Peki, var mısın iddiaya?
On fait un pari?
- İddiaya var mısın? - Kitap.
- Vous voulez parier?
- İddiaya var mısın?
Tu es lent. Tu veux parier?
İddiaya var mısın?
- Comme le Dr Chase.
İddiaya varım kediyi evin çatısından uzağa fırlatamazsın.
Je parie que vous pouvez pas lancer un chat par-dessus la maison.
- Var mısın iddiaya?
- Tu veux parier?
İddiaya var mısın?
Que dirais-tu d'un petit pari?
- Var mısın iddiaya?
Tu veux parier?
- İddiaya var mısın?
- Oh, si - Tu veux parier?
İddiaya var mısın?
C'est sûr.
İddiaya var mısın?
Tu veux te battre contre moi?